🌹Sayfa sonundaki küçük yıldızı doldurmayı unutmayınız lütfen.
🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
🌹ONUNCU BÖLÜM🌹
"Sen kimi nereden kovuyorsun?"
Deniz Karan'dan...
Boş restorandın içerisinde yankılanan vurgulu sesim ile birlikte belimde ince küçük elleri hissederken ince fısıltısı dolmuşta kulaklarıma. Duyumsadığım fısıltı ile birlikte bakışlarım güzel yüzüne çevrilmiş hemen ardından ise karsımdaki Mehmet olacak herife çevrilmişti mavilerim.
"Deniz lütfen....""Karan bey ben..!"
"Sorduğum soru çok basitti. Sana kimi nereden kovduğunu sordum. Ne hakla, hangi vasıfla. " Sorduğum soruyla birlikte tedirgin bakışları arkasındaki kalabalık guruba çevrildiğinde yutkunarak bana dönmüş tekrar konuşmuştu.
"Ben müşterilerimizle bir tatsızlık olunca işine son ver...."
"Müşterilerinden biriyle mi yoksa yeğeninle mi? Ben kaç saattir buradayım haberin yok sanırım."
"Ka-karan bey."
"Deniz lütfen ...""Ezel sakin ol bebeğim yok bir şey. Hadi sen geç değiştir üzerini evine bırakacağım seni." Tereddütte kalsa da itiraz istemeyen bakışlarımla usulca başını sallamış cam verandadan ayrılarak restorandın içine doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Eeee beyler nerede kalmıştık."Furkan'ın bakışlarının giden Ezel'e takıldığını görürken yanına doğru adımlamaya başlamış aramızda bir karış mesafe kala durmuştum.
"Sana son kez söylüyorum bir kez daha nişanlımın yanında görmeyeceğim seni. Dinime imanıma gebertirim duydun mu lan beni? Benim sevdiğim kadından uzak duracaksın bu son şansın iyi değerlendir bence.Haaa yok bana sen kimsin dersen öyle bir bela olurum ki başına kim gelirse gelsin alamazlar seni elimden. Beni hafife alma Furkan başına bin bir çorap örer yeddi ceddin gelse o düğümü çözemez şimdi mekanımdan da hayatımdan da siktir git."
Burnundan verdiği nefesle birlikte dudakları bir şey söylemek için aralandığında bakışları geriye dönmüş aralanan dudaklarını yavaşça kapatmış, omzuma çarparak sinirle verandadan çıkıp arka kapıdan uzaklaşmıştı.
Onun arkasından yanındaki arkadaşları da hızlıca toz olduğunda başımı yana yatırarak Mehmet denen herife dönmüş hissizce konuşmuştum.
"Kovuldun... Artık buranın işletmecisi değilsin. Bize ait hiç bir yerde yoksun.."
"Karan bey yapmayın nerede iş bulurum ben üç çocuğum var.""Ezel'inde belki gerçekten bu ise ihtiyacı vardı sen onu yeğeninin bir lafına kovdun ama."
"Ben ben çok özür dilerim. Ezel'den de dilerim istiyorsanız."
"Ezel değil Ezel hanım diyeceksin! Nişanlım olur kendisi." Gözleri irice açıldığında arka taraftaki Ezel'imi görmüş umursamazca konuşarak dışarıya doğru adımlamaya başlamıştım."Ne yapacağın umurumda değil herkes haddini bilecek hadi eyvallah kaybol çabuk." Avcumun içerisine hapsettiğim minik eliyle birlikte çıkışa doğru ilerlerken bakışlarım kusursuz yüzüne çevrilmiş bakışlarının ellerimizde kaldığını gördüğüm de kendimi tebessüm etmekten alıkoyamamıştım.
Olacaktık geçte olsa biz bir bütün olacaktık.
Ezel'den...
Evimin önünde duran araba ile birlikte kemerime uzanarak çözdüğümde gülümseyen bakışlarım erkeksi yüz hatlarına çevrilmiş mırıldanmıştım.
"Teşekkür ederim hem bıraktığın için hem de destek olduğun , yalnız bırakmadığın için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-II
Literatura FemininaKAPAK TASARIMI🗝Sehrialem BİR KADIN DÜŞÜNÜN LÜTFEN . Yüksek bir uçurumun tam ucunda titreyen bedeniyle birlikte göz yaşlarını usul usul dökerken aldığı nefesin nasıl canını yaktığını düşünün. Umudunuzun, hayallerinizin, heveslerinizin tek bir gece...