16.07.2021
Sayfa sonundaki küçük yıldızı doldurmayı unutmayınız lütfen.
🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
🌹 KIRK YEDİNCİ BÖLÜM🌹
DENİZ KARAN'DAN
Dikkatli bir hamleyle park ettiğim arabadan bedenimi yavaşça çıkarmış ilerlemeye başlamıştım karşımda duran fırına doğru.
"Hoş geldiniz, buyrun."
" Bir tane susamlı tava ekmeği istiyorum."
"Dilimlememizi ister misiniz?"
"Hayır gerek yok." Tezgahtarın geriye döndürdüğü bedeni ile elim ceketimin iç cebine uzamış derin endişeli bir soluk firar etmişti dudaklarımdan. Saatlerdir aramalarıma bir cevap dahi vermezken endişelenmeye engel olamıyordum artık.
"Buyrun beyefendi... Başka bir isteğiniz var mı?" Olumsuzca iki yana salladığım başım ile birlikte gözüm cam bankonun içindeki pastaları bulmuş iki yana kıvrılan dudaklarım ile mırıldanmıştım.
"Birde pasta istiyorum. Baştan üçüncü olanı hazırlarsanız."
"Meyveli, beyaz çikolatalı olan değil mi?"
"Evet o. Ne kadar ödemem gerekli.
" Elli tl yeterli. Afiyet olsun."
" Teşekkür ederim. İyi çalışmalar."Dikkatle yan koltuğa bıraktığım karton torbalar ile birlikte emniyet kemeri. bedenimi kuşatmış yükselen motor sesi eşliğinde araba hareketlenmişti. İçimde tuhaf bir endişe varken gaza biraz daha yüklenmiş uzun uzun çalan telefon hala daha açılmıyordu. Hastaydı... Biraz olsun düzelmemiş, sabah verdiğim ilaç ağrısına fayda etmemiş miydi? Burnumdan verdiğim sert solukla yönümü evimize giden patika yola çevirmiştim.
Park ettiğim arabanın ardından ellerimdeki torbalarla girişe yönelmiş uzun uzun çaldığım kapı açılmıyordu. Anahtarım yardımıyla araladığım kapı hafif bir tıkırtıyla geriye çarpmış sesim merakla çınlamıştı dört bir köşeye.
"EZELLLL!" Evin her bir köşesi sabah bıraktığım gibi gözükürken hiç bir yaşam belirtisi yoktu. Merdivenlere çarpan ayaklarımın sert vurgusu kalbimin çarpışını hızlandırırken önüne geldiğim kapıyı sessizce aralamış engel olamadığım derin bir soluk dolmuştu ciğerlerime.
"Ezelll!"Yüzü koyun kapandığı yatakta bacaklarını kendine çekmiş, kolları ile karnını sarmışken titriyordu. Yanını bulan adımlarımla elim sırtına değmiş ani bir hıçkırık firar etmişti dudaklarından.
"Denizzzz!"
"Şhhhh gel. Gel güzelim." Yatağa yasladığım dizim ile bedenini yavaşça bedenime çekmiş acı bir inilti daha kopmuştu dudaklarımdan.
"İyi değilsin sen? Neden açmıyorsun seni arıyorum saatlerdir."
"Ben.... Deniz çok..."
"Doktora gidiyoruz hadi.""Hayır... Gerek yok buna."
"NASIL GEREK YOK! BAĞITTIRMA KADIN BENİ.... Beni araması çok mu zordu."
"Telefonum nerede bilmiyorum. Hem gitmek istemiyorum hastahaneye. Duş almama yardım et, birde ilaç içersem..."
"Olmaz öyle şey."
"Deniz lütfen. Sabah verdiğin ilaç bir kaç saat uyuttu, iyiyim ne olur." Kısık bit iniltiyle bacaklarını karnına çekmiş başı yan vaziyette göğsüme yaslanmıştı. Alnındaki soğuk terler sancısının boyutunu apaçık belli ederken rahatsızlıkla konuşmuş kısık sesi dolmuştu kulaklarıma.
"Çok ağrın var senin. Gidelim işte..."
"Gerek yok... Bak gerçekten zaten migrenim yüzünden bu kadar kötüyüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-II
ChickLitKAPAK TASARIMI🗝Sehrialem BİR KADIN DÜŞÜNÜN LÜTFEN . Yüksek bir uçurumun tam ucunda titreyen bedeniyle birlikte göz yaşlarını usul usul dökerken aldığı nefesin nasıl canını yaktığını düşünün. Umudunuzun, hayallerinizin, heveslerinizin tek bir gece...