İKİ RUH.

4K 167 17
                                    

"Gurbeti ölümden üstün görmedim hiç.."

"Ki-kimsin sen? Diye sordum zar zor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ki-kimsin sen? Diye sordum zar zor. Boğazımdaki eli konuşmamı zorluyordu. "Bir düşün bakalım kimim?" Dedi alay ettiğini belli ederek. "Oktay'ın oğlu musun?" Histerik bir kahkaha attı. "Zeki kızsın." Ellerini biraz daha sıktı. Nefes almamı engellemiyordu ama acıyordu. "Sana öyle şeyler yapacağım ki.." nefesini yüzüme üfledi. "Ölmek için yalvaracaksın." Diye ekledi. Gözlerimle gözlerine baktım. "Sana bu dünyada cehennemi yaşatacağım." Dedi yüzümü inceledi ardından kafamı geriye ittirerek bıraktı.

Ellerim anında boynuma gitti. Beni izliyordu. Boyu oldukça uzundu. Esmer, beyaz tenliydi. Üzerinde siyah tişört, siyah pantolon ve şapka vardı. Dudağının kenarı kıvrıldı. Ardından düğmeye basıp  asansörü çalıştırdı. Asansör bir kat aşağıda durduğunda göz kırpıp indi. Ben olduğum yerde hâlâ olayın şokunu atlatmaya çalışıyordum. İneceğim katta durduğumda asansör açıldı. Ömer karşımdaydı. "Sana geliyordum." Bir kaç adım atarak asansörden indim. "Boynuna ne oldu?" Sesini yükseltmişti. Bir eliyle kolumu tutarak beni tam karşısına aldı. "Yanından biri geçti mi?" Evet anlamında kafasını salladı. "Oktay'ın oğlu o." Dediğimde dış kapıya doğru baktı. "Sana bir şey yaptı mı? Diye sordu endişeyle tekrar yüzüme bakarken.

"Hayır ama yapacak." Dediğimde dış kapıya doğru ilerliyordum. Bacaklarım bedenimi zor taşıyor gibi hissediyordum. Ömer'de yanımda yürüyordu. "Piç herif" diye söylendi ardından ekledi. "Geberteceğim onu." Onu aldırmadım. "Sen nereye gidiyorsun bu halde?" Beni durdurup önüme geçerken sormuştu. "Defne'nin yanına gideceğim." Kafasını olumlu anlamda salladı. "Seni bırakmama izin ver." Bu halde tek gidebileceğimi düşünmediğim için onayladım.

Arabaya bindiğimizde Ömer arabayı çalıştırdı. "Ne dedi sana?" Diye sordu merakı ve telaşı sesine yansımıştı. "Tehdit etti."  Dedim camdan yana kafamı çevirirken. Ömer'in elini boynumda hissettiğimde irkildim. "Şşş sakin ol." Fısıldamıştı. "Çok acıyor mu?"

"Ruhum kadar değil." Dediklerimle birlikte soğuk rüzgarlar esmişti. Aldırmadım ve yolu izlemeye devam ettim. Ömer'de sessiz kalmıştı. Defne'nin attığı adrese geldiğimizde arabadan inip pastaneye girdim.

Defne'yı gördüğümde el salladım. Gülümseyerek yanıma geldi. "Hoş geldin." Sıkı sıkı sarıldığında karşılık verdim. "Hoşbuldum." Ayrıldığımızda eliyle pastaneyi gösterdi. "Beğendin mi?" Hayranlıkla pastaneyi incelemeye başladım. Küçük, sıcak bir yerdi. "Bayıldım."

"Beğenmene sevindim. Artık sende burada benimle birlikte çalışacaksın." Kafamı olumlu anlamda salladım. "Servis ve kasa işleri sende, bu lezzetleri hazırlama işleri bende." Gülümseyerek karşılık verdim. "Yeni işin hayırlı olsun." Enerjisi az önce yaşadıklarımı unutturmuştu.

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin