🌹 Sayfa sonundaki küçük yıldızı doldurmayı unutmayınız lütfen.
🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
🌹SEKİZİNCİ BÖLÜM🌹
Ciğerlerime çektiğim derin nefes eşliğinde topuklu ayakkabılarımın üzerinde salona adımladığımda hiç kimseyle göz teması kurmuyor tuttuğum tepsiyi sımsıkı kavramış büyüklerden başlayarak tek tek dağıtmaya başlamıştım.
"Sağ ol güzel kızım."
"Afiyet olsun."İçimdeki sıkıntı bütün bedenimi etkisi altına almışken tepside kalan son kahve fincanıyla Denize döndüğümde gözlerimiz anında buluşmuş bir yandan kahvesine uzanırken gözlerimizi bir saniye bile ayırmıyor, hissetmiş gibi ne olduğunu sorguluyordu.
Biten kahve servisinin ardından gençlere meyve sularını vererek ikramlıklarını servis ettiğimde babamın yanına oturmuş kucağımda birleştirdiğim ellerimle oynuyor yaşanılanları hazmetmeye istemsiz olarak Furkan'ın takıntısıyla baş etmeye uğraşıyordum.
Deniz haklıydı o karaktersizin vazgeçtiği falan yoktu anını bekliyor kendini öne geçirecek bir hamlemizi arıyordu.
"Cemil bilirsin bizi bizde sizi biliriz fazla uzatmadan konuya girmek istiyoruz biz. Allah'ın emri peygamber efendimizin kavli ile Ezel kızımı oğlumuz Karana senden istiyoruz."Bakışlarım babamın yüzüne kaydığında gözlerinin üzerimde olduğunu görmemle hafif tebessümümü ona yollamış cümleleri karşısında çekinerek te olsa başımı sallamıştım.
"Sen de istiyor musun Ezelim?"
"Ne diyelim o zaman Allah'ım mutlu etsin. Rabbim iki cihanda da ayırmasın kalplerinizi. Öp kızım Annenle babanın elini."Babamın komutu ile birlikte ayaklandığımda elimle elbisemin eteklerini düzelterek ilk önce Kenan beyin elini öpmüş Ezra hanımın eline uzanacakken kendimi sıcacık kollarının arasında hissetmemle başım omzuna yaslanmış ellerim ise ince beline usulca dolanmıştı.
"Ailemize hoş geldin kızım her zaman yanındayım, ne yaşarsan yaşa annen olduğumu sakın unutma."Yanağımdan süzülen ince damla ile birlikte usulca başımı sallayarak mırıldandığımda naif sesiyle konuşmuş aldığım derin nefesle yanıtlamıştım onu.
"Sagolun Ezra hanım."
"Anne dersen çok mutlu edersin beni. Senin gibi bir kızın annesi olmak büyük şans."
"Peki an-anne."Biten el öpme faslının ardından yanıma ilişen Deniz'in eliyle ellerimiz bir birine değerken önümüze dikilen Kenan beyin iri bedeni ile birlikte güzel hayır dualarıyla birlikte parmaklarımıza alyanslarımız takılmış kırmızı kurdele kesilmişti.
"Allah'ım ayırmasın sizleri."İçimden dilediğim bütün dualarımın cevabına herkes amin derken boğulduğumu hissediyordum daha yarım saat önce içi içine sığmayan ben değimliydim, neydi beni böyle mutsuzlaştıran?
Az önce kalbim hissettiği ufacık heyecana bile deli gibi çarparken neden şimdi bilekleri kesilmiş ve kan kaybeden biri gibi hissediyordum? Cevabı çok açık aslında görmüştüm Furkan'ın barındırdığı o tehlikenin büyüklüğünü , kafasında kurduğu takıntılarının bize zarar vermeden bitmeyeceğini çok iyi anlamıştım.
Yan tarafımda hissettiğim hareketlenme ile birlikte hızlıca hareketlenerek boşalan kahve fincanlarını toparlamaya başladığımda ise Denize bunu söyleyip söylememe konusunda büyük bir çelişkinin içerisindeyken söylesem ne olacağını bizzat yasayarak görmüş sonunda ise zararlı çıkan yine Deniz olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-II
Chick-LitKAPAK TASARIMI🗝Sehrialem BİR KADIN DÜŞÜNÜN LÜTFEN . Yüksek bir uçurumun tam ucunda titreyen bedeniyle birlikte göz yaşlarını usul usul dökerken aldığı nefesin nasıl canını yaktığını düşünün. Umudunuzun, hayallerinizin, heveslerinizin tek bir gece...