Çukur yaş konusunda bok gibi olduğu için ben gene liste bırakıyorum buraya. Ona göre okuyun. İlk sahnedeki yaşları bu.
Cumali 24
Kahraman 22
Selim 14
Salih 14
Yamaç 6
"Abi ben Muhittin Abi'nin bozulan kamerasını tamir etmesine yardım edecektim ya."
"Yamaç... bak seni hiç dövmedim bugüne kadar, çok pis döverim şimdi."
"Abi biz niye bebeyi aldık ki zaten?" dedi Kahraman. "Anlamayacak hiçbir şeyden."
Salih öbür cam kenarında oturan kardeşinin saçlarını okşadı. "Deme öyle abisi, uslu duracak, değil mi Yamaç?"
Salih abisini duyan Yamaç susmuştu ama somurtmaya devam ediyordu. Salih bununla onun yanağını sıkıp onunla eğlenirken aralarında olan Selim "Salih bir dahakine sen ortaya otur arabada, öyle sev kardeşini." dedi rahatsızca. "Oturtmayın beni ortaya ya!"
Salih hemen Yamaç'ı bırakıp onunla uğraşmaya başladı. "Sen ortaya çok yakışıyorsun ama Selimcim."
"Çok uzunum ya, sığamıyorum."
"Ooo, eminim bunu birine ilk söyleyişindir."
Selim bununla ona vurmaya başlayınca "Salih! Selim! Uslu durun lan!" diye seslendi Kahraman ön koltuktan. "Siz didişirken arabaya bir şey olacak babam hepimizi dövecek."
"Beni niye dövsün ya ben bir şey yapmadım!" dedi Yamaç.
"Hay ben kafamı sikeyim ya. Sizi yanıma alan kafamı sikeyim." dedi Cumali. "Niye sizi de alıyorum ki? Eşek hoşaftan ne anlar?"
"Abi aşk olsun! Söz vermiştin bir sonraki Gazi'ye birlikte gideceğimize!" dedi Kahraman. "Tamam bu eniklere gerek yoktu cidden ama..."
"O zaman arabayı daha sessiz çalsaydınız abi." dedi Salih sırıtarak. "Her şeyin bir bedeli var... susmanın da."
"Ya siz tamam, Yamaç niye?"
"Evde sıkılırsa babama sarar, babama sararsa babam yokluğumuzu fark eder abicim, ondan." dedi Selim. "Hiç düşünmüyorsunuz ha eylemlerinizin devamını."
"Off, susun!" dedi Cumali ve bu Veliefendi Hipodromu'na varana kadar arabada duyulan son sesti.
Beş kardeş hipodroma girdiklerinde Yamaç bu kalabalığa ve hipodromun büyüklüğüne inanamadı. Kahraman gülüp onu omuzlarına alınca çocuk sırıtmış, onun başına sarılmıştı küçük kollarıyla. Selim ve Salih birbirlerini kaybetmemek için küçükken yaptıkları gibi el ele tutuşmuşlardı. Cumali ise onların önünde yürüyordu; hemen neredeyse her ay geldiği bu büyük yerin tarihçesinden başlayarak Osmanlı'daki at yarışlarından girmiş, Gazi Koşusu geleneğinden çıkmıştı.
70. Gazi Koşusunu izlemek için geldikleri bu yerde Cumali, kendinin ve evet, soyadının imtiyazlarıyla bir loca aramıştı ama son dakika beş kişi olacaklarını söyleyince o da yalan olmuştu. Tribünden izleyeceklerdi.
Yamaç hala Kahraman abisinin omzundaydı ve inmeye niyeti yok gibiydi. Selim ve Salih, Cumali abilerinden kaçamamış sırasıyla bütün koşuları kimin kazandığına dair olan tarihçeyi dinliyorlardı. Dört kardeşinin ortasında oturan Cumali ise sırıtıyordu. Arabadaki gergin halinden eser kalmamıştı.
Atlar start çizgisine gelince Cumali hevesle gülümsedi. "Bak oğlum, bu yarışta Bolu Pilot da var. Enfes bir şey. Bak şuradaki, koyu kahve olan." Salih ıslık çalmıştı. "Vay anasını... epey güzelmiş."
Selim gözlerini kısıp eğildi. "Oğlum ben görmüyorum."
"Körsün çünkü."
"Abi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamızın Oğlu
Hayran KurguCumali arabayı park etti ve yan koltukta uyuyakalmış olan kardeşine baktı. Gülümsedi ve onu uyandırmamaya çalışarak arabadan indi. Kapıyı çalmadan kapı açılmıştı. Annesinin ona sarılan kollarını hissedince Cumali birden vazgeçip onu affetmek istedi...