GİZLENENLER

İş Birliği -10

Can, Sinan'ın kulağına eğilerek, "O ses kayıtında neyi duydun?" Sinan gürültülü bir şekilde yutkunduktan sonra konuşmaya başladı. " Hiç...Hiç birşey." Can inanmamış gözlerle Sinan'a baktı. Sinan,Can'ı inandıramadığında pes ederek anlatmaya başladı. "Büyük bir düzenden bahsediyorlardı ve içinde hapsedilen kişilerden. Aradıkları tek şeyin zaman çipi olduğunu duydum." Can gözlerini Sinan'dan ayırarak, " Ne yapacaklarmış zaman çipi ile?" Sinan derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti."Bilmiyorum orasını duyamadım. Dün gece zaman çipi ile bir çok araştırma yaptım ama elde tutulan bir bilgi öğrenemedim." Can, canı sıkılmış bir şekilde kafasını arkaya atarak gözlerini kapattı. Sinan ise sıranın üstünde duran kalemlerle ilgileniyordu. "Duydun mu?" dedi Cemre,Deniz'i dürterek. Deniz hızla Cemre 'nin ağzını kapatıp kulağına eğildi. "Sessiz ol,duyacaklar." Can,gözlerini açıp Sinan'a döndü. "Zaman çipi hakkında bilgiye ihtiyacımız var daha sonrada şu hapsedilen insanlar hakkında." Sinan başını onaylar şekilde salladı. Sinan sıradan kalkıp kendi sınıfına doğru yürümeye başladı. Can ise sıradan kalkıp Barış'a doğru ilerlemeye başladı. Deniz, Sinan ve Can'ın gittiklerine emin olduktan sonra sıranın altından çıktı. " Daha 1 gün öncesine kadar her şeyden bizimde haberimiz olurdu.Şimdi ne değişti." Cemre sinirle söylenerek sıranın altından çıktı. Deniz,Cemre'ye gülümseyerek, "Biz de bu zaman çipi hakkında bilgi öğrenmeliyiz ama önce hapsedilen insanlara yoğunlaşalım." Cemre, Can ve Sinan'ın konuşmalarını aklına getirdi. "İyi de onlar önce zaman çipi hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyor biz neden hapsedilen insanlar hakkında bilgiye ulaşıcaz?" Deniz,Cemre'nin oturmasını sağlayarak tekrar konuştu. "İyi ya en büyük hataları da bu zaten. Duymadın mı? Sinan dün gece araştırma yapmış ama bir bilgi öğrenememiş ama biz hapsedilen insanlar hakkında bilgi öğrenirsek zaman çipi hakkında da bilgi sahibi oluruz." Cemre,Deniz'in bu fikrinin mantıklı olduğunu hissetti. Eğer orada hapsedilen insanlardan biriyle bile iletişime geçerlerse zaman çipi hakkında kolayca bilgi öğrenebilirlerdi. "Bu akşam bize gel ikimiz birlikte çalışırsak daha verimli olur." Deniz,Cemre'nin cümlesine karşı kafasını onaylarcasına salladı.

Deniz,nerden başlayacağını düşünmek için kafasını masaya koydu. Gözlerini kapatacakken sınıfa giren Barış ve Can dikkatini çekti. İkisi de konuşarak içeri girmişti. Deniz, ikisinin de yüzlerini inceledi. Eskisi gibi birbirlerine kin dolu bakmıyorlardı. Barıştıklarını anlamıştı. Barış'ın gözleri Deniz ile buluştuğunda Deniz hızla gözlerini kaçırdı. Deniz kafasını kaldırıp Cemre'ye döndü. "Programı hala düzenlemediler değil mi?" Cemre kafasını hayır anlamında salladı. Program hala düzenlenmemişti. Sadık Bey ileydi dersleri. Cemre kalbinin üzerinde bir ağırlık hissetti. Gözlerini sıkıca kapattı. Serumun içine ilacı enjekte ederken gördü kendini.Daha sonra da Sadık Bey'in düzensiz nefes alış verişlerini hissetti. Hızla gözlerini açtı. Terlemiş ve nefes nefese kalmış halde buldu kendini. Deniz,Cemre'nin kendine geldiğini görünce derin bir nefes aldı. "İyi misin Cemre? Ne oldu birden?" Cemre gözlerini Deniz'e çevirdi. Deniz,Cemre'nin gözlerinin dolduğunu fark ettiğinde ona sımsıkı sarıldı. Cemre sessizce Deniz'in kulağına fısıldadı. " Sana bir şey itiraf etmeliyim." Deniz kendini Cemre den ayırdı. Çantasından çıkardığı peçete ile Cemre'nin alnındaki terleri sildi. Cemre'ye dönüp, "Dinliyorum." dedi. Cemre konuşmaya başlayacağı sırada kendisine bakan Can ve Barış'ı gördü. Hızla kendini toplayarak "Sonra konuşuruz Deniz." diyerek gözlerini Barış ve Can'a çevirdi. Barış ve Can hızla önlerine geri döndü. Can eline aldığı kalemle defterine bir şeyler yazdıktan sonra yazdığı sayfayı yırtarak Cemre'ye sıranın altından uzattı. Cemre kimse görmeden notu aldı ve okumaya başladı.

" Ne yapmaya çalışıyorsun? Ona işlediğin cinayeti mı anlatacaktın? Kendini toplamalısın Cemre. Sadık Bey'in ölümünü başka birileri daha duymamalı. Başka birilerinin duyması engellenemeyecek bir dedikoduya kadar gider."

Cemre,eline aldığı kalemle kağıda yazmaya başladı. " Merak etme anlatmam. Bu kadar korkmana gerek yok . Sadece bir anlık kendimi kaybettim." Kağıdı Can'a uzattı. Can kağıdı okuduktan sonra cebine koydu. Sınıfa bir profesörün bile girmemesiyle ders bitmişti. Can,cebindeki kağıdı çantasının içine attı. Kağıdı okuldan sonra yok edecekti. Can,Barış'a kafasıyla selam vererek Sinan'ın sınıfına doğru yürümeye başladı. Sınıfta kimse kalmadığında Barış hızla Can'ın çantasına doğru yürüdü. Çantanın içinden notu aldı ve okumaya başladı. Barış notu okuduğunda hızla geri çekildi. Sadık Bey'i Can ve Cemre mi öldürmüştü? Barış arkasını döndüğünde Can ve Sinan ile karşılaştı. Can,sinirle yumruğunu sıkmıştı. " Ne yapıyorsun Barış? Neden okudun onu?" diye Barış'ın elindeki notu hızlıca elinden çekti. "Asıl siz ne yapıyorsunuz? Sadık Bey'i nasıl öldürürsünüz?" Can hızla sınıfın kapısını kapattı. "Bağırma,birileri duyacak." "Otur sana anlatacağım." Sinan hızlı bir nefes alarak. "Anlaşılan bu işide elimize yüzümüze bulaştırdık." diye hayıflanmaya başladı. Can, Sinan'ı umursamadan Barış'a olanları anlattı. Can sessizce Barış'a eğilerek, " Sinan ,Sadık Bey'i bizim öldürdüğümüzü bilmiyor başka birinin işi hallettiğini düşünüyor ona belli etme." Barış,Sinan'a döndüğünde Sinan'ın etrafta dört döndüğünü gördü. Sinan hızla dönerek, "Herkes öğrenecek, herkes öğrendiğinde beni polislere teslim edecekler. Yıllarımın hepsi dört duvar arasında geçecek inanabiliyo musunuz? Dört duvar arasında." Can,Sinan'ın konuşmasından sıkılmış gibi,"Kapa çeneni artık Sinan. Barış kimseye söylemez." Sinan,Can'a dönerek, "Aptal mısınız siz ya notlaşmak denir? Hangi çağda yaşıyoruz cahiller." Barış kendini tutamayarak gülümsedi. Sinan, kızlardan daha fazla panikti. Can, Barış'a dönerek, " Boşver şu antipatiği. Asıl konuya dönelim. Zaman çipi...Zaman çipi hakkında bir şeyler biliyor musun?" Barış gülümsesini sonlandırarak gözlerini sınıfın duvarına dikti. "Zaman çipi yıllar önce kaybedildi. Peşinde yüzlerce insan var. Sadece bu kadarını biliyorum." diye Can'a geri döndü. Sinan,sınıfın içinde dönmekten yorulmuş bir şekilde kendini sıraya bırakmıştı. Kapının açılmasıyla istemsizce üçünün içinide bir panik kapladı.