Çukur yaş konusunda bok gibi olduğu için ben gene liste bırakıyorum buraya. Ona göre okuyun. İlk sahnedeki yaşları bu.
Cumali 38
Kahraman 36
Sarp 30
Nazım 28
Selim 27
Salih 27
Hilal 25
Emrah 23
Nehir 21
Yamaç 20
Efsun 19
Karaca 7
Akşın 7
Akın 5
Acar 2Hilal'i istemelerinin üstünden aylar geçmişti. Düğün hazırlıkları neredeyse tamamlanmıştı. Sadece gelinlik ve damatlık almaları kalmıştı. Salih de tam olarak onu hallediyordu şu an. Nazım'ın önerdiği takımcıya girdiği gibi ona bunalma gelmişti. Takımların hiçbiri onun tarzı değildi ama damatlık olduğu için çok sevdiği bordo ve kırmızılara bürünemezdi. Siyahla beyaz seçecekti.
Salih oflayarak takım için ölçülerini aldırırken Selim'e içecek bir şeyler dolduran Nazım "Söylenme Salih, söylenme." dedi. "Burada her şey mükemmel olsun diye uğraşıyoruz." Salih gözlerini devirip "Kardeşime yürümeye uğraşıyorsun." dedi sessizce. Ama yanında dikilen Emrah duymuştu. Kahkahasını zar zor bastırıp arkasını dönüp kasılan yüzünü sakladı.
Selim Nazım'dan bardağı alırken "Salih, Hilal'in abileri takım işini hallettiler mi?" dedi Salih'e. Salih imalı imalı omzunu silkip "Bilmem. Arasana Sarp'ı." dedi. Selim anlamayarak "Mantıklı." dedi ve telefonu çıkarttı. Ama Emrah anlamıştı. Salih'e dönüp "Sarp kim?" dedi. Salih "Hilal'in en küçük abisi." deyince Emrah burun kıvırdı. "Adını sevmedim." Salih gülerken terzi ölçüleri almayı bırakmıştı.
Salih rahatlayıp kendini Selim'in yanına atarken Selim "Mesaj attım Sarp'a." dedi. "Bir tek onun takımı kalmış. Onu da buradan halledecek." Emrah hemen "Yaaa. Biz bizeydik oğlum işte ya. Niye çağırıyorsun başkalarını?" diye söylendi. Salih "Aynen kardeş ya. Gelecek şimdi pislik çıkartacak. Sevmiyor zaten beni." dedi. "Kabalaşacak. Çirkefleşecek." Selim şaşkınlıkla ona bakıp "Ne alakası var Salih?" dedi. "Sarp çok kibar ve komik biri."
Selim'in Sarp'ı savunmasından on beş dakika sonra gelmişti Sarp. O sırada Nazım'la müzik grubu hakkında konuşanSelim onu görmesiyle "Aa hoşgeldin." dedi ve kalkıp onun yanına gitti. Nazım kaşlarını çatıp onalara bakarken Emrah Salih'i dürttü. "Kıskandı benimki." Salih gülerken "Çok eğleneceğiz." dedi. "Sarpçığım! Hoşgeldin canım benim."
Sarp kendini tutup "Hoşbuldum damat. Naber?" dedi. Salih omzunu silkti. "Her zamanki gibi canım. Damatlık alışverişi işte." Sarp başını salladı. "Tabi." Emrah kalkıp "Sarp biz seninle tanışmadık değil mi? Ben Salih ve Selim'in arkadaşı, Emrah. Abim Nazım." dedi. Nazım kalkıp Sarp'a yaklaştı ve elini uzattı. "Nazım Kent." Sarp onun elini kendinden emin bir şekilde sıkıp "Sarp Beşiro." dedi. "Memnun oldum."
Sarp Nazım'ın elini bırakıp Selim'in kolunu tuttu ve "Senin zevkine güveniyorum Selim. Bana yardım edersin değil mi?" dedi. Selim başını sallayıp "Tabi. Gel şuradakilerden başlayalım." dedi ve Sarp'ı askıların oraya götürdü. Nazım dişlerini sıkarken Emrah ikiliye bakıyordu. Nihayet gözlerini ondan alıp "Bence seninki elden gidiyor abi." dedi. Nazım ona bakıp "Ne?" dedi. "Selim- benimk- ne alakası var Emrah kendine gel. Adam evli ve çocuklu." Salih "Tamam işte. Toptan paket. Sonra çocuk yapmakla da uğraşmazsınız." dedi yanlarına gelip. Nazım iki yanında durup onu bu konuda tahrik etmekten zevk alan ikiliye baktı sinirle ve "Bıktım." dedi. "Ben sizinle arkadaş olmaktan bıktım ya. Cidden."
Salih "Seviyorsun bizi bak deme öyle." deyince Emrah "Canım abim." dedi. "Gel biz sana kravat seçelim de sakinleş." Nazım kardeşine bakıp "Kravat mı?" deyince Emrah kolunu onun sırtına atıp "Aynen abicim." dedi. "Gel hadi. Bak Selim'i düşünme. Kravatları düşün." Nazım başını salladı. "Selim'i düşünme, kravatları düşün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamızın Oğlu
FanfictionCumali arabayı park etti ve yan koltukta uyuyakalmış olan kardeşine baktı. Gülümsedi ve onu uyandırmamaya çalışarak arabadan indi. Kapıyı çalmadan kapı açılmıştı. Annesinin ona sarılan kollarını hissedince Cumali birden vazgeçip onu affetmek istedi...