Karacadan
Dümeni tuttum sıkıca. Azere yasladım sırtımı. "Nasıl gidiyor kaptan? Gidebiliyor muyuz?" Güldüm. Yönümüzü değiştirdi biraz. Etrafa bakarken konuştum. "Allah'a emanet gidiyoruz bana kaldıysa kaptan olmak." Güldü o da. Başını omzuma yasladı. Elinin birini belime getirdi. Ona doğru döndüm. Tebessüm ettim. "Noldu ne geldi aklına?" Gözlerime baktı. Eğilip yanağını öptüm. Bana doğru dönüp dudaklarımızı birleştirdi. Ayrılıp gözlerine baktım.
"Birkaç yıl sonrasını düşündüm. Bizi.. geleceğimizi.." Tekrar öptüm. "Hoşuna gittik mi?" Başımı salladım usulca. Gözlerini benden çekip önümüze baktı.
Sabah olduğu için açıklarda çok tekne yoktu. Bir koya yaklaştırdı bizi Azer. Ona döndüm. "Ne yapacağız burada?" Dümeni bırakıp ayaklandı. Elimi tuttu. "Burada biraz yüzelim diyorum sen ne dersin?" Hevesle etrafa baktım. Severim yüzmeyi. Gerçi bayadır yüzmedim ama..
Elindeki karton çantayı bana uzattı. Alıp içine göz attım. Mayo görünce gülümsedim. "Alt katta giyin güzelim bekliyorum ben burada." Başımı sallayıp dediği merdivenden indim. Kapıyı açınca benim yatak odam kadar bir oda karşıladı beni. Yatağın üzerine koydum çantayı. Üzerimdekileri çıkarıp mayoyu giydim. Aynadan kendime baktım. Utanmış olabilirim biraz..usulca bir nefes aldım. Ellerim saçlarıma gitti. Üstten dağınık bir topuz yaptım.
Odadan çıkıp yukarı ilerledim. Azer demire yaslanmış bekkiyordu. Beni görünce doğruldu. Yanına gittim. "Ne diyorsun? Karını beğendin mi?" Ağzıyla ıslık sesi çıkardı. Elimden tutup kendi etrafımda döndürdü beni. "Vazgeçmeye başlıyorum ben.." Güldüm. Belimi tutunca ona doğru gittim. Dudakları dudaklarımı örttü usulca.
Onunda üstünde şort ve düğmelerinin yarısı açık bir gömlek vardı. Çıkardı onu da üzerinden.
Elimi tuttu. Arka tarafa geldik. Bana döndü. "Hazır mısın?" Olumsuz salladım başımı. Durup bana döndü. "Bir şey mi oldu? İyi hissetmiyorsan hemen dönelim." Gülümsedim. Elini sıkıca tutup denize baktım. "Ben bayadır yüzmedim. Yanımda ol tamam mı?" Rahatladı dediklerimle. Elindeki elimi öptü usulca. "Merak etme bırakmam elini.." Başımı salladım.
Üçe kadar sayacağım demişti en son ama..ikide attı bizi suya. Çığlık atarak girdim suya. Soğukmuş sanki biraz. Suyun yüzeyine çıkardı bizi hemen. Omuzlarına tutundum. Bacaklarımı da beline sardım. Belimi tuttu bir eli sıkıca. "Koala gibi sardım seni ama..korkuyorum birazcık." Güldü. Saçlarını geriye ittim. Gözünün kenarını öptüm. "Dikkatimi dağıtıyorsun..batıracaksın gemiyi bak." Durdum hemen gülerek. Yata doğru gidip sırtımı onun yüzeyine yasladı. Yüzümden akan sularla yüzüne baktım.
Bir eli bacağımı tuttu. Okşadı yavaşça. Nefes nefese baktı yüzüme. Eğilip dudaklarımızı buluşturdum. Gülümsedim sonra da. Azeri bıraktım yavaşça. Tetikte bekledi her an yanımda. Ama tabiki unutmadım.
Ben yüzerken ona doğru döndüm. "Gördün mü bak hatırlıyorum hala!" Güldü o da. Yanıma doğru yüzdü. Günümüz neredeyse suda geçti. Biraz çıkıp durduğumuz kıyının liman kısmını gezdik.
Yorgunca geldik yata. "Güzelim sen üzerini değiştir üşüme hadi." Başımı salladım. Aşağı inince kısacık da bir duş aldım. Sonra da temiz kıyafetlerimi giydim. Çantanın ön kısmından ilaçlarımı aldım. Suyla beraber onları da içtim.
Öksürük tutmadı bir daha sabahtan beri..iyi bir şey herhalde bu.
Yorgunca bir nefes aldım. Ayağa kalkıp odadan çıktım. Azer ortalıkta görünmüyordu. Etrafa bakarken önden çağırdı beni. Gün batıyordu yavaş yavaş. Güneşin son demleri..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK
JugendliteraturKaracanın azeri vurduğu geceden başlıyor hikaye. Hep yazmak istediğim ama bir türlü fırsat bulamadigim seneryo. Severek başlıyorum yazmaya. Karaca yaptığı secimle hayatına yön verdi. Tabiki azerin de hayatına yön verdi. Bakalım bu seçimler ikisini n...