4.3 // Küçük Bir İmza

470 30 17
                                    

Çukur yaş konusunda bok gibi olduğu için ben gene liste bırakıyorum buraya. Ona göre okuyun. İlk sahnedeki yaşları bu.
Cumali 43
Kahraman 41
Damla 35
Selim 32
Salih 32
Leila 32
Hilal 30
Nehir 26
Yamaç 25
Efsun 24
Karaca 12
Akşın 12
Akın 10
Acar 7
Mücahit 4










Efsun kahvesini yudumlayıp Hilal'in ona tavsiye ettiği kitabı okurken telefonu çalmıştı. Kitabını bırakıp telefonunu aldı ve ekranda gördüğü isimle gülümsedi. Hemen telefonu açıp "Nehir!" diye cıvıldadı. Nehir arkadaşının her zamanki neşesine gülümsemeden edemedi içinde olduğu duruma rağmen. "Efsuncum. Sakinsin değil mi?"

Nehir'n bu lafıyla hemen gerilen Efsun "Ne oldu? Bir şey olmuş." dedi. Nehir derin bir nefes alıp verdi. "Efsuncum ben... Hamileyim." Efsun kısa süreli nefesinin kesildiğini hissetmişti. Hemen toparlanıp "Ne?!" dedi. "Nasıl- Babası kim?" Nehir ağlamaklı olup "S-Sana gelsem, öyle konuşsak?" dedi. "H-Hilal'i de arasan?" Efsun hemen başını salladı. "Tamam canım. Tamam bekliyorum ben seni, evdeyim."

O sırada onların konuşmasının sadece Efsun tarafını dinleyebilen Yamaç "Ne olmuş?" dedi. Efsun ona bakıp "Gitmen lazım canım." dedi. Yamaç kaşlarını çattı. "Nehir iyi miymiş Efsun ne oldu? Betin benzin attı." Efsun kalkıp onlara kahvaltı için menemen hazırlayan sevgilisinin yanına gitti ve dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı. "Canım benim, sonra anlatırım tamam mı? Ama şimdi Hilal ve Nehir gelecek bana. Sen gitsen? Özel konuşacağız." Yamaç başını salladı ve "İyi madem. Kahvaltı da edin ama bak o kadar hazırladım." dedi. Efsun başını salladı.

Yamaç gittikten bir yirmi dakika sonra Hilal, ondan on dakika sonra da Nehir gelmişti. Geldiği gibi arkadaşlarına sarılıp bir süre öyle kalan kıza Efsun ve Hilal sıkı sıkı sarılmışlardı. Ne olduğunu sormadan onun anlatmasını bekliyorlardı. Nehir onlardan ayrılınca Efsun onun yanağını okşayıp "Aç mısın canım? Bak kahvaltı hazır." dedi. Nehir omzunu silkti sadece.

Mutfağın oradaki masaya vardıklarında Nehir somurtmaya devam edip oturdu. Efsun ve Hilal iştahı olmayan kıza zar zor bir şeyler yedirmişlerdi. Sonunda Nehir "Tamam kızlar. Yeter." deyince Hilal yanında oturan kıza baktı. "Canım..." dedi sessizce. Nehir ona bakıp derin bir nefes alarak ağlama isteğini bastırdı ve "Efsun söylemiştir zaten ama... ben hamileyim Hilal." dedi. Hilal başını sallayıp Nehir'in elini tuttu.

Nehir burnunu çekip "Babası... Efsuncum kızacaksın biliyorum ama Caner." dedi. Efsun "Ne?" dedi. "Ayrılmıştınız kızım siz! O Caner kadar şerefsiz, piç kurusu, haysiyetsiz bir adam daha yok bu dünyada!" Nehir "Ayrılmıştık evet, barışmadık da. Ama bir gün barda karşılaştık ve ikimizin de kafası güzeldi. Bir anda oldu işte." dedi. Hilal "Peki ona söyledin mi?" deyince Nehir başını salladı. "Evet. İstemediğini söyledi. Ben de istediğimi söyledim. O da eğer ben çocuğu tutacaksam da yardım etmeyeceğini de söyledi.

Efsun ve Hilal seri küfürler ederken Nehir ağlamaklı olmuştu. Efsun bunu fark edip hemen "Canım benim sen harika bir anne olursun ama, o yeğenime de mükemmel bir şekilde bakarsın. Biliyorum." dedi onu rahatlatmak istercesine. Nehir hafifçe gülümseyip "Bakarım değil mi?" dedi. Hilal "Evet! Hem teyzeleri de var burada." dedi. "Biz sizi yalnız bırakmayız ki." Efsun gülüp "Aynen kuzum." dedi. "Hem bak Müco'ya da kuzen gelir işte."

***

Efsun, Nehir'i uyandırmamaya çalışarak lavaboda baş ağrısını geçirmeye çalışırken kul uykusu uyuyan Nehir uyanmıştı bile. Uykulu gözlerle kalkıp iyice büyüyen karnını tutarak ses gitti. Beş aylık olmuştu hamileliği. Oğlan olacaktı.

Babamızın OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin