Cumali arabayı park etti ve yan koltukta uyuyakalmış olan kardeşine baktı. Gülümsedi ve onu uyandırmamaya çalışarak arabadan indi. Kapıyı çalmadan kapı açılmıştı. Annesinin ona sarılan kollarını hissedince Cumali birden vazgeçip onu affetmek istedi...
Çukur yaş konusunda bok gibi olduğu için ben gene liste bırakıyorum buraya. Ona göre okuyun. İlk sahnedeki yaşları bu. Cumali 27 Kahraman 25 Selim 16 Salih 16 Yamaç 9
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selim "Tamam, ben bi bahane bulurum. Ama sen de uzatma ve çabuk gel." derken Salih "He Selim he. Hadi git." dedi. Selim gözlerini devirip "Görüşürüz Saadet." dedi. Salih'in koluna girmiş olan Saadet de ona gülümseyip "Sonra görüşürüz Selim." dedi.
O gün okuldan sonra üçü buluşmuş ve saatlerce Çukur'da takılmışlardı. Salih, Cumali abisinin ona öğrettiği gibi çatıya çıkmış ve Selim'le Saadet'e yardım etmişti. Çukur'a tepeden bakmak üçü için de yıllardır alışkanlık edindikleri bir eğlenme türüydü. Selim giderken Salih de hafiften kararan gökyüzüne baktı ve derin bir nefes çekti ciğerlerine. "Nihayet yalnız kalabildik."
Saadet onun koluna vurup "Salih! Öyle deme." dese de Selim gittiği için o da biraz mutluydu. Salih boştaki eliyle saçlarını geriye attı ve "Evine götüreyim mi seni?" dedi. "Ya da biraz daha gezebiliriz?" Salih içten içe Saadet'in ikinci seçeneği seçmesini isterken Saadet "Selim haklıydı Salih, eve dönme saatimiz geliyor. Sen beni eve bırak, oradan da doğruca eve git." dedi. Salih dudaklarını büzüp "Neden mantığın sesi olmak zorundasın hep?" dedi. Saadet gülüp "Çünkü mantıklı olmak için çok delisin sen. Ve birinin seni mantıklı tutması gerek." dedi. Salih homurdanıp "Onu Selim yapıyor zaten." dedi. "Biz beraber deli olabiliriz."
Saadet tek kaşını kaldırıp "Cevabım hala eve gitmek Salih. Yarın hafta sonu zaten." dedi. "O zaman istersen tüm gün gezeriz." Salih "Hee, kesin. Ben onu bir kere yutarım Saadet Hanım. Geçen sefer de aynısını dedin sonra tüm haftasonu ders çalıştın." dedi. Saadet "Sınav haftasıydı çünkü Salih!" deyince Salih "Olabilir. Hafta içi ne güne duruyor?" deyince Saadet de "Hafta içi de işte erkek arkadaşımın nazını çekiyorum hep." dedi.
Salih bunu duymasıyla yolun ortasında durup "Ne dedin sen?" dedi. Saadet ona anlamayarak baktı. "Ne dedim?" Salih sırıtmasını gizlemekten çekinmeyip "Erkek arka- Sen bana erkek arkadaşım dedin. Ben senin erkek arkadaşınım." dedi. Saadet "Ha o bu? Ben öyle bir şey demedim." dedi kızararak. Salih ona eğilip "Dedin dedin duydum ben." dedi. "Ben senin erkek arkadaşınsam... bu da seni..." Salih Saadet'in belini tutup kendine çekti. "Benim kız arkadaşım yapar."
Saadet onu ittirip "Of Salih." dedi ve evine ilerlemeye devam etti. Salih onun ardından dudağını ısırıp bakarken o sırada sokağa giren yabancı arabayı gördü. Arabadaki camdan bir adam sarkınca Salih hemen Saadet'e koştu ve onun evlerden birinin kapı boşluğuna çekti. Sokakta silah sesleri patlarken Salih kıza sıkı sıkı sarılmıştı. Yüzünü Salih'in göğsünde saklıyan Saadet kulaklarını kapatıyordu.
Silah sesleri kesilip araba hiçbir şey olmamış gibi sokaktan kaçarken Salih sokağa atlayıp arabanın ardından baktı. Plakayı ezberledikten sonra Saadet'in yanına koştu gene. Ama Saadet bıraktığı yerde değildi. Sokağa çıkmış ve taranan eve bakıyordu. Ev onun eviydi. Saadet eliyle ağzını kapatıp ağlamasını bastırmaya çalışırken Salih ona sarıldı. Saadet bakışlarını evin kırık camlarından çekmeden Salih'e dayandı. Ayakları tutmuyordu.
