BÖLÜM 19

856 62 54
                                    

Karacadan

Kolumda hissettiğim acıyla bilincim yerine gelmeye başladı. Gözlerimi açtım yavaşça. Etrafa baktım. "Serumunuz bitti Karaca hanım." Başımı salladım. Doğruldum yavaşça. Yatağın kenarında ki ayakkabılarımı giydim. Hemşireye döndüm. "Çok yorgun hissediyorum..normal mi?" Başını olumlu salladı.

O odadan çıkarken doktor geldi. Yine aynı şeyleri konuşmak istemiyorum. "Karaca hanım biliyorum istemiyorsunuz ama.. böyle de devam edemezsiniz.." Usulca bir nefes aldım. Doktora baktım. "Kendi canımdan çok sevdiğim biri var..iki yıl özlemini çektiğim biri. Onu bırakmak istemiyorum. İçimde kötü bir his var..biliyorum o ameliyata girersem çıkamayacağım." Ayağa kalktım..yanından geçip odadan çıktım.

Etrafa baktım. Azer vardı en son yanımda. Şimdi nerede bilmiyorum. Hastanenin çıkışına ilerledim. Telefonu elime aldığım sırada Azeri gördüm ilerde. Başını ellerinin arasına almış oturuyordu. Telefonu cebime koyup yanına ilerledim. Oturunca başını kaldırdı. Ağlamıyordu ama.. gözleri kızarmıştı.

Yüzüme baktı. Elini omzuma koyup beni kendine çekti. Sıkıca sarıldı. Başını omzuma yasladı. Anlamadım ne olduğunu. Daha sıkı tuttu beni. "Azer noluyor?" Konuşmadı. Doktorla konuşmuş olabilir mi?

Pes edip bende ona sarıldım. Etrafımızda ki insanları umursamadan sardık birbirimizi. Belkide yaralarımızı sardık farkında olmadan.

Geri çekilip yüzüme baktı. "Nolursa olsun..sen hiç gitme olur mu? Hep gözümün önünde ol. Nefes al..mutlu ol. Benimle olmasan bile hep yaşa sen olur mu?" Gözlerim dolarken bir şey diyemedim.

Eliyle elimi tuttu. "Seni de kaybetmek istemiyorum.." Bende sevgilim. Bende gitmek istemiyorum ama şartlar..

Elimi Azerden çekip önüme döndüm. Gözümdeki yaşları sildim hızlıca. Telefonu çaldı onunda. Cebinden alıp açtı. "Efendim İlyas? Tamam tamam biz hemen geliyoruz." Ona döndüm. Ayağa kalktı. Bende kalktım hemen. "Noldu?" Arabaya ilerlerken cebinden anahtarı aldı. "Behzat intikam falan diyormuş gidelim hemen." Başımı salladım. Arabaya bindim. Hızla hastaneden ayrılırken aklıma benimde intikam almak istediğim geldi..

Alacağım..o amcadan intikam alacağım. Yaptıkları yanına kalmayacak. Salih amcam..önümde durursa..onun da canı yanacak.

Araba İlyas abilerin evinin önünde durunca indim hemen. Eve ilerledik. Ömür geldiğimizi camdan görünce açtı hemen kapıyı. "Bahçedeler." İçeri girip bahçe kapısına ilerledik. Behzat abinin elinde silah vardı. İlyas abiyi geçmeye çalışıyordu ama o da izin vermiyordu.

Yavaşladım ben Behzat abinin dedikleriyle. "O keli öldüreceğim lan! Onun yüzünden bozuldu iş! Önce onu sonra diğer *r*spu çocuğunu!" Kaldım olduğum yerde. Azer de yanlarına gitti. Behzat abinin elinden silahı almaya çalıştı ama o da alamadı. "Lan bir dur! Zaten hesap soracağız ama böyle olmaz! Bak arada Salih var! Önce salihle konuşacağız yoksa o da zarar görür! O zaman ne diyeceksin lan karacaya! Baban gibi gördüğün adama sıktım mı?"

Başımı önüme eğip usulca bir nefes aldım. Duracak Behzat abi..benim için duracak. Durmasın haklı çünkü.

"Benim sevdiğimin günahı neydi lan? Niye o öldü? Salih bunlara rağmen hala o adamın yanındaysa o da hak ediyor bazı şeyleri. Karaca da haklının yanında dursun!" Başımı kaldırınca Behzat abiyle göz göze geldik. Yavaşladı hareketleri. Mahcup baktım yüzüne.

Belkide bu işleri bırakma zamanım. Ya da onlarla ortaklığı bitirmem gerek. Böylece benim yüzümden onlara zarar gelmez.

Arkamı döndüm onlara. Eve geri girdim. Dış kapıya ilerlerken ömür geldi yanıma. "Karaca dur behzat şimdi sinirli ne dediğini bilmiyor sen gitme nolur." Başımı salladım. Kapıyı açıp çıktım dışarıya.

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin