BÖLÜM 15

871 55 37
                                    

Karacadan

Ayrı yollar..yapabilir miyiz gerçekten?

Azerin gözlerine baktım. Dans etmiyorum artık. Ben durunca o da durdu. Gözlerime baktı sadece. Göğsümde bir ağrı oluşurken konuştu. "İyi misin?" Gözlerimi ayırdım ondan. Etrafa baktım. Bir çıkış yolu aradım.

Beni bu kabustan uyandıracak bir çıkış yolu.

Ellerimi çektim Azerden. Geri gittim. Azer usulca etrafa baktı. Bize bakıyorlar sanırım. Umrumda değil.

Azer bunu istiyor..tekrar olmak istemiyor. Ne yapıyoruz o zaman biz burada? Neyi zorluyoruz ki?

Azeri dans pistinde bırakıp çıkışa ilerledim. Konuşmak isteyenler oldu ama onları duyup duymadığımdan emin değilim. Dışarıya çıktım.

Göğsümdeki ağrı artarken sendeledim. Koruma arabamı getirdi. Yiğit de arkamdan geldi. Elinde çantamda vardı. Magazin bize doğru gelirken arabamın kapısını açtı. Bindim beklemeden.

Yiğit de arabaya binince hareket ettik. Otelin girişinde Azeri gördüm. Kaldı olduğu yerde. Yanında da Behzat abi vardı. Bir şey söyleyip elini azerin omzuna koydu.

Başımı arkaya yasladım. Biraz uzaklaşınca araba durdu. Yiğit elindeki ilacı ve suyu uzattı. Aldım. İlacı içince arkama yaslandım.

Çatallı sesimle konuştum. "Yanan eve gidiyoruz.."

Araba durunca doğruldum. Etrafa baktım. Geldim işte. Dönüp dolaşıp yine burdayım. Arabadan indim. Elimdeki şarap şişesiyle bahçeye girdim. Hala is kokuyor her yer.

Ardımda bıraktığım koca enkaza baktım. Yanlış yaptım biliyorum. Bu evi yakarken içinde kendimi de yakmalıydım. Niye yapmadım ki? Ne tuttu beni?

Bahçeye geçtim. Çimlerin üzerine oturdum. Şarap şişesini açıp kafama diktim. Boğazım ani içişimle yanarken yüzüm buruştu. Manzaraya baktım. Gözümden benden bağımsız akan yaşlara aldırış etmeden devam ettim içmeye.

Elimdeki şişe birince yiğiti çağırdım. Koşarak geldi. Elimdeki şişeyi gösterdim. "Bir tane daha getir. Bir de bunlar bozuk galiba..hala her şeyi hatırlıyorum ben." Yüzüme baktı bir şey demeden. Elimden boş şişeyi alıp arabaya gitti. Yeni bir tane getirdi bana. Başımı sallayıp aldım.

Bu kaçıncı bilmiyorum ama bunun faturası bana ağır olacak yarın.

Azerin söylediklerini hatırladım. Güldüm. Ayrı kalınca mutlu olacağız sanıyor herhalde. Kim bilir belkide oluruz.

Gülmeye başladım. Bu dediğime daha kendim inanmıyorum ki ben. Parmak uçlarım göğsümdeki izde gezdi. Yüzüm düşerken şişeyi kafama diktim ama gelen bir şey olmadı. Bu ne zaman bitti ya? Delik mi var bunun altında bitiyor hemen. "Yiğit bir şişe daha getir! Hesaplar benden!" Güldüm. Kafam güzelken daha mı mutluyum acaba ben? Olabilir.

Yeni gelen şişe yarıya gelince kenarı koydum. Bu son diye diye..baya bir bitti herhalde ya. Sıcak basınca saçımı geriye attım. Hava sıcak olabilir..

Etrafa baktım. Keşke Azer olsaydı yanımda. Keşke hiç gitmese..beni elinin tersiyle itmese..bende bunu istiyordum..noldu şimdi?

Kalbim dayanamayacak ama..en azından son zamanlarda biraz daha göreyim onu.

Dudaklarımı büzdüm. Şişeden birkaç yudum daha aldım. Yanıma biri oturunca çektim şişeyi ağzımdan. Gözlerimi kırpıştırdım doğru mu görüyorum diye. Dilim dolanırken konuştum. "Sen.. napıyorsun burada? Niye geldin?" Yüzüme baktı. Elimdeki şişeyi alıp kendi kafasına dikti. Elimi diğer elime vurup konuştum. "Yahu niye içiyorsun benim şişemi? Sondu o. Nereden bulacağım ben şimdi yenisini..yiğit bir büfe bir şey satın alın içinde ne varsa postala buraya.." Güldüm. Bir büfe mi açsam? Uğraşamam ben onunla ya param con zaten benim gerek yok bir kere.

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin