BÖLÜM 2

1.1K 60 102
                                    

2 Yıl Sonra

Karacadan

Ufak baş ağrılarıyla açtım gözlerimi. Etrafa baktım yavaşça. Odamda olduğumu anlayınca geri kapattım gözlerimi. Bir güne daha uyanmışım. Doğruldum. Ayağa kalkıp büyük camın önüne gittim. Perdeyi açınca istanbul geldi gözlerimin önüne. Nefret ettiğim..ama beni sakinleştiren manzara.

Sevdiğim adamı öldürmeden önce de bu manzaraya bakmıştım. Şahit olmuştu onu kaybedişime.. çığlıklarıma.. her şeyimi biliyor İstanbul. Bütün günahlarımı..

Sinir krizlerime de şahit oldu..Azerden sonra bitişime de. Elimi göğsüme koydum yavaşça. Kolyenin ucundaki yüzüğü parmaklarım arasına aldım. Bana ondan kalan nadir şeylerden biri. Kendi elleriyle takmıştı parmağıma. O günden daha mutlu olduğum bir zaman hatırlamıyorum. Şimdiyse kalbimin içinde büyük bir boşluk var.

Bilmiyorum ama..eskisi gibi değilim sanki. Acı çekmiyorum gibiyim.. Tükenmişte olabilirim. Alışıyor muyum acaba? En istemediğim şeye hemde..onun yokluğuna. İstemiyorum. Onun olmadığı bir yerde nefes almak veya yaşamak istemiyorum. Ölseydin o zaman dimi? Denedim..çok denedim ama bir türlü başaramadım. Beni hayatta tutan bir şeyler var herhalde dedim ama..benim hayatım Azerdi. O da gitti. Ölmem gerekiyordu.

Göğsümdeki ağrı beni yiyip bitirdi her geçen gün. Azerin yokluğu yakıyordu canımı.

O gece geldi gözlerimin önüne. Ufacık bir hatam..hayatımıza mal oldu. Azer gerçekten öldü..ben de içten içe. Çukurda dura dura illa ki birinin katili olucaktım. Kendimi ya da sevdiğim birini korumak için..sevdiğim adamın katili olacağımı hiç düşünmemiştim. Aklımın ucundan bile geçmedi..

Düğün gecemiz geldi gözleriminin önüne. Fadik teyze..gelinim lafı hiç geçmemişti aramızda. Hep kızım diyordu bana. Çok istedim aslında yanına gitmeyi. Ama hangi yüzle karşısına çıkarım bilemedim. Çıkamazdım zaten. Korktum çünkü. Gözlerindeki öfkeyi görmekten..beni suçladığını görmekten deli gibi korktum.

O geceyi geriye sarabilseydim eğer..Azere değilde kendi kalbime sıkardım. Bu acıyı yaşamaktansa ölmek daha iyidir. En azından ruhum..bu bedene sıkışıp kalmazdı. Azer hayatta olurdu..mutlu olurdu belki. Ben onun elinden her şeyi aldım. En çok güvendiği karısı vurdu onu.

Bir ara da cesaretimi toplayıp Adana'ya gittim. Azeri görmem lazımdı çünkü. Onun yanına gidebilmek için onu görmeliydim. Ama havaalanından bile çıkamadım. Öylece havaalanının ortasında bekledim. İnsanların garip bakışları üzerimdeyken ben sadece bekledim. Azer bir yerlerden çıkıp gelecekti çünkü. Ama gelmedi. Ne ben gidebildim ne de o gelebildi.

Peşimden gelmiş Salih amcam. Zorda olsa beni geri götürdü İstanbul'a. O cehenneme tekrar soktu beni. Babaannem..düğün gecemde silahı elime tutuşturan kadın..onunla aynı havayı soludum. Azer gitmişti ama ortaklarına kimse bir şey yapamadı. Yapmadı. Ben yaptım ama onlar yapamadı. O zaman ben yapmalıydım. Yaptım da..

Ama önce yılanın ta kendisini halletmem gerekiyordu. Yüksek doz zehir..nerdeyse işimi görüyordu. Ölecekti babaannem ama felç kaldı. Sonra bunun daha çok işime geldiğini fark ettim. Neden bir anda ölsün ki..acı çekerek ölmek varken..

Kaçtım çukurdan. Nereye gittiğimi bilmeden kaçtım. Bugüne kadar Akının engellediğim teslimatlarından sakladığım paralarla kendime bir şirket açtım.

Azerin beni her zaman uzak tutmaya çalıştığı piyasaya girmiş bulundum. Zaten ölmüş birini..kimse ölümle korkutamadı. Kısa sürede de adım yayıldı. En iyisi haline gelirken birileriyle tanıştım. Daha doğrusu kalbinde hala merhamet, sevgi kalan insanlarla. İlyas abi, Behzat abi..

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin