🌹ELLİ SEKİZİNCİ BÖLÜM🌹

2.4K 225 75
                                    

🌹 Sayfa sonundaki küçük yıldızı
doldurmayı unutmayınız lütfen.

🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.

🌹 ELLİ SEKİZİNCİ BÖLÜM🌹

Kapalı gözlerim derin bir boşlukla beraber yavaşça aralanırken başımı gizlediğim kuytuya biraz daha yaslamış kirpiklerim aralanmıştı. Sevdiğim adamın hayranlık uyandıran kokusu burnuma sızarken zorlukla yutkunmuştum. Sağ avcum giydiği siyah tişörtü sıkıca kavramış pürüzlü avcu incitmeden bebeğimizi sarmıştı.

Eşsiz mavilerini gür kirpikleri gizlemiş soluklanıyordu uzun uzun... Çok seviyordum onu.... Çok başka seviyordum... Havalanan avcum narince sakallı çehresine yükselmiş titreyen dudaklarımı dişlerim arasına hapsetmiştim. Onu ne kadar çok seviyorsam bir o kadarda kızgın, kırgındım... Nasıl düşünürdü onu sevmediğimi, nasıl inanabilirdi ona yalan söylediğime... Ben... Ben sadece bilmesin istemiştim. Ben yanıyordum zaten birde onun yanmasına nasıl izin verebilirdim.....

Derin bir solukla boşlukta takılı kalan gözlerimi yüzüne çevirmiş usulca aralanan mavileri yüzümde geziniyordu.
"Günaydın karım." Yüzündeki elimi çekmek için yaptığım hamle avcumu sıkıca sarmasıyla boşa düşmüş belime uzattığı koluyla bedenimi bedenine çekmişti.
"Yapma.... Yapma gözümün çiçeği. Uzaklaşma, koyma aramıza şu lanet mesafeyi..."
"Kalkar mısın? Lavabaya girmem lazım benim..."

"Hayır.... Çevir gözlerini bana.
Ezel... Lütfen.." Çenemi bulan parmakları ile gözlerim gözleriyle buluşmuş dudakları dudaklarıma eğilmek istemiştim.
"Mi.... midem. Kalk...." Dudaklarımın üzerine kapanan avcum öğürtümü son anda durdururken yanı başımda uzanan bedenini havalandırmış mümkün olabildiğince hızla klozetin önüne çökmüştüm.
"Öğğğkkkk." Önüme düşen saçlarımı avuçları ile toplamış dizlerin üzerine ardıma çöktüğünü hissetmiştim. Boş midemden yükselen safra cayır cayır yakarken göz yaşlarıma engel olamıyordum.
"Şhhhh. Tamam... Tamam sevgilim ağlama. Geçti... Tamam karım sıkma kendini...."

Safranın acı tadı nefesimi keserken gözlerimden süzülen yaşlara engel olamıyordum. Parmakları özenle sırtımda gezinirken soluk soluğa kalan bedenim göğsüne yaslanmış bir pelte edasıyla kala kalmıştım.
"İyi misin? Ha benim güzelim..." Usulca salladığım başım ile belimdeki eliyle doğrulmama yardımcı olmuş serbest bıraktığı saçlarım sırtıma dökülmüştü.

Islattığım avuçlarım yüzüme çarpmış hala daha çalkalanıyordu midem.
"Bak bakayım bana.... Kül gibi olmuş tenin..."
"İ...iyiyim ben. Ge.... gerek yok. Yürürüm kendim." Bacaklarımın altına uzanmak isteyen kolunu sesim durdurmuş uzaklaştırmıştım tenime uzanan tenini. Usul adımlarla yatağıma geri dönmüş endişeli bakışlarını üzerimde hissediyordum.
"Eze..."

Aralanan kapıyla beyaz giyimli bir hemşire odaya adımlamış yavaşça uzanmıştım yerime.
"Daha iyi misiniz Ezel hanım.... Ateşinize bakalım mı?"
"İyiyim ben.... İyı hissediyorum..."
"Çok bulantısı var ama. Hiç bir şey yememesine rağmen kusuyor, çok fazla. Normal mi bu?"
"Gebeliğin ilk aylarında bu çok normal Karan bey. Aç kalmasını asla öner miyoruz? Hafif bir seyler atıştırın. Sizi rahatsız etmeyecek midenizi yumuşatacak seyler. Aç kalmamanız lazım."
"İçim almıyor hiç bir şey..."
"Dediğim gibi geçecek. Bu arada saat 10'da muayane için Ender hanım gelecek şimdi pansumanınıza bakalım mı?"

Usulca salladığım başım ile sessizce onu yanıtlamışken önüme düşen saçlarımı kulağımın ardına itmiş yanıma adımlayan Deniz'in sıcaklığını hissetmiştim.
"Biraz kaldırıyorum yatağı."
"Evet.... Lütfen." Açığa çıkan karnımdaki geniş bandajı dikkatle açarken yüzümün buruşmasına engel olamamış yanı başımdaki bedenin kas katı kesildiğini hissediyordum.

HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin