Karacadan
Gözlerim kapanmaya yakınken üşüdüğümü hissettim. Ayağa kalktım yorgunca. Etrafa son kez bakıp eve girdim. Annem uyuyordu hala. Üzerini örttüm.
Odama çıkınca yatağıma oturdum. Çekmeceyi açtım. İlaç kutusunu aldım elime. İçinden bir tane alıp ağzıma attım. Sonra da suyu içtim. Bardağı tekrar yerine koyup yavaşça yatağa uzandım.
Vücudumda ufak ağrılar varken gözlerimi kapattım. Elimi kalbime koydum. Azerden bana kalan tek şey..kalbim. Bir onu atamadım..
Uyku vücudumu esir almaya başlarken kulağıma gelen bağırma sesleriyle hızla doğruldum. Nefes nefese etrafa baktım. O gece geldi aklıma.
Kulağımda tiz bir ses oluşurken ayağa kalktım. Dengemi kuramadım. Başıma baskı yaptım. Kurşun sesleri yankılandı kafamın içinde. Gözlerim dolarken sesler yavaşça gitti. Sadece gerçek hayatta ki sesler kaldı.
Yavaşça cama gittim. Bahçeye bakınca Alparslanın arabasını gördüm. Bu artık fazla oluyor ama. Odadan çıkıp aşağıya indim. Annemde uyanmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Ben bakıyorum anne sen burada kal." Başını salladı. Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Yiğit beni görünce saldı alparslanı.
"Ne işin var gecenin bu saatinde burada?" Korumaya ters bir bakış atıp yanından geçti. Bana doğru gelirken konuştu. "Koruman mı evin sahibi mi belli değil. Eve almıyorlar beni." Kaşlarımı çattım. Ee ne var bunda der gibi yüzüne baktım. "Ben söyledim. Alparslan gelirse kesinlikle eve almayacaksınız dedim. Var mı başka soru?" Şaşırdı. Ne bekliyordu ki? Son yaptığı şeyden sonra arkadaşım olarak gelebilecek mi buraya? "Çok yazık..iki senedir her zor anında yanında olan ben..yine ilk sildiğin ben miyim?"
Gülmek istemedim ama kendimi tutamadım. "Sen ne diyorsun ya? Sen dün benim rızam yokken beni öptün! Dua et çekip vurmadım seni! Bir de gelmişsin buraya trip atmaya çalışıyorsun! Komik olma Alparslan!" Kaşları çatık izledi yüzümü. Bana doğru gelince Yiğit kolunu tuttu. Çekti hemen kolunu Yiğitten. "Sen, seni sevmeyen biri için, senin için ölümü göze alan birinden vazgeçtin Karaca. Öyle olsun. Geleceksin ama bana. Azer bakmayacak bir daha çünkü yüzüne. Yine bana geleceksin." Ona doğru gittim.
Yüzüme baktı bir umut. "Azer benden vazgeçmiş olabilir. Ama benim kalbim hala atıyorsa..bunu Azere borçlu. Sen benim için hiç olmadın Alparslan. Arkadaştan öteye hic geçemedin. Ben Azer için defalarca kez öldüm. Yine olsun yine ölürüm.. benim nefesim onun ellerinde.." Gözleri doldu. Hayal kırıklığı vardı yüzünde..büyük bir hüzün saklı arkasında. Onu kırmadan halletmek istedim hep ama bana başka bir şans vermedi..
Geri çekildi. Başını olumsuz salladı. "Bir kere ya..sen bana bir kere güldün. Ben yüzlerce kez aşık oldum sana. Bir gün karşılık vermedin ama..bir kere şans vermedin. Azerle çok sular akmış aranızdan..o seni görmüyor bile." Benimde gözlerim doldu. Tebessüm ettim yavaşça. "Olsun.. görmesin. Ben onun nefes aldığını biliyorum sonuçta." Başını aşağı yukarı salladı. Arkasını dönüp arabasına gitti.
Binince gözlerime baktı tekrar. Sonra da çıktı bahçeden. Gözümden akan yaşı sildim usulca. Eve doğru döndüğümde annemi gördüm kapıda. Yanıma geldi. Usulca sarıldı. Geri çekilince yanağımı öptü. "Seni de gece gece uyandırdı kusura bakma. Gel hadi eve girelim." Yanından geçmek istedim ama elimi tuttu. Durup anneme döndüm. "Ben eve gitsem daha iyi olucak kızım..yanlız kalman lazım. Yanlız kalıp düşünmen lazım ve karar vermen lazım. İyi düşün karaca.." tebesüm ettim yavaşça. Tekrar sarıldım anneme. Sonra da Yusuf'a döndüm. "Yusuf yanına iki koruma daha al annemi eve bırak. Sonra da geri gelirsiniz." Başını salladı. Eliyle geçmesi için anneme yol verdi. Annem arabaya binince elimi salladım usulca. Tebessüm etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK
Teen FictionKaracanın azeri vurduğu geceden başlıyor hikaye. Hep yazmak istediğim ama bir türlü fırsat bulamadigim seneryo. Severek başlıyorum yazmaya. Karaca yaptığı secimle hayatına yön verdi. Tabiki azerin de hayatına yön verdi. Bakalım bu seçimler ikisini n...