BÖLÜM 24

715 59 103
                                    

Karacadan

Benim konuşmamdan sonra kimse ağzını açıp tek kelime etmedi. Önümde duran bardağa rakı doldurup bardağı kafama diktim. İlyas abiye doğru uzattım şişeyi. Başını salladı yavaşça. Aldı elimden. O da doldurdu bardağına.

Azer göz ucuyla yüzüme baktı. Gülümsedim. "Boşverin artık bu konuyu. Kutlama yapmaya gelmedik mi buraya?" İçimde korkudan ölen bir Karaca var ama.. dışıma yansıtmıyorum.

Azer aldı önüne bir bardak. İlyas abi doldurunca yavaşça içti o. Gözleri doluydu. Kimse görmedi ama ben gördüm. Usulca bir nefes alıp hafif tebessüm etti. "Ee neler yaptınız ben yokken?" İlyas abi elindeki bardağı bırakıp doğruldu. "Off var ya sen o zamanki Karacayı bir görecektin adamların içinden geçiyordu!" Güldük. Azer bana döndü. Hiç bilmiyormuş gibi davrandım. "O kadar değil ya abartma abi."

Güldü İlyas abi. "Bir gün teslimata gittik. Ama adam nasıl gıcık var ya. Yavaş yavaş konuşuyor hareketleri yavaş. Karacaya baktım. Dayandı dayandı en sonunda adamlara döndü. Mal falan yok size dedi. Adam tabi laga luga yapmaya başlayınca aldı belinden silahını sıktı adamın topuğuna." Gerçekten o gece gözümün önünden geçince yine bir sinir bastı bana. "Abi haksız mıydım ama? Altı üstü bir mala bakacak sonra da parayı verip gidecek. Tonlarca soru sordu bir de yavaş yavaş." İlyas abi diğer olayları da anlatmaya başlayınca arkama yaslanıp izledim sadece ailemi.

Gülümsedim. Bir mucize olsa keşke..bir an da iyileşsem.

Azer bana döndü. "Siz nasıl tanıştınız peki?" Dudaklarımı büzdüm. İlyas abiye döndüm anlatmak ister misin diye? Elini alnına vurdu. "Hiç sorma Azer. Biraz olaylı oldu ama." Azerin kaşları çatıldı. Duyunca ne tepki verecek bakalım.

"Abim dediki yeni bir ortak buldum size. Daha yeni bu işlerde ama şimdiden çok konuşulmaya başladı yaptığı işlerle ben önden teklif gönderdim gidin bir görüşün dedi." Elimi yanağıma yasladım. Azer bizim verdiğimiz tepkilerden dolayı daha da merak etti tabi. "Tamam dedik. Buluşma ormanda olacakmış. Şu bizim yedek teslimat yeri var ya? Orada işte. Neyse biz gittik. Yahu arabadan indik bir sürü adam var önlerinde de bir kadın. Şaşırdık tabi."

Keşke Behzat abi de burada olsaydı. "İndik gittik kadının yanına. Bizim Behzatı bilirsin anlamadan dinlemeden atlar bazen olaylara. Dedi biz kadınla mı iş yapacağız? Karaca da dedi beğenemedin herhalde diye. Behzat sinirlendi tabi. Karacaya doğru gitti bir şey yapmayacak tabiki de ama karaca tanımıyor işte bizi." Azer bana döndü şaşkınca. Ne geçiyor acaba aklından? Vurdum falan sandı galiba. Gerçi bir nevi. "Ee ne yaptı? Anlatsana oğlum en heyecanlı yerinde bıraktın." İlyas abi sessizce gülerken devam etti. "Behzat el kol yapıyor böyle. Bizim kız bu Behzatın yakalarını bir yakaladı. Kafayı gömdüğü gibi Behzat yerde. Ama tek attı yani." Herkes gülmeye başlarken Azer önce şaşkın baktı. Sonra da bana döndü. "Sen? Behzata kafa mı attın? Hem de yere düşürdün birde?" Başımı salladım usulca.

Gülmeye başladı o da. İlyas abi devam etti. "Behzata bir baktım yerde. Lan İlyas yer ayağımın altından kaydı sanki lan diyor bana. Gittim kaldırdım yerden. Şaşkınca karacaya baktı. Hoşuna gitti ama. Yav tam benim bacım olacak kadın haa dedi! Gitti karacaya doğru. O da temkinli bir adım geri gitti. Bizimki geri çekildi tabi aman aman bir kere daha vurursan buradan kabristana dedi. O gün bugündür kardeşimiz bizim." Masanın üzerindeki elimi tuttu İlyas abi.

"Öyle de kalmaya devam edecek." Başımı salladım usulca. Yılmaz tekrar gülünce ona döndük. "Ya ben bunu ne zaman hatırlarsam o zaman güleceğim herhalde Behzat abi duymasın bildiğimizi döver valla gülüyorum diye." Güldük bizde onunla.

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin