Çukur yaş konusunda bok gibi olduğu için ben gene liste bırakıyorum buraya. Ona göre okuyun. İlk sahnedeki yaşları bu.
Cumali 40
Kahraman 38
Selim 29
Salih 29
Hilal 27
Yamaç 22
Karaca 9
Akşın 9
Akın 7
Acar 4
Mücahit 1Sena, kucağındaki Mücahit ile oynarken Hilal kendini koltuğa atmıştı. "Ölüyorum yorgunluktan." Sena "Ne oldu ki?" dedi. Mücahit de annesinin sesindeki bezginliği sezmiş olacak ki ilgiyle ona bakıyordu kocaman ela gözleriyle. Hilal "Bu hafta çok iş vardı. Salih her zamankinden fazla üretmiş ilk defa. Tüm hafta fazladan araç bulmakla uğraştım. Abimler de kendileri altında olanları vermediler." dedi. Sena "Eee, çözebildin mi vari durumu?" deyince Hilal başını salladı. "Gemi satın aldım. Eski bir dostumuz, Uluç diye biri, biraz dara düşmüş. O da kaçakçılık işinde. Gemilerinden birini almayı teklif ettim. Adam da kabul etti el mecbur."
Sena başını salladı. "İyi bari." Hilal oğlunu eltisinin kucağından alıp tombul yanağını öptü. "Annem. Özledin mi sen anneyi? Özledin mi bakalım?" Mücahit gülümseyip annesinin saçlarına tutununca Hilal saçlarını kurtardı hemen. Bebeğin annesinin saçlarına takıntısı vardı. Sena onlara gülümseyerek bakarken Hilal "Eee, sen neden buradasın?" dedi. "Mücahit'e Salih bakacaktı."
Sena "Ya... Cinnet Elti Birliği gene darladı beni. Saadet de aşevindeydi. Oraya kadar gitmeye üşendim ve buraya geldim. Yeğenimi göreyim diye." dedi sonunda Mücahit'e bakarak. Zaten Nehir ve Efsun'un ilgisiyle iyice şımaran Mücahit Sena'ya bayılıyordu. Ortamda annesi yoksa hemen Sena'yı arıyordu afacan. Salih dalga geçercesine oğlunun Yamaç'a çektiğini söylüyordu hep.
Hilal "Aman kız boş ver. Haftaya gitmiyor musun sen tatile?" dedi. Sena başını salladı. "Ay evet. Allahtan ya. Deren ve Fikret çağırmasa kafayı yiyeceğim burada." Hilal Mücahit'i göğsüne yatırıp sırtını sıvazlarken "Sizin ev daha olmadı değil mi ya?" dedi. Sena ağlamaklı sesiyle "Olmadı." dedi. "Yamaç'a o kadar dedim ki bizzat ilgilen şu işle ama yok. Beyimiz anca laboratuvarına kapansın, tüplerle oynasın." Hilal "Hah!" dedi. "Abisi ne ki kardeşi ne olsun."
***
Sena valizini alırken "Gelmek istemediğinden emin misin?" dedi Yamaç'a. Yamaç "Sena istiyorum ama işlerim çok ve evimizin bitimine az kaldı. Burada kalmam lazım." dedi. Sena "Eğer en başında, işin başında dursaydın gelebilirdin bizimle." dedi imalı bir şekilde. Yamaç karısının beline sarılıp "Gene mi aynı konu sevgilim?" dedi sevimli bir şekilde. Sena kollarını onun boynuna dolayıp "Olmasın mı sevgilim?" dedi. Yamaç onun dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp "Olmasın." dedi. Sena güldü.
"Seni seviyorum kadın. Oralarda kendine dikkat et tamam mı?"
"Tamam. Ben de seni seviyorum adam."
"Ne abarttınız ya. Yeter."
Sena ve Yamaç yanlarında dikilen ve Fikret ve Deren'e baktılar. Fikret "Hani bu da göz ya." dedi. "Siz evlendikten sonra daha mıç mıç oldunuz he. İzmir'de hiç böyle değildiniz." Deren "Harbiden ya. Enişte hadi bırak arkadaşımı. Biz tatile gidiyoruz." dedi ve Sena'yı Yamaç'tan aldı. Deren ve Sena limanda kiraladıkları tekneye doğru giderken Yamaç Fikret'e döndü. İkisi de yumruklarını tokuşturduktan sonra Yamaç "Onlara iyi bak, sana emanet Sena." dedi. Fikret gülümseyip Deren'in karnını okşayan Sena'yla nişanlısına döndü. "Merak etme birader. Üçüne de çok iyi bakacağım."
***
Her şey çok hızlı olmuştu Fikret'e göre. İzmir kıyılarına bir hafta sonra varabilmişlerdi. Foça'daki Siren Kayalıkları'nın oraya doğru gitmişlerdi. Öğlen olduğu için Fikret kamarasına çekilip uyumaya karar vermişti ama kızlar denize girmekte kararlıydılar. Deren bir süre sonra üşüyüp çıkmıştı ama Sena yüze yüze kayalıkların oraya kadar gidip gelecekti. Deren teknenin güvertesine attığı havlunun üstüne uzanıp güneşlenerek kururken kulaklıklarını taktı ve gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamızın Oğlu
FanfictionCumali arabayı park etti ve yan koltukta uyuyakalmış olan kardeşine baktı. Gülümsedi ve onu uyandırmamaya çalışarak arabadan indi. Kapıyı çalmadan kapı açılmıştı. Annesinin ona sarılan kollarını hissedince Cumali birden vazgeçip onu affetmek istedi...