5.5 // Yad Eller

432 21 77
                                    

Çukur yaş konusunda bok gibi olduğu için ben gene liste bırakıyorum buraya. Ona göre okuyun. İlk sahnedeki yaşları bu.
Cumali 55
Kahraman 53
Damla 47
Selim 44
Salih 44
Leila 44
Hilal 42
Yamaç 37
Efsun 36
Karaca 24
Akşın 24
Akın 22
Acar 19
Mücahit 16
Umut 12
Masal 12
Asiye 12
Nejan 9
Melek 3
Öykü 2



FİNALE SON 4


Leila mezarlıkta çiçekleri sularken Salih onu fark etmişti annesinin mezarından. Aşağıya inip boğazını temizledi ve "Leila. Ne yapıyorsun burada?" dedi. Leila ona bakıp alnını sildi ve "Bakım, uzun süredir gelemedik be Salih. Hani... hayattayken yakın değildik ama... ne bileyim, aileydi işte." dedi. "Gerçi ben kime ne anlatıyorum, o senin babandı."

Salih Leila'nın yanına gidip babasının mezar taşına baktı içi giderek. Evet, belki iyi anlaşmıyorlardı ama gene de o, onun babasıydı ve onsuz olmak acıydı. Özlüyordu. Homurdanmalarını, bazen mantıklı gelen öğütlerini, torunlarını görünceki neşesini... Salih yan taraflara dalıp "Öbürüne de gittin mi?" dedi sakince. Leila "Ben o kötü vezire gitmem." dedi. "Sen gibi değilim ben Don Kişot. Kin tutmak bana zor değil."

İdris emekli olduktan sonra işleri oğulları arasında paylaştırmıştı. Silah işi Kahraman'da kalmıştı. Uyuşturucuya zaten Salih'ten başkası karışmıyordu. Çukur'daki iç sorunlar ve çatıcılar Cumali'ye kalırken dış sorunlar ve korumaları Selim almıştı. Yamaç'ın zaten hiçbirinde gözü yoktu. Çukur böyle dönüp giderken İdris de Paşa da Emmi de emekliliğin sakin keyfini sürüyorlardı. Ta ki geçmişten gelen intikam takıntılı bir manyak onların çıktığı gece onların masayı kurşuna tutana kadar...

Kendini Yücel diye tanıtan bu adam, anne ve babasının ölümü için İdris'i suçluyordu ve onu öldürmeye gelmişti. O hengameden sadece Emmi sağ çıkabilmişti. Emmi kardeşleriyle ilgilenip acı ve şokla boğuşurken Yücel kaçmıştı ama nereye kaçacaktı ki? İstanbul Çukur'daydı. Yücel'i bulup intikamlarını almaları çok zor olmamıştı Koçovalıların.

Tüm bunlar olduktan sonra cenaze vakti gelince herkes Çukur'un üç silahşöründen biri olan Paşa'nın Koçovalı Aile Mezarlığı'na gömülmesini bekleyen ahali, Cumali'nin "Onu buraya, benim kardeşimin gömüleceği kabre kimse gömemez." demesiyle şok olmuştu. Paşa'ya olan kini bitmemişti, bitmeyecekti. Leila'nınki de aradan aylar geçmesine rağmen devam edendi işte.

Leila ona bakıp "Buradan Celasun'un mekana gideceğim Cumali Bey Abiyle. Gelsene." dedi. "Bilardo oynarız." Salih omzunu silkip "Akşam yemeğinden önce bi uğrarım belki. İşim var." dedi. "Siz oynayın, hatta onu yen sen." Leila gülümsedi. "Başka türlüsü mümkün mü sence?"

***

Akşam yemeğini Celasun'un orada hızlıca bir şeyler atıştırarak halleden Leila ve Cumali hala oyuna devam ediyorlardı. Aslında durum bir süre sonra yenilen pehlivan Cumali'nin güreşe doymaması olmuştu. Onlar oynamaya devam ederken Kahraman da Salih de oturup onları izlemeye başlamışlardı.

Leila bir vuruşu daha tutturunca Kahraman gülüp "İşte benim karım be." dedi. Salih de gülünce Cumali "Bak bak hainlere bak hele. Karı görünce abinizi mi unuttunuz it herifler?" dedi sahte bir sinirle. Leila "Kıskanma hemen." dese de Cumali ona somurtuyordu hala.

Leila buzdolabına gidip öğlenden sakladığı biralardan iki tane açıp birini kendine diğerini Cumali'ye verirken "Al hadi al, ağlama." dedi. Cumali birasını alırken hafiften gülümsedi ve başını salladı. Leila kocasının yanına gidince "Salih bi gitsene sen, abine bir şey söyleyeceğim." dedi. Salih "Bana ne ya. İlk ben geldim." deyince Kahraman onun kafasına vurup "Siktir git lan. Yengenin lafından çıkma." deyince Salih somurtup ayaklarını sürüye sürüye gitti.

Babamızın OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin