Celasun mutfakta kahvaltı için çay demlerken Akşın lavabodan çıkmış ve yanına gelmişti. Gerinip "Günaydın Celasun." dedi kız. Celasun ona bakmadan "Günaydın Akkızım. Biraz geç kalktın bugün." dedi ve ona dönüp alnını öptü. "İyi misin? Ateşin de yok gibi ama..." Akşın onun ellerini tutup sandalyeye oturttu. "Celasun sana bir şey söylemem lazım."
Celasun istemsizce paniklemişti. Bir şey olmuştu. İyi mi kötü mü kestiremiyordu ama bir şey olmuştu ve Akşın'la ilgiliydi. Ne olmuştu. Akşın onun yanağını okşayıp saçlarını düzeltti ve "Celasun..." dedi. "Ben hamileyim." Celasun gözlerini kırpıştırıp baktı ona bir süre. Ardından gülüp "Dur yani ben baba mı- bizim bir çocuğumuz-" deyip kahkahalarını bastırmadan Akşın'ı belinden yakaladığı gibi döndürdü. Akşın onun boynuna sarılıp gülerken Celasun onu indirdi ve "Seni çok seviyorum Akkızım. Beni dünyanın en mutlu adamı yaptın. Ben... sen iyisin değil mi? Başın dönmedi? Sen otur, ben sofrayı kurarım." dedi.
Akşın eşinin telaşına gülerken Celasun cıvıldaya cıvıldaya mutfakta gezinip iş yapıyordu. "Ne zaman aileye söyleriz? Önce Azer'le Karaca'ya söyleyelim. Sonra da babanlar var tabi. Ah onlar da çok sevinecek. Hem onlara ilk torunu ben verdim diye beni Azer'den çok sevecekler. Ahahahha." Akşın bıkkınlıkla gülümseyip "Celasun hala mı ya? Daha kaç kere sana ikinizi de eşit sevdiklerini söylemeleri lazım?" dedi. Celasun onu duymayıp "Ya kızımız olursa? Umarım kızımız olur. Senin kadar güzel ve iyi..." diye konuşuyordu kendi kendine. Akşın onun heyecanına gülümseyip ağzına bir salatalık attı.
Herkes yemek için Kahramanların evde toplanmıştı o akşam. Dedesi masanın bir başında, babaannesi bir başında otururken Akşın geriliyordu ve nasıl anlatacağını düşünüyordu. Celasun'a kalsa o masanın üstüne çıkar, baba olacağını bağırırdı. Celasun iki dakikada bir ona bakıyor ve sırıtıyordu. En sonunda Acar "Ne var söyleyin işte ben gerildim ya." dedi. Akın "Evet. Ne çeviriyorsanız dökülün." dedi kuzenini onaylayarak.
Akşın, Celasun'un elini tuttu ve "Amcalarım, yengelerim, baba, anne. Karaca, Nejan, Masal ve Asiye hariç, masada gereksiz yere bulunan insanlar." dedi önce. Mücahit "Kalbimi kırdın." derken Akşın onu çok takmadı ve "Ben... Ben hamileyim, bir çocuğumuz olacak." dedi gülümseyerek. Zaten haberi bilen Karaca ve Azer gülümsemekle yetinirken diğerleri şaşkınlık nidaları atıyordu.
Acar kekeleyerek "D-Dayı mı ol-oluyorum ben şim-şimdi?" dedi. Akşın başını sallayıp ona bakınca Acar eliyle ağzını kapatıp uzaklara daldı. Akın "Nası ya? Biz daha yaşlanmadık, yo dur bi. Dur! Yaşlı değiliz, değilim ben. Yuh." derken Mücahit gülüp "Nejan'la yeğeni arasında beş yaş fark olacak be. Olaya gel." dedi. Akşın gözlerini devirirken kendine anca gelebilmiş olan Leila kalkıp hemen yıllardır kızı gibi büyüttüğü Akşın'ına sarıldı. Burnunu çekip "Canım benim, senden harika bir anne olur." dedi. Yengeleri de kalkıp onların sarılmasına dahil olurken Salih Kahraman'ı dürtmüştü. "Abi, iyi misin?"
Kahraman ona bakıp gözlerini kırpıştırdı ve "Hassiktir lan." dedi. "Dede oluyorum."
***
Ayşe ve Leila eve dönerken Leila hala "Bak bence yakışırsınız ya. Adama bir şans versen ölür müsün Ayşo?" dedi. Ayşe "Ya Leila sende katır inadı mı var? Olmaz. Yani... garip olur, olursa da. Murtaza ve ben ta Karaca el kadarken tanıştık. Sanki o zamandan beri şeymişiz gibi..." dedi. "Yok ya olmaz." Leila bilmiş bir şekilde "Bak kızım ben sana diyorum. O-Lur. Çok yakışıyorsunuz ya." deyince Ayşe kızardı.
"Ama ya... Sultan Ana?"
Leila paltosunu asıp "Şaka yapıyorsun değil mi?" dedi şaşkınlıkla. "Ayşe sen Selim'den boşanalı kaç yıl oldu kuzum? Neden hala o çirkef kaynananı düşünüyorsun? Hayatını yaşa." Ayşe kendine sarılıp "Bilmiyorum..." dedi. "Bana sırf bu yüzden Karaca ve Akın'ı göstermemezlik yapabilir. Karaca ve Akın bana kızabilir." Leila onu rahatlatmak istercesine kadının kollarını tuttu ve "Canım benim. Onlar sana kızmayacak kadar olgun çocuklar. Senin de mutlu olmaya hakkın olduğunu biliyorlar." dedi. "Ve Sultan da... Hiçbir sik yapamaz. Yaptırtmayız. Ne ben, ne Hilal ne de Efsun."
![](https://img.wattpad.com/cover/269734401-288-k486556.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babamızın Oğlu
FanfictionCumali arabayı park etti ve yan koltukta uyuyakalmış olan kardeşine baktı. Gülümsedi ve onu uyandırmamaya çalışarak arabadan indi. Kapıyı çalmadan kapı açılmıştı. Annesinin ona sarılan kollarını hissedince Cumali birden vazgeçip onu affetmek istedi...