BÖLÜM SINIRI 200 OY+ 400 YORUM
🌹Sayfa sonundaki küçük yıldızı doldurmayı unutmayınız lütfen.
🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.
⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤
🌼 YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM🌼
"Ben Işıl. Deniz'in halasıyım"
***
Kaşlarım istemsizce çatılırken burada ne olduğunu anlayamıyorum. Deniz'in halası yoktu ki. Kenan babanın bir kardeşi olduğunu bilmiyordum ben.
"Ben Deniz'in halası olduğunu bilmiyorum."
"Merak etme oda bilmiyordur bence. Benim onunla konuşmam sonrasında abi.... Yani Kenan beye ulaşmam lazım."Sözlerinden hiç bir şey anlayamazken bakışlarım gözlerinden çekilmiyirdu.
"Deniz evde yok. Ben sizi tanımıyorum alamam içeriye." Yüzünde yorgun bir ifade varken konuşmak için dudaklarını aralamış konuşmasını engelleyen ise asansör kapısının çıkardığı mekanik ses olmuştu.Buluşan gözlerimiz ile ne olduğunu anlamaya çalıştığı belli olurken bedeni hemen yanımda son bulmuş eli iç güdüsel olarak belime yükselmişti.
"Ezel! Ne oluyor." Alnıma yükselttiğim işaret parmağımı sıkıntıyla tenime sürdüğümde konuşmuş magileri koyu girdaplara bürünerek karşısımızdaki kadına çevrilmişti.
"Deniz... Işıl hanım. Senin halan olduğunu söyledi."Gözlerinde gördüğüm o histen hiç bir şey anlayamazken Akın'a içeriye girmesini söylemiş sorgulamadan beni onaylamıştı.
" Sevgi hanımın kızı mısın sen?"
"Evet. Ben Kenan abiye ulaşmak zorundayım. Buranın adresini bulabildim bir tek,.""Babam'ın sizinle görüşmek isteyeceğini sanmıyorum. İyi günler." Buz gibi çıkan sesi daha da kafamı karıştırırken bana yönelttiği sesini duymuş sesindeki titremeyi zorda olsa hissetmiştim.
"Ezel gel güzelim. Girelim içeriye."Bedenimi kapının önünden çekerek kapatmak istediğinde Işıl hanımın sesi ile bedeni durmuş gözleri bana çevrilmişti.
"Deniz ne olur dinleyin beni. Annem ölüyor. Beş dakika söz gideceğim."Bana çevrilen mavileri ile içimdeki merak beni adeta kemiriyordu. Kenan babanın bir kardeşi varsa neden görüşmüyordu onunla. Beynimde gezen bin bir soruyu bir yana atararak derin bir nefes aldığımda çelik kapı sonuna kadar aralanmış genç kadının aldığı derin nefese şahit olmuştum.
Işıl hanım önden biz arkadan salona ilerlediğimizde telefonu ile ilgilenen Akın'a gülümsemiş konuşmuştum.
"Ablam mutfak balkonunda masa hazır başla sen kahvaltına." Başını sallayarak uzaklaşmaya başladığında Deniz tekli koltuğu göstererek genç kadının oturmasını işlemişti."Annem çok hasta. Doktorlar çok fazla vakti kalmadığını söylüyor.... Annem sürekli Kenan diye sayıklıyor uykularından öktürük krizleri ile uyanıyor."
"Bunca yıl bir kere bile benim babamın ismi o kadının dudaklarından çıkmamışken son nefesinde babamı sayıklaması sizce benim ne kadar umrumda Işıl hanım."Sözlerimdeki sert vurgu tokat gibi salonda yankılandığında bakışlarım istemsizce genç kadının gözlerine çevrilmiş an ve an dolduguna şahitlik etmiştim. Burada ne olduğunu anlamıyordum ama bir şeyden zerre şüphe duymuyordum. Bu kadın veya annesi her kimse benim aile bildiklerimim canlarını yakmışlar sanki eksik bırakmışlardı.
"Deniz bak...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-II
Literatura FemininaKAPAK TASARIMI🗝Sehrialem BİR KADIN DÜŞÜNÜN LÜTFEN . Yüksek bir uçurumun tam ucunda titreyen bedeniyle birlikte göz yaşlarını usul usul dökerken aldığı nefesin nasıl canını yaktığını düşünün. Umudunuzun, hayallerinizin, heveslerinizin tek bir gece...