3.5 // Olan Emrah'a Oldu Ya

460 34 28
                                    

Sena beyaz ve tatlı elbisesi içinde gergince bir ileri bir geri giderken Güzide oflayıp "Ay başım dolandı Sena! Yeter!" dedi. "Gelecekler işte. Sen de ne koca meraklısıymışsın." Sena bir şey demesi için babasına baksa da babası annesine bir şey demeden "Kızım sakin ol sen de." dedi. Sena ofladı ve bahçeye çıkıp telefonunu çıkarttı.

Abisine yazmıştı. Ama Emrah'a göre gelmesine daha yarım saat vardı. Sena onu aradı bu sefer. Emrah açtı. "Geliyorum Sena. Sabret azıcık." dedi. Sena "Nasıl sabredeyim ya? Annem gene bana laf atıyor." dedi. Emrah oflayıp "Tamam kardeşim. Geliyorum işte. Bak daha da gaza basıyorum. Yetişeceğim tamam mı?" dedi. "Seni bensiz isteyemezler. Söz. Annemle de konuşurum, biraz kendine dikkat eder." Sena "Teşekkürler." dedi. "Çabuk gel."

Sena bahçede gezinirken telefonu çalmıştı. Arayan Salih'ti. Sena hemen açtı. "Salih Abi? Geldiniz mi?" Salih "Geldik Sena geldik, senin attığın konumdaki mahalledeyiz ama bulamadık." dedi. Sena "Nasıl bir yerdesiniz, tarif etsenize." dedi. Salih "İşte, sağımızda mavi iki katlı bir ev var. Solumuzda da yasemin dolu bir duvar." deyince Sena "Ha siz Feyza Teyzenin oradasınız ta, dur bi sokak aşağısındasınız bizim evin." dedi. "Oradan düz gidip ilk sola dönün, biraz yokuş yukarı çıkıp ilk sola girin gene. Beni görürsünüz zaten. Evin önü boş, buraya da park edersiniz." Salih "Tamam gelin." dedi ve Sena'nın söylenmesine fırsat vermeden telefonu kapattı.

Sena evin önüne çıkıp onların arabayı görmeyi beklerken bir süre sonra görmüştü de. Şöför koltuğundaki Salih'e el sallarken onun yanında kucağında kocaman bir çiçekle bayram çocukları gibi oturan Yamaç gözüne çarpmıştı. Eliyle ağzını kapatıp gülümsedi.

Sena eve doğru "Baba! Geldiler!" dedi. Annesi ve babası kapıdan çıkarken Güzide "Ay bi de kapılarda beklemediği kalmıştı." dedi sessizce ama kocasının uyaran bakışıyla sustu. Salih arabayı park edince ilk inen Sultan olmuştu. Çünkü gene ortada oturmak zorunda kalan Selim'in söylenmelerinden bıkmıştı. Selim de annesinin ardından kendini dışarı atıp "Bir dahakine Yamaç ortaya otursun ya bana ne!" dedi.

Sultan dudaklarını büzüp sakin kalmaya çalışırken diğerleri de inmişti. İdris "Tamam yeter artık." dedi. "Geldik, yeter." Sultan Sena'ya ilk ulaşandı. Kendi kızı gibi gördüğü kıza sarıldı. Sena ondan ayrılınca "Hoşgeldiniz Sultan Anne." dedi gülümseyerek ve elini öptü. Sultan kapıdan geçip Güzide ve Mehmet ile tanışırken Sena İdris'in de elini öpmüştü.

Selim ve Salih de muhtemelen sevdikleri yengeleri olan Sena'ya kısaca sarıldıktan sonra sıra en arkaya atılmış olan Yamaç'a gelmişti. Yamaç şapşal gülümseyip elindeki buketi ve çikolataları Sena'ya verdi. Sena onları aldıktan sonra Yamaç geçip Güzide ve Mehmet'in elini öpmüştü. Herkes içeri geçerken Sultan "Sena bir de abisi olduğunu söylemişti." dedi. Güzide gülümseyip "O da gelecek. İşleri vardı." dedi. "Siz geçin, buyrun."

Herkes oturduğunda Sena da salonun kapısına en yakın koltuğa oturup onların konuşmasını dinledi. Aradan on dakika geçmiş ya da geçmemişti ki Güzide Sena'ya bir bakış attı. Sena anlayıp kalkarak "Kahvelerinizi nasıl alırdınız?" dedi kibarca. Herkes sade isterken Sena başını salladı ve mutfağa girdi. Ama mutfakta onu bir sürpriz bekliyordu. Emrah ona gülümseyip "Benimki de sade olsun." dedi. Sena sırıtıp hemen abisine sarıldı. Emrah kardeşinin ona dokunacak kadar güvenmesine sevinip o da ona sarıldı. İyileşmeye başlamışlardı.

Emrah "İçerideler mi?" dedi ondan ayrılınca. Sena başını salladı. "Evet. Yamaç sarışın olan. İki abisi de geldi." Emrah başını salladı. "Güzel. Hadi sen kahveleri yap, ben de tuz karabiber ne varsa yardırayım." Sena "Abi abartmadan yap ama." dedi. Emrah "He Sena. Olur." dese de kesinlikle abartacaktı. Kız kardeşini alacaktı o Yamaç denen herif, cezasız mı kalsaydı?

Sena kahveleri ayarladıktan sonra Emrah küçük bir tabakta hazırladığı baharat karışımını bir bardağa döktü. Sena tepsiyi dikkatlice tutup salona girerken Emrah da arkasından girmişti gülümseyerek. "Üzgünüm geç kald-"

Sena kahveleri dağıtırken Emrah gördüğü şeyle kalakaldı. Salih ve Selim şaşkınlıkla ona bakıyorlardı. Selim "Sen Sena'nın abisi mi-" derken Salih dayanamayıp gülmeye başlamıştı yavaşça. İdris oğullarına bakarken Emrah "Dalga geçiyor olun." dedi. "Lütfen." Salih başını iki yana sallayıp eliyle ağzını kapatırken Selim "Keşke..." dedi.

Güzide "Siz tanışıyor musunuz?" deyince Emrah annesine baktı. "Tabi... İstanbul'da en yakın arkadaşlarım dediğim kişiler. Selim'le Salih." dedi ve Mehmet'in yanına oturdu. Güzide'nin ilgisini çekmişti bu durum, oğluyla ilgili her şeyin çektiği gibi. "Aaa, ilginçmiş." Selim başını sallarken Salih hala gülmeme konusunda kendini tutuyordu. Ama dayanamıyordu ki! Bu durum çok komikti. Hele Nazım'la Efsun'a anlattığında onların da kırılacağına emindi. Emrah bir değil, iki kardeşini Koçovalılara gelin/damat veriyordu.

***

Emrah somurturken Salih'in anlattığı olayı dinleyen Nazım gülmekten yerlere yatmıştı neredeyse. Selim Nazım'ı gülümseyerek izlerken Emrah "İki kardeş." dedi. "İki kardeşimi Koçovalılara kurban ediyorum." Salih "Deme lan öyle. Çok tatlı bir aileyiz." dedi. Emrah etraf çok kalabalık olduğundan nah çekemeyerek "Bok çok tatlı bir ailesiniz. Ya ben kardeşimin kaynanası olarak Sultan Koçovalı'yı istemiyorum. Selim'e bak." dedi. "Sena'yı mahveder o kadın."

Selim birasından bir yudum alıp "Yok lan." dedi. "Benden çok seviyor Sena'yı. Gerçi o kapıdaki korumaları bile benden çok seviyor ama..." Emrah "Bak işte bundan bahsediyorum. Ya benim kız kardeşim berbat bir ilişkiden çıkalı bir yıl olmadı. Şimdi Sultan'ı hiç çekemez. İstemiyorum." dedi. Salih "Sen istemesen ne olacak aslan parçası? Baban kızı verdi bile. O artık bizim evin gelini." dedi. "Hem bak, muhtemelen babamların evde yaşayacaklar. Selim kontrol eder hep onu, o olmazsa da ben. Hemen tepelerindeki evdeyim zaten."

Emrah somurtmaya devam edince Nazım "Hadi ama Emrah." dedi. "Bir şey olmayacak. Abartılacak bir durum yok. Daha kötüsü de olabilirdi." Emrah gülüp "Dedi gay olduğunu kimseye açıklayamayıp hala evli ve çocuklu olan sevgilisiyle buluşabilmek için her seferinde bizi de peşine takan adam." dedi. Nazım dudaklarını büzüp "Pisleşme." dedi. Emrah oflayıp "Ya ben Koçovalılar kız mız vermek istemiyorum ya!" dedi mızmızlanan bir çocuk gibi. "Allah'tan Efsun var he. O en asından Koçovalılara gelin gitmez."




'Ello!

Aynen Emrah. Allah'tan Efsun Koçovalılara gelin gitmez. 😏😏
Bölüm biraz kısa evet, ama her seferinde 5000 kelimelik performans beklemeyin, ben de insanım.

Gelecek bölümden spoyler : Yamaç ve Emrah dans edecek. ✌🏻🏳️‍🌈

Babamızın OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin