İçeri geçtiklerinde herkes bir odaya yerleşirken Deniz salona doğru ilerledi. Salonun kapısını açacağı sırada Barış ve annesinin konuşmalarını dinledi.
Barış'ın Annesi: Biliyorsun Barış. Sizinle çok fazla kalamayız. Ayrıca bulaştığınız işler oldukça tehlikeli. Her yerde aranıyor bile olabilirsiniz. Sende bizimle gel.
Barış: Haklısın ama seninle gelemem. Onları yarı yolda bırakamam.
Barış'ın Annesi: Pekala o zaman Ertan ile ben de burada kalırız.
Barış: Olmaz anne. Güvende olmanı istiyorum. Benim yanımda güvende olmazsın.
Barış'ın annesi Barış'a sarılarak konuştu. "Pekala sen nasıl istiyorsan." Deniz salonun kapısını açtığında Barış annesine sarılmayı bırakıp kapıya baktı. Barış, Deniz'e bakarken Deniz konuşmaya başladı. "Umarım, rahatsız etmemişimdir." dediğinde Barış'ın annesi Deniz'in yanına yaklaşarak, "Hayır canım rahatsız etmedin." diyerek yüzüne kocaman bir gülümseme takındı. Barış, konuşacağı sırada içeri Sinan girdi. Deniz'in omzuna elini atıp, " Hadi gel biraz hava alalım." dediğinde ikisi de kapıya yöneldi. Barış'ın annesi Barış'a gözlerini çevirdiğinde yüz hatlarının gerildiğini gördü. Barış, annesinin kendisine baktığını görünce gülümsedi. Annesi, koltuğa oturup konuşmaya başladı. "Sevgililer mi?" Barış, annesinin yanına oturup kafasını hayır anlamında salladı. Salona Can ve Ertan girdiğinde Barış'ın annesi ayağa kalktı. Ertan, eşinin yanına yaklaşarak konuştu. "Biz biraz Selma ile hava alalım. Sonra geliriz." dediğinde Barış ve Can onayladılar. Gittiklerinde Can, Barış'a dönerek, " Deniz ve Sinan nerde?" diye sorduğunda Barış gözlerini hüzünle tavana çevirdi. "Hava almaya gittiler." Can, Barış'ın üzüldüğünü hissettiğinde hızla ayağa kalktı. " Hadi bizde gidelim. Ha unutmadan üzülme bence Deniz'in Sinan'a karşı bir ilgisi yok." Cemre, kapıdan hızla içeri girip bağırdı. " Barış, Deniz den mi hoşlanıyor?" Barış ayağa kalkıp Cemre'nin ağzını kapattı. "Ne yapıyorsun Cemre?" Cemre, derin bir nefes alarak konuştu. "Heyecendan oldu. Kusura bakma." Barış önemli değil diyerek ekledi. "Ayrıca hoşlanma durumu falan da yok." Cemre yüzünde oluşan gülümseme ile konuştu."Tabiki de yok."
Aradan geçen bir kaç saatin sonunda herkes tekrar eve gelmişti. Can,Sinan ve Cemre dışarı güvenliği hakkında konuşurken Selma ve Ertan da yemek hazırlıkları yapıyordu. Deniz, Barış'ın balkonda oturduğunu gördüğünde yanına gidip sandalyeye oturdu. Uzun bir sessizlikten sonra Deniz konuştu. "Annen...Ertan Bey ile mı evli?" Barış, gözlerini Deniz'e çevirip evet anlamında kafasını salladı. "Peki neden babanı terk etti?"dediğinde Barış'ın gözleri sinirle parladı. Ayağa kalkıp Deniz'e döndü. "Seni ilgilendirmeyen konular hakkında soru sorma." diyerek içeri girdi. Deniz de Barış'ın peşinden içeri girdi. Barış odasına gireceği sırada Deniz kolundan tuttu. "Üzgünüm. Sormamam gerekiyordu. Haklısın." diyerek ellerini Barış'ın kolundan çekti ve mutfağa doğru yöneldi. Mutfağa girdiğinde Selma Hanım Deniz'e döndü. "Biraz sonra yemek hazır olur." Deniz kafasını tamam anlamında sallayarak masaya oturdu. Selma Hanım da Deniz'in yanına oturdu. "Bir sorun mu var?" Deniz kafasını kaldırıp Selma Hanım'a baktı. "Hayır yok." Selma Hanım peki diyerek masadan kalktı. Aradan geçen birkaç dakika sonra Deniz kafasını masaya koyup gözlerini kapattı. Mutfağa Barış girdiğinde Selma Hanım oğluna kocaman sarıldı. Ertan Bey ise gülümsemekle yetindi. Barış masaya oturacağı sırada gözleri Deniz'e ilişti. Uyuduğunu düşünüp yanına gitti. Deniz yanına birinin oturduğunu hissettiğinde gözlerini araladı. Barış, Deniz'in gözlerini açtığını görünce konuştu. "Rahatsız ettim. Sanırım." Deniz hayır diyerek masadan kalktı. Selma Hanım Barış'ın yanına oturarak konuştu. "Sanırım birbirinizden pek hoşlanmıyorsunuz." Barış kafasını hayır anlamında sallayarak konuştu."O benden hoşlanmıyor." Selma Hanım gülümsediğinde Barış kendine geldi. "Yani hoşlanmıyor derken şey demek istedim." Selma Hanım Barış'ın olayı toparlamaya çalıştığını anladığında kahkaha attı. Elleriyle Barış'ın saçlarını karıştırırken konuştu. " Demek benim oğlum aşık olmuş." dediğinde Barış hemen itiraz etti. Selma Hanım masadan kalkıp eline tabakları aldı. "Insan aşık olduğunu saklayamaz. Saklamamalıda zaten. Karşındaki insana sevgini hissettirmelisin." dediğinde Barış konuştu. "Ya karşımdaki kişi hislerimi görmezden geliyorsa..." Ertan Bey konuşmaya katıldı. "O zaman onu engelleyen bir şey vardır." dediğinde Barış kafasını olumlu yönde sallayarak "Var." dedi. "Ona bazı gerçeklerimi anlatmadım. Onu ve diğerlerini kullandığımı düşünüyor." Selma Hanım son tabağıda masaya koyup Barış'a döndü. "O zaman ilk önce düşüncesini değiştir." Barış onayladıktan sonra herkes mutfağa geçerek yemeğini yedi. Sinan odasına çekilirken Cemre, Can,Deniz ve Barış da sığınak hakkında konuşmaya başladılar.
Cemre: Oradaki insanları nasıl kurtaracağız.
Can: İnsanları kurtarmak için öncelikle onların nasıl kontrol altına alındıklarını öğrenmeliyiz.
Barış: Cihaz sayesinde. David insanların zihnine giriyor. İcat ettikleri cihaza insan düşüncelerini aktarıp kontrol elementiyle o düşünceleri ele geçiriyorlar.
Cemre: Nasıl öğrendin bunu?
Barış: Aa şey-
Deniz: David ile bir adam konuşurken duymuş olmalı.
(Barış, Deniz'e baktığında Deniz'in yüzünde oluşan gülümsemeyi gördü. İstemsizce kalbi hızlandı. Kafasını geri çevirdi.)
Can: Pekala, o zaman yapacak ilk iş cihazların yapılmasını engellemek olacaktır. Böylelikle daha fazla insanı kontrol altına alamayacaklar.
Barış: Evet ama cihaz yapımını durdurmak için birimiz içeri sızmalıyız.
Cemre: Ya yakalanırsa?
Barış: Yakalanma ihtimalimiz orda çok düşük. İnsanlar işten kafasını kaldırmıyorlar.
Can: Peki. O zaman Sinan içeri girer.
Barış: Sinan cihaz yapımını durdurduğunda bizde oradaki cihazları dışarı çıkartacağız. Böylelikle uzun bir süre cihaz üretimine odaklanacaklardır.
Herkes onayladıktan sonra odalarına çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLENENLER
Teen Fiction5 Kişinin yollarının birleşmesiyle başlar bu serüven. Sinan'ın yaptığı bir hata hayatlarını farklı yerlere sürükler. Kontrol altındaki insanlar, zihin avcıları, elementler... onların unutamayacağı daha fazlası. Ölen sevgilisinin hayali ile yaşayan C...