Tam tamına 3000 kelimelik bir bölüm ile geldim. lütfen kitabımı okuduğunuzda voteleyerek desteğinizi gösterin.🌹Sayfa sonundaki küçük yıldızı doldurmayı unutmayınız lütfen.
🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.
⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤⛤
🌼 ON İKİNCİ BÖLÜM🌼
Önümde duran büyük kahve kupasından ufak bir yudum daha alarak parmaklarımın ucunda çevirdiğim kaleme son vermiş dudaklarımın arasında ki kuvvetli nefesi dışarıya üflemiştim.
Sabahtan beri takıldığım soruyu bir türlü çözemezken kenardaki konu anlatım kitabını alarak detaylıca incelemeye başlamıştım. Çok gerideydim, çok fazla...
Aradan geçen iki yıla göre konular kapsamlı şekilde artmışken altından nasıl kalkacağımı hiç bilmiyordum. Soğumaya yüz tutmuş kahvemden bir yudum daha aldığımda odamın kapısı tıklanmış hemen ardından ise babamın bedeni gözükmüştü.
"Ezo'm gelebilir miyim?"
Oturduğum sandalyenin tekerleklerimi kaydırarak hafifçe geriye çekildiğimde gülümseyerek konuşmuş aynı şekilde içeriye adımlayarak elindeki yemek dolu tabağı yanı başıma bırakmıştı.Renkli fon perdelerin önündeki modern sedire oturduğunda konuşmuş, be de mırıldanarak yanıtlamaya başlamıştım onu, her daim olduğu gibi baba kız sohbetimize dalmıştık.
"Ne yapıyorsun? Yemeğe decgelmedin gene? Neyin var güzel kızım?"
"İyiyim babam yok bir şeyim. Çok geri kalmışım, konular fazlaca ilerlemiş yetişememekten korkuyorum biliyorsun çok bir zaman yok önümde."Yüzü anlayış ile parladığında eli ile yanağımı okşamış mırıldanmıştı.
"Yaparsın sen babam. Bir kez yaptın bir kez daha yaparsın? " usulca salladığım başımla birlikte koyduğu tabağı hafifçe kenara ittiğimde kitabıma geri dönmüş ama bir birine giren beynim ile bir türlü konuları algılamıyordum.
"Annen bir şey mi dedi yine?"Bakışlarım hızla yüzüne çevrildiğinde gözlerinden geçen bin bir hüzne şahit olmuş boğazıma takılan koca yumru ile gözlerimi kaçırmıştım.
"Yok babam ne alakası var, dedim ya kafamı vermem lazım altı ay gibi kısa bir süre var önümde.""Yalan söylemeyi birde becerebilsen. Kızım bakma sesim çıkmıyor ama farkındayım hüznünün, derdinin. Senin de Akın'ımın da belki bu yasadıklarınızın tümü benim yüzümden. Zamanın da ben konuşmam gereken yerde konuşamadım."
Tekerlekli sandalyeyi hızla hareketlendirerek önünde durduğumda ellerini avuçlarım arasına almış konuşmuştum.
"Seninle ne alakası var babam. Annemi biliyoruz susmaz o. Ben takmamayı öğrendim. O bir süre konuşur sonra susar, gerçi hiç sustuğunu görmedim de ."İkimizin de kıkırtısı küçük odada yankılandığında eli omzuma gelmiş bir kaç kere vurarak konuşmuştu.
"Gözlerin kızarmış hadi ye yemeğini yat." Usulca salladığım başım ile birlikte uzaklaşmasını seyrederken kapanan kapı ile zorlukla iki yana kıvrılan dudaklarım normale dönmüş perdenin arasından gözüken karanlık geceyi seyretmeye başlamıştım.En son olan kuvvetli tartışmanın üzerinden neredeyse iki haftaya yakın süre geçmiş ama annem için hiç bir şey değişmiş değilken söylediklerimi zerre umursamamıştı. Bende ne bekliyorsam Bedriye hanım her zaman ki Bedriye hanımdı.
O günün sonrasında Deniz ile buluşmuş her ne kadar geç kalmış olsak dahi Kenan amcanın tanıdıkları devreye girmiş ve sınav için kaydımın sıkıntısız şekilde oluşmasını sağlamıştık. Hemen akabinde ise Deniz'in elimi tutan iri eli eşliğinde bir kırtasiyeye girerek gerekli olan tüm konu anlatım kitaplarını ve bir süre idare edebileceğim soru kitapçıklarını satın almıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-II
ChickLitKAPAK TASARIMI🗝Sehrialem BİR KADIN DÜŞÜNÜN LÜTFEN . Yüksek bir uçurumun tam ucunda titreyen bedeniyle birlikte göz yaşlarını usul usul dökerken aldığı nefesin nasıl canını yaktığını düşünün. Umudunuzun, hayallerinizin, heveslerinizin tek bir gece...