"Normal koşullarda beni çete liderliği, tehdit, resmi evrakta sahtecilik, zorla alıkoyma, ruhsatsız silah taşıma, birçok cinayet gibi organize suçlardan tutuklamanız gerekir. Siz özel kuvvetler diyorsunuz."
"Biz her şeyi en detaylı ölçüde biliyoruz. Size yaşam hakkı tanımıyoruz. Size milletinizin, bayrağınızın ve onurunuzun uğrunda şehit olma hakkı tanıyoruz."
"Diyelim ki kabul ettim. Önce Milli Savunma üniversitesinde eğitim almam gerekmiycek mi? Bildiğim kadarıyla zor bir kabul sınavları var."
"Hayır. Size eğitimi özel olarak bizzat ben ve yüzbaşı Kaman vericez. Bunun yanı sıra Milli savunma üniversitesinde okuyor gözüküceksiniz. Ordaki dersleri de alıcaksınız."
"Peki burda mı yoksa-"
"Ankara'da."
"O zaman sizden tek bir şey istiycem."
"Dinliyorum."
"Kıraçlar'dan birine bile zarar gelmesine izin vermiyceksiniz. Tutuklamaktan bahsetmiyorum. İsterseniz hücreye atın. Ben onların yaşamasını istiyorum."
"Sanırım bu kabul görülecektir. Yine de üslerime sormalıyım."
"Sizi bekliyorum albay Bozkurt." o tam çıkacakken aklıma şey geldi.
"Ha bir de 5 dakika babamla görüşmek istiyorum."
"Tabi Işıl Kıraç." babam içeri girdi.
"İyi misin kızım?" annemde geldi. İkisine de aynı anda sarıldım.
"Tekrar evlensenize. Hatta ne biliyim bir kardeşim falan olsa. Ama tek isteğim hayatta kalın." yanaklarından öptüm.
"Neden öyle şeyler söylüyorsun?" anneme baktım. Gözlerim dolmuştu.
"Gidicem çünkü."
"Nereye gidiceksin?"
"Ankara özel kuvvetler istihbarat."
"Ne?"
"Detayları bilmiyorum. Siz de sorgulamayın. Sadece mutlu olmanızı istiyorum. Bugün Ankara'ya sevkim yapılır muhtemelen."
"Işıl hanım ilaç saati ve dinlenmeniz gerek." hemşireye baktım.
"Hadi baba." ikisi ile de sarıldım.
"Ara bizi kızım." gülümsedim. Yatağa uzandım. Kapı kapandı. Hemşire seruma iğneyi batırıcağı esnada silah sesleri gelmeye başladı. Ayağa kalktım.
"Baba" kapıdan çıkmama izin vermediler. Dirseğimle birisinin burnuna vurdum. Onun silahı düşmeden alıp diğerinin ensesine vurdum. İkisi de yere düşünce koşarak çıktım. Kanlar içinde yerde yatan annem ve babama baktım.
"Baba" karnıma yediğim kurşunla iki büklüm oldum. Bir adım daha attığımda sol omuzuma sıktı. Dizimin üzerine çöktüm. Geriye doğru düştüm.
"Işııııllll" Turan Kaman'ın sesiyle gözlerimi araladım. Başımı dizine koydu.
"Işıl sakin ol. Kurtarıcam seni. Sakin ol. Tamam mı?" saçlarımı yüzümden çekti.
"K-ka-kaman b-ben seni ç-çok se-sev-." göz yaşları yüzüme geliyordu.
"Ben de seni çok seviyorum ama yorma kendini. Yorma kendini birtanem. Yorma kendini. Kurtarıcam seni." elini tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|Benim Babam|
ChickLit"Geldik." İzmir F tipi cezaevi.. çocukluğumun geçtiği yer. Yavaş adımlarla içeri girdim. "Işıl gidiyorsun." Babam içeri girince ayağa kalktım. "Baba hiçbir yere gitmiycem ben. Yeter her yerde sürekli siyah takımlı zorba adamlar görmek istemiyorum...