🌹DOKUZUNCU BÖLÜM🌹

5.3K 438 415
                                    


🌹Sayfa sonundaki küçük yıldızı doldurmayı unutmayınız lütfen.

🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.

🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

🌹 DOKUZUNCU BÖLÜM🌹

Yattığım yatakta öylece uzanırken sızlayan gözlerimle birlikte kendimi olabildiğince yorgun ve hissiz hissediyordum. Aldığım bıkkın nefesi ciğerlerim ile buluşturmuş, bakışlarım ise baş ucumdaki küçük saate kaymıştı. Saatin geç olduğunu fark ederek ayaklandığım da çıplak bacaklarımı yataktan aşağıya sarkıtmıştım.

Bütün gece düşünceler beynimi kemirmişken içim daralıyor Deniz'in ne yaptığını bilmediğim için büyük bir endişe yaşıyordum. Çıplak ayaklarımı parke zemine değdirerek ayaklandığımda odamdan çıkarak koridordaki banyoya ilerlemiş işlerimi hallederek yüzümü yıkamıştım.

Aynadaki yansımamın dahi benden şikayetçi olacağını sanırken bir kez daha ciğerlerimle buluşturduğum derin nefesle birlikte odama geçtiğimde giysi dolabımı karıştırmaya başlamış çıkardığım siyah taytı ve lacivert balıkçı yaka kazağımı giyerek odamdan ayrılmış aşağıya inen merdivenler adımlamıştım.

"Tamam babam dikkat ederim, bir şey olursa Ece'den ararım seni merak etme. Akın hadi ablam geç kaldım zaten." Peşimden yürüyen kardeşimle beraber evden ayrıldığım da siyah topuklu butilerimi giyerek kısa fermuarımı çekerek bahçe kapısına doğru ilerlemeye başlamıştık.

Araladığım tahta kapının ardından görüş açıma giren Deniz ve son model siyah spor bir araba ile birlikte aynı anda bakışları bizi bulduğunda arabadan yavaşça çıkmış yanımıza doğru adımlayarak Akın'a ithafen konuşmuştu.
"Atla arkaya aslan parçası ben bırakacağım sizi."
"Yaşasın aslan eniştem beee."

Akının yanımızdan ayrılması ile birlikte aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdiğinde meraklı bakışları montumun cebine soktuğum elime uzanmış yüzüklerimi gördüğünde rahatladığını anlamıştım.
"Çıkarmamışsın?"
"Gittin mi ki?"

Başını iki yana salladığında farkında olmadan rahatlamış aynı anda ise uzun kollarının arasına çekilmemle ılık fısıltısı boynuma vurdu.
"Cesaret edemedim. Dediğini yapardın biliyorum." Sözlerindeki açıklık göğsümde ki ölmüş kelebekleri canlandırarak hevesle kanat çırpmasına neden olurken gözleri ise değerli bir mücevhere bakar gibi gözlerime değiyordu. Akın'ın kulağıma dolan sesiyle etrafımızı saran o büyüden kurtulduğumuzda hafifçe geriye çekilmiş iri eli belime yönelerek mırıldanarak konuşmuştu.
"Ablaaaa hadiiii sınavım var benim."

"Hadi önce Akını bırakalım sonrada seni." Belimde duran elinin önderliğinde arabanın diğer yanına dolandığımda bana açılan kapıdan bedenimi içeriye iliştirmiş vakit kaybetmeden emniyet kemerime uzanmıştım.

***

Okulun önünde duran araba ile birlikte Akın hızlıca arabadan indiğinde ona bakan arkadaşları ile koşarak ilerlemiş Deniz ise gaza basarak hızla ilerlemeye başlamıştı.

Arabanın geneline derin bir sessizlik hakimken erkeksi sesi duyulmuş kısık çıkan sesim ile konuştum.
"Telefonun için üzgünüm bir an mesajı okuyunca hakim olamadım kendime."
"Önemli değil. Kim olsa delirirdi."
"Merak etme yaklaşmayacak o herif sana."

HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin