BÖLÜM 13

894 62 64
                                    

Karacadan

Uykumun arasında duyduğum melodiyle yavaşça açtım gözlerimi. Etrafa bakınca hala karanlık olduğunu gördüm.

Telefonum çalışıyor..ya da mesaj geldi bilmiyorum. Doğruldum. Masanın üzerinden aldım. Gecenin bu vaktinde hayırlı bir şey olmadığı kesin ama. Fotoğraf gelmiş bir numaran. Telefonum tekrar çalmaya başlarken açtım. "İyi geceler Karaca hanım. Bülent ben. Tanıdınız umarım." Uykumu gerçekten bu adam için böldüğüme inanamıyorum. "Yine neyin boşunu yapacaksın Bülent? Şimdi kapat gündüz konuşalım uykumu açma." Gülme sesi duydum. Bu adam kafadan sakat olabilir. "Kocan burada. Gerçi..fotoğrafları gördükten sonra..hala kocam der misin bilmem ama.." Kapandı telefon.

Kaşlarım çatıldı. Azer..onun ne işi var ki bu itin mekanında? Fotoğrafları açtım hemen. Gördüklerimle çatılı kaşlarım düzelirken elimi göğsüme götürdüm.

Çok.. kötüymüş. Sevdiğin insanı başkasıyla görmek..Azeri daha iyi anlıyorum şimdi. Keşke anlamasaydım.

Gözlerim dolarken fotoğrafların altındaki mesajı okudum. "Kocan mekandan memnun kaldı Karaca Koçovalı." Ellerim titrerken telefonu sıktım. Fotoğrafa tekrar baktım.

Benden intikam mı almak istiyor? Bunun için mi..o kızı öpmüş..

Sakin bir nefes alıp kapıya gittim. Ceketimi alıp üzerime giydim. Evden çıkınca ilerde oturan korumalar ayağa kalktı. Yiğit yanıma geldi. "Bir yere mi gidiyoruz?" Başımı salladım. Arabanın kapısını açtı. Binince de kapattı. Şoför koltuğuna geçti oda. Diğer korumalar da arabalara binince evin bahçesinden çıktık.

İçimi yiyip bitiren öfkeyle Bülentin mekanının önünde durduk. Yiğite döndüm. "Silahımı ver torpidodan." Başını sallayıp verdi. Arabadan indim. Korumalarım arkamdan gelirken mekana girdim. Aramama gerek kalmadan gördüm zaten.

Bülenti dövüyordu. Yılmazlar da buradaydı. Elimdeki silahı havaya kaldırıp iki el ateş ettim. İnsanlar kaçışırken Azerler de durdu. Yavaşça ayağa kalkıp bana baktı. İnsanlar mekandan çıkmak için yanımdan geçerken korumalarım geldi etrafıma.

Dudaklarımı birbirine bastırırken gözümden yaş akmasını engelledim. Akacaksın merak etme..izin vereceğim ama burada değil. Onun gözleri önünde değil.

Bülent gülerek kalktı yerden. Azere döndü. Duymayacağımı sandığı ses tonuyla konuştu. "Geldi seninki..yandın." Azer yakasını tutup kafa atarken Bülent acıyla burnunu tuttu. Elimde tuttuğum silahı sıkarken Azer bana bir adım geldi ama silahı doğrulttum. Durdu. Sonra namlu Bülente döndü. Güldü.

"Namlu yanlış kişiye dönük Karaca. Ben sana iyilik yaptım. Aldatıyordu bu seni. Hata yapıyorsun." Azer tepkimi beklerken dudaklarımı araladım. Ciddi ifademden ödün vermedim. O sırada bir kadın geldi. Azere doğru gitti. Bu..azerin öptüğü kadın. "Daha yeni başlıyorduk geceye..kaçmak yok." Azer şaşkınca kadına bakarken, kadın elini tuttu. Ama çekti hemen geriye Azer. "Lan ben sana bacım dedim sen geldin tak diye öptün manyak mısın kızım sen? Ne gecesi? Git hayal dünyanda ne yaşıyorsan yaşa beni sal."

Midem bulanmaya başlarken kulaklarımda tiz bir ses oldu yine..yere yığılacağım..

Tut kendini Karaca. Bülente döndüm tekrar. Elimdeki silahı indirdim. Azer bana döndü kadından. Sesimi soğuk tutmaya çalıştım. "Bu adam benim hiçbir şeyim değil..iki yıl önce bitti bizim aramızdaki her şey. Beni onunla tehdit etme yani. Aynı senin gibi düşünen varsa onlara da söyle..gelip ne yapacaksanız direk bana yapın." Bülentin yüzü düşerken Azere döndüm. Kaşları çatıktı. Bana doğru gelmek istedi ama Yılmaz kolunu tuttu.

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin