|Benim Babam|Bölüm:52"Mesela yani"

25 2 18
                                    

"Tamam sen al anahtarı. Sabahtan gelin deniz çarşaf gibi olur. Ha bir de sen kullanır mısın ben geliyim mi oğlum?"

"Yok Fuat abi ben hallederim."

"Tamam al koçum." Anahtarları uzattı. Cihangir anahtarı aldı. Tekneden inip yanımıza geldiler.

"Şurda lunapark mı var?"

"Aynen bak tam şurda." Mete eliyle işaret edince baktım.

"Şimdi gitmeyelim sonra gideriz. Benim başım ağrımaya başladı." diyen Yamaç'a baktım.

"Benim de ayaklarım ağrıdı. Sonra gidelim."

"Hadi dağılalım o zaman. Sabah 9'da bizde olun." Hepsi onayladı.

"Mete eve gidicez bizimle gel istersen."

"Yok Ma- Işıl ben arabayla geldim." başımı salladım.

"Görüşürüz o zaman." Cihangir kapımı açınca onlara el sallayıp oturdum. Kemerimi taktım. Cihangir de önden dolaşıp şoför koltuğuna oturdu. Belinden bir şey çıkarıp yan cebe koydu. Sonra da arabayı çalıştırdı. Neyse ki evimiz çok yakındı.

"Sabah çıkıcaz ondan garaja çekmiyim." Başımı salladım. Kemerimi çıkarıp indim. Çantamdan anahtarı çıkardım.

"Off ayaklarım çok acıyor." Kenardaki koltuğa oturdum ve ayakkabılarımı çıkardım. Ceketi de askıya asıp içeri gittim. Ayakkabılarıyla koltuğa uzanmıştı. Uyku moduna da geçmişti.

"Burda mı uyuycaksın?" Ayakkabılarımı yerden aldım.

"Tabi ki de yanında uyurum güzelim."

"Ya ne komik. İstediğin yerde uyu. Yukarıda uyuyacaksan çarşafları değiştircem."

"Tamam sen çarşaf çıkar. Su içip geliyorum." Parmak uçlarımda yukarı çıktım. Ayakkabıları kutusuna koyup rafa koydum. Kısa mor tişört ve beyaz eşofmanı hızlıca giyindim. Misafir odasına gittim. Dolaptan çarşaf ve yeni yastık yüzü çıkardım. Cihangir de yanıma geldi.

"Bir çalışan falan mı alsak böyle çamaşırdı bulaşıkdı zor olcak gibi."

"Olmaz ben yaparım. Bu eve Rümeysa anneden başkası girmedi. Girmesin de. Ben hallederim. Hem ne var iki çamaşır yıkamakta canım yani."

"İyi yapabiliceksen yap." Çarşafı söktüm. Yenisini geçirdiğimde o da kendi tarafında olan kısmını yaptı. Yastık yüzlerini de değiştirdik.

"Oda senindir." hala parmak uçlarımda yürüyordum.

"Gel ayaklarına krem sürelim."

"Yok o kadar acımıyor." Kucağına aldığında bu sefer boynuna sarıldım.

"Hadi itiraf et hoşuna gidiyor." Aşağı indik.

"Hayır hiçte bile." iyiyce sokuldum.

"Bak düşürürüm. Doğruyu söyle." düşürür gibi yapınca ellerimi daha sıkı sardım.

"Tamam tamam birazcık."

"Bak doğruyu söyle atarım valla." yine yaptı.

"Tamam tamam hoşuma gidiyor."

"Ha şöyle." beni koltuğa bıraktıktan sonra ecza dolabından krem aldı. Ayak ucuna oturup ayaklarımı dizlerinin üzerine koydu.

"Bişi dicem"

"He"

"Şimdi yarın tekneye binicez ya."

"Ee"

"Diyorum ki sen pasta börek bişiler mi hazırlasan?"

"Hm. Fena fikir sayılmaz aslında. Ah yavaş biraz."

"Özür dilerim birtanem."

"Bişi de ben dicem."

"Söyle." Sorup sormamak için düşündüm.

"Tekne kullanmayı nerden biliyorsun?"

"Asıl sormak istediğini sorsana."

"Yok ki bunu sorcaktım işte."

"Seni tanıyorum. Kararsız olduğunda burnunu kaşıyorsun."

"Ne?"

"Evet burnunu kaşıyorsun."

"Hayır yapmıyorum."

"Yapıyorsun."

"Ya hayır."

"Yapıyorsun işte."

"Ben kendimi bilmiycek miyim yapmıyorum."

"Yapıyorsun." Ayaklarımı çekip oturur hale geldim.

"Yapmıyorum."

"Yapıyorsun" Burun burna gelmiştik.

"Yapmıyorum." Gözleri rotasını değiştirince ben de istemsizce dudaklarımı ıslattım. Gözlerim dudakları ve gözleri arasında gidip geliyordu. Ama onun sadece dudaklarıma bakması ben de sürekli olarak dudaklarımı ıslatma hissi oluşturuyordu.

"Yapıyorsun." Biraz daha yaklaştı.

"Yapmıyorum." konuşursa dudaklarımız değicekti. Ve o istediğini alma konusunda en az benim kadar iyiydi.

"Yapıyorsun" Sanki rüzgar gibi bir his vermişti. Geldi ve geçti.

"Yapmıyorum" gözlerine baktım. Hafif koyulaşmaya başlamıştı.

"Kanıtlayabilirim." O da gözlerime baktı.

"Kanıtlasana." Meydan okur tavrım hoşuna gitmiş olucaktı ki dudakları yukarıya doğru kıvrıldı.

"Mesela tutup öpsem seni. Ondan sonra nefes almak için dudaklarımızı ayırsam sonra sen karşılık vermeli miyim yoksa vermemeliyim diye karar veremeyip burnunu kaşırsın. Deneyelim mi bunu?"

"Denesene. Yerse tabi."

"Yer bence." Dudaklarını üst dudağım ve burnumun arasındaki küçük boşluğa koydu.

"Deniyorum o zaman."

"Hı öyle olsun." Gözlerimi kapattım. Üst dudağım alt dudağı ile temas ediyordu. Bir saniyeliğine gözlerimi açtım. Onun da Gözleri kapalıydı. Tekrar kapattım. İstemsizce yutkundum.

"Beni sevmen için daha ne yapmam gerekiyor?" sorusu ile afallayıp gözlerimi açtım.

"Seni sevmediğimi nerden çıkardın?"

"Seviyorsun yani."

"Mesela şimdi sana aşık olduğumu söylesem. Sen naparsın?" Gözlerini açabildiği kadar açıp geri çekildi.

"Ne dedin sen?"

"Mesela dedim." Üzerime doğru gelince ben de geri gittim.

"Meselayı kaldırsak diyorum. Ne dedin sen?"

"Mesela dedim."

|Benim Babam|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin