🌹BİRİNCİ BÖLÜM🌹

13.3K 699 652
                                    

Hikayeye başlama tarihiniz:

🌹 Sayfa sonundaki küçük yıldızı doldurmayı unutmayınız lütfen.

🌹 Bölüm ile ilgili duygularınızı bölün sonunda belirterek ufacık bir yorum bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz.

🌹🌹🌹 İçimde tarifsiz bir mutluluk var. Yepyeni bir kurgu ve yeni karakterler.

Aslında bazı karakterlere ilk kurgumdan dolayı vakıfsınız fakat onları daha detaylıca tanıyacağız hep birlikte. Kafamda enfes kurgular var fakat ilerleyen zamanlarda onların değişeceğini ve gelişeceğini deneyimleyerek öğrendim. Fazla uzatmadan sizi bölüme bırakıyorum.

Allah utandırmaz inşallah...

🕊Bismillahirrahmanirrahim...🕊


🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

🌹İLK BÖLÜM🌹

Kapalı göz kapaklarım duyduğum tiz ses ile aralanmaya başladığında yüzüm istemsizce buruşmuştu. Annem her sabah olduğu gibi memnuniyetsizce söylenirken ciğerlerimden derin bir nefes firar etmişti.
" Ezellllll kalk dedim sana! Bu odanın hali ne? Kaç yaşında kız oldun. Ben senin yaşındayken kucağımda sen vardın."

Başımı yastığın altına sokarak annemin sesini en aza indirgemeye çalışırken yastığımın başımın üzerinden sertçe çekilmesiyle dudaklarımdan bıkkın nefesin firar etmesiaynı anda olmuştu. Çatılan kaşlarıma engel olamaz iken oflayarak yattığım yerden doğruldum.

"Oflama anneye kalk ayıp. Genç kızlar yatmaz öyle öğleye kadar." Tek kişilik yatağımın ortasında oturmuş annemin kulağıma dolan sesini dinlerken göz ucuyla komodindeki saate bakmış inleyerek kendimi tekrardan yatağa atmıştım.
"Anneee Allah aşkına saat daha yedi buçuk ne öğleni."

Benim serzenişim annemin umrunda bile değilken adımları odamdaki geniş camın önüne giderek kalın yeşil fon perdeleri ayırmış, güneşin gözüme girmesine sağlamıştı.
"Kalk dedim sana. Misafirlerim gelecek benim. O kadar geç yatmasaydın sende elalemin işinde geç saatlere kadar çalışıyorsun evlende yerini yurdunu bul artık."

Yattığım yataktan sinirle doğrulduğumda yere düşen yorganımı kavrayarak yatağa fırlattım. Bedenimi ele geçiren sinirle engel olamayordum. Öfkeyle konuşarak odadan çıktığımda kendimi koridorun sonundaki lavaboya attım.
"Bıktım anne artık anlıyor musun? Senin bitmek bilmeyen şikayetlerinden, beni bu evden uzaklaştırmandan bıktım. Evlenmekmiş... Ne geçecek eline beni evlendirince?"

***

Bedenime geçirdiğim açık renk kot pantolonumun üzerine beyaz balıkçı yaka kazağımı giydiğimde kırmızı şişme montumu da kollarımdan geçirdim. Salık bıraktığım saçlarımı omuzlarımdan arkaya savurduğumda aynadaki yansımamda gözlerimi gezdirdim.

Karşımdaki mutsuz kadına buruk gülümsememi yollayarak odamdan kendimi dışarıya attığımda alt kata inen merdivenlerden yavaş adımlarla inmeye başladım. Salondan babam ve erkek kardeşimin gülüşme sesleri kulağıma gelirken mutfaktan elinde pişi dolu tabakla çıkan annemi görmüş bakışlarımı kaçırarak masaya doğru ilerlemeye başladım.

Henüz on beş yaşına gireceği günü iple çeken kardeşimin saçlarını elimle karıştırarak mızmızlanmasını büyük bir zevkle dinlemeye başladım.
"Yaaa abla yapma şöyle ne olur. Bak Selin beğenmiyor sonra."

Dudaklarımım arasından kaçırdığım koca bir kahkaha ile dudaklarımı karma karışık olmuş saçlarına bastırdığımda mis kokusunu ciğerlerime çektim.
Babamın yanaklarına sulu sulu iki öpücük kondurarak konuşmaya başladım.
"Ben çıkıyorum babam. Akşam erken gelirim bu gün mesai yok." Babamın kaşları hafifçe kavislendiğinde bakışlarının ucu masanın diğer ucundaki annemi buldu.

HIRÇIN VE DENİZ |SUSKUN SERİSİ-IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin