Karacadan
Ellerimle yüzümü sildim.. Azer bana döndü usulca. Titreyen sesiyle konuştu. "Başka bir yol yok mu? Başka bir çare?" Olumsuz salladım başımı. Elleriyle saçlarını karıştırdı. "Nasıl olmaz ya? Bir bize mi umut yok ya! Bir bize mi acı var kocaman dünyada!" Ellerini arabaya vurdu. Gözlerindeki çaresizliği gördüm. Başka bir çare olmaması yakmadı canımı. Ama sevdiğim adamın gözlerindeki çaresizlik..işte bu öldürür beni.
"Yoruldum ya. Sürekli mutsuz olmaktan..sürekli önümüze bir engel çıkmasından yoruldum. Niye bizim de herkes gibi kolay bir hayatımız yok? Çok mu şey istiyoruz ya?" Bana döndü. Sessizce ağladım karşısında. Omuzları yorgunlukla düştü. Arabasına bindi.
Ben ona bakarken o bana bakamadı. Yanımdan geçip gitti. Nereye gidiyor bilmiyorum.
Daha kötü ne olabilir diye düşünmedim hiç. Çünkü hep daha kötüsü oldu. Benim düşünmeye bile fırsatım olmadı.
Arkamı döndüm gitmek için. Arabaya bindim. Restoranın önünden çıkıp ana yola çıktım. Başımı arkaya yasladım.
Göğsümdeki kurşun izine gitti parmak uçlarım. Nolursa olsun..bunu yapmam lazım artık. Azer için..
Böyle beklersem zaten öleceğim..belki kurtulurum. Belki bizim için son bir şans buluruz. Belki bu sefer kavuşuruz.
Eve geldim. Arabadan inip bahçeye geçtim. Koltuğa uzandım yorgunca.
Gözlerimi kapattım. Uyumak istemiyorum. Biraz daha yaşamak istiyorum hayatımı ama..
Başımın kenarında çalan telefonla gözlerimi yavaşça açtım. Amcam arıyor. Sırtüstü döndüm. Akşam olmuş çoktan. Kalktım koltuktan. "Kızım geliyor musun? Biz geçiyoruz." Telefonu kulağıma götürdüm. Uykulu sesimi düzeltmeye çalışarak konuştum. "Geliyorum amca bende evden çıkıyorum şimdi." Kapatıp eve girdim.
Odama çıktım. Üzerimi değiştirirken kapı çaldı. Aynada kendime bakıp aşağı indim. Kapıyı açınca Azeri gördüm. Gözleri kızarmıştı.
Yüzüme baktı. Sonra da üzerimdeki elbiseye. "Bir yere mi gidiyordun?" İçki kokusu alıyorum. Sarhoş sanırım biraz. Başımı salladım. Bana doğru geldi. Belimi tuttu eli usulca. Diğer eliyle de kapıyı kapattı.
Geri geri giderken sırtım duvara yaslandı. "Napıyorsun?" Kısık gözleriyle gözlerime baktı önce. Sonra dudaklarıma indi bakışları. Ellerimi göğsüne koydum. Eğildi yavaşça.
Dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Gözlerimi kapatıp öpüşüne karşılık verdim. İşaret parmağı yavaşça kolumda gezdi. Dudaklarını çekti benden. Anlını anlıma yasladı. Nefes nefese bekledik biraz.
"Benden gitmene izin vermem..bu kadar hasretini çekmişken gidemezsin.." Gözlerim doldu yavaşça. Anlımı öptü.. yanağımı öptü. Kulağıma fısıldadı. "Benim kalbimi alsınlar..sana versinler. İşe yarayacaksa eğer..ben senin ölümü göze alırım..hiç de gocunmam.." Gözyaşı bıraktı kendini yanağıma doğru.
Boynuma indi dudakları..küçük öpücükler bıraktı. Başımı duvara yasladım. Nefesi boynuma çarparken gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK
Teen FictionKaracanın azeri vurduğu geceden başlıyor hikaye. Hep yazmak istediğim ama bir türlü fırsat bulamadigim seneryo. Severek başlıyorum yazmaya. Karaca yaptığı secimle hayatına yön verdi. Tabiki azerin de hayatına yön verdi. Bakalım bu seçimler ikisini n...