Azerden..
Yavaşça açtım gözlerimi. Uyku sersemi etrafa baktım. Ne ara uyuyakaldım acaba? Doğrulup ayağa kalktım. Karaca'nın yattığı yoğun bakım odasının camına geldim. Her şey aynı..hala.
İki gün geçti ameliyatın üzerinden. İki günde..iki kere kalbi durdu. Kalbimiz durdu..nefes alamadık. O almadı..ben almadım. Onun kalbi durmuştu ama..sanki ölen bendim. Usulca bir nefes aldım. Başımı kenarıya yasladım.
Saatlerdir açmadı gözünü..tek bir tepki bile vermedi. Ağırdı ameliyatı biliyorum. Durumu iyi değil biliyorum..ama bize..bana geri dönmek zorunda.
Birinin varlığını hissettim yanımda. Yılmaz'ı görünce tekrar karacaya döndüm. "Abi bir şeyler yemek ister misin? Lokma almadın ağzına kaç saattir." İki yana salladım başımı. Yorgunlukla düştü omuzları. Israr etmedi. Durumun farkında. Ne durumda olduğumuzu görüyor.
"Uyansın..bana geri dönsün artık. Dinlenmek mi istiyor acaba? Yoruldu..yordu onu gidişim. Hakkı belkide biraz uyumak. Haksızlık mı ediyorum ona?" Bana döndü. Anlamadı ne demek istediğimi. Gözümden benden izinsiz akan yaşı sildim. "Sürekli güçlü olacaksın diyorum. Uyan diyorum..bana geri dön diyorum. Her gelen karacayla ilgili başka bir acıyı anlatıyor yılmaz. Ben, beni sevmedi diye düşünürken canına kıymış defalarca. Ya başarılı olsaydı?" Yılmaz'a döndüm. Korkuyla kalbim sıkıştı. Bunu hiç düşünmemiştim ben. "Ya başarsaydı? Ya benden sonsuza dek gitseydi? Ne yapardım o zaman ben.."
Gözümden süzülen yaşla başımı önüme eğdim. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Usulca ağladı o da yanımda. Cama döndüm. Karacaya baktım.
Doktoru geldi. Bize başıyla selam verip odaya girdi. Ameliyattan birkaç saat sonra kalbi durmuştu. Doktor çalıştırdık ama..makineler yardımıyla nefes alıyor demişti. Kötü bir şey bu biliyorum.
Kontrol ettiler Karacayı. Umutla baktım doktora. Yanındaki doktorla göz göze geldi. Biliyorum bu bakışı. Umutlarını kaybediyorlar. İzin vermem ama..söz verdi bana karaca. Gitmeyecek.
Odadan çıktı. Durup bana döndü. "Nasıl? Açacak mı artık gözünü?" Karacaya baktı camdan. Diğer doktor giderken bana döndü. "Azer bey..her şey normal ama..hiç tepki vermiyor Karaca hanım. Bu da bizi şüpheye düşürüyor. Ve maalesef elimizden beklemekten başka bir şey gelmiyor." Kaşlarımı çattım usulca. Doktora doğru gittim bir adım. "Ne demek o? Niye şüpheye düşüyorsunuz?" Başından beri bu doktor ilgilenmiş karacayla. Çok kez dil dökmüş ameliyat için ama benim inatçı sevgilim kabul etmemiş bir türlü.
"Komaya girmesinden..hatta girmiş olmasından korkuyoruz. Bir günde tam dört defa kalbi durdu. Yeterli oksijen sağlanamadı. Yeterli sebepler var bunu düşünmek için." İki yana salladım başımı. Açacak gözünü. Eminim ben. Yorgun bir nefes aldı doktor. Arkasını dönüp gitti. Yılmaz'ın elini omzumda hissettim. Akın geldi sonra yanıma.
"Ne dedi doktor? İyi dimi Karaca? Uyanır mıymış?" Gözlerim doluyken akına döndüm. Bir şeylerin ters gittiğini anladı. Yılmaz'a döndü. Konuştum. "Komaya.. girmiş olabilir dedi. Kesin değil ama..bir daha hiç uyanamayabilir." Sendeledi. Yılmaz tutup koltuklara götürdü. Duvara yaslandım.
Bir gün..çok mutlu olacağız biz. Görüyorum ben geleceğimizi. Bütün bu çektiğimiz acıların karşısında yüzümüz gülecek..bu yüzden bunları yaşıyoruz.
Sırtım duvara yaslıyken yere doğru çöktüm. Elimi ağzıma kapattım. Başımı dizlerime yasladım. Sağ elim yumruk halini aldı. Yere vurdum. Canım yansın..yansın ki asıl acıyı unutayım. Biraz olsun.. unutayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK
Teen FictionKaracanın azeri vurduğu geceden başlıyor hikaye. Hep yazmak istediğim ama bir türlü fırsat bulamadigim seneryo. Severek başlıyorum yazmaya. Karaca yaptığı secimle hayatına yön verdi. Tabiki azerin de hayatına yön verdi. Bakalım bu seçimler ikisini n...