BÖLÜM 39

529 55 60
                                    

Karacadan..

Azerin omzuna yasladım başımı. Saçlarımı öptü o da. "Amca ne tepki verdi? Bir şey yapmadı dimi size?" İki yana salladım başımı usulca. İyice yerleştim göğsüne. "Bizim yaptırdığımızı biliyor. Ama amcamın yanında sesi çıkmadı. Çıkamaz da." Bir şey demedi. Başımı kaldırıp ona döndüm.

"Sen naptın?" Bana döndü usulca. Düşündü biraz. "Evimize gittim. Birkaç eksik vardı onları hallettim. Sonra da annem çağırdı. Oraya geçtim. Yemek falan yedik işte." Pek keyfi yok sanki ama. Bir şey olmuş sanki. "Başka bir şey yok yani?" Başını salladı. Üstüne gitmedim. Anlatmak isteseydi anlatırdı sanırım. "Yaran nasıl? Açılmadı dimi?" İki yana salladım başımı. Konuşmak için dudaklarım aralandığında telefonu benden önce davrandı. Cebinden alıp ekrana baktı. İlyas abi arıyor.

Açar diye bekledim ama düşündüğüm olmadı. Kaşlarımı çattım usulca. "Niye açmadın sevgilim?" Bana döndü. Sakin bir nefes alıp telefonu geri cebine koydu. "Önemli bir şey değil ararım sonra. Bu gece karımla ilgilenmek istiyorum." Tebessüm ettim ama aklım orada kaldı. Başımı göğsüne koydum tekrar.

Günün yorgunluğuyla gözlerimi kapattım beş dakika dinlenmek için ama işler benim istediğim gibi gitmedi. Uyuya kalmışım.

Azerin sesi kendime getirdi beni. Gözlerimi açtım yavaşça. Etrafa baktım. "Noldu?" Uyku sersemi Azere döndüm. Yüzünde tebessümle baktı. Yaklaşıp dudağımın kenarını öptü. "Uyanınca çok güzel oluyorsun.." Tebessüm edip elimi yanağına koydum. Anlımı öptü usulca. "Saat baya geç oldu. Eve gir istersen biri fark etmeden." Yüzüm düştü.

Arabadan indik birlikte. Sarıldım yavaşça. Saçlarımı severken konuştu. "Son gece güzelim. Bir daha istesen de bırakmam seni." Kokusunu içime çektim. Hava soğuk olduğu için çok uzatmak istemedi. Elimi tuttu yavaşça. Biraz önce çıktığımız yerden tekrar onun adamı sayesinde girdik. Durup ona döndüm. Yanağımı öptü. "Kendine dikkat et tamam mı? Hep bana diyorsun ama dışarda olan sensin." Tebessümle başını salladı. Elini bıraktım yavaşça.

Adamla konuşup çıktı bahçeden. Arkasından baktım bende. Bahçeye geçtim. Tam o sırada amcamla denk geldik. "Kızım? Burada mıydın sen? Odana baktım bulamayınca telaş yaptım." Sakin ol karaca. Açık verme. Haberi yok. Gülümsedim. "Uyku tutmadı da amca. Oturayım dedim. Sen niye uyandın?" Sıkıntıyla nefeslendi. Koltuğa oturdu. Bende çaprazına geçtim. "Uyuyamadım ki bende. Yatakta döndüm durdum. Amcam çok üzüldü bugün. Elimizden de bir şey gelmedi. Baya zarara uğradık."

Bir şey diyemedim. Elini tuttum sadece. Tebessüm ettim. "Önemli olan canınız amca. Ona bir şey olmasın mal mülk falan önemli değil. Yeniden yapılır." O da boştaki elini elimin üzerine koydu. Yanına oturdum. Kolunun altına aldı beni. "Siz nasılsınız Azerle? Halletmiş mi adanada ki işlerini?" Başımı salladım ufakça. Yüzümü görmüyor Allah'tan. "Bitmek üzereymiş amca. Bugün yarın dönecekmiş." Ofladı. Geri çekildi sonra da yüzüme baktı. Anlamadım ne olduğunu. "Gelmesin ya. Ona söyle biraz daha oyalansın. Ailemle biraz daha vakit geçireyim. Böyle bütün aile olunca her şey daha kolay geliyor bana." Tebessüm ettim.

Senin hakkını ödeyemem sanırım amca. Söz ama seni bu adamdan kurtaracağım. Belki o zaman sana en büyük iyiliği yapmış olurum.

"Neyse kızım hadi odana çık hava baya soğudu. Üşüme daha fazla." Başımı salladım usulca. Tam ayağa kalktığımda gördüğüm yüzle gözlerim kocaman açıldı. Yılmaz işaret parmağını dudaklarına götürdü. Yanında da akın. Yutkundum usulca. Ben gitmeyince amcam da şüphelendi. Çöpün arkasına geçtiler hemen. "Noldu kızım iyi misin?" Amcama döndüm usulca. Kaşları çatıldı. Ayağa kalktı. "Kızım? Yaran da falan mı bir sorun var noldu?" Gülümsedim. İki yana salladım başımı zorla. "Yoo..yok yani. Şey kahve yapayım mı amca sana şöyle karşılıklı içelim?" Ne olduğunu anlamaz baktı yüzüme.

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin