Hepinizee selaamlar. Bu bölümü Barış'ın anlatımıyla yazacağım.
Suratıma yediğim darbeyle zar zor gözlerimi açmıştım. Karşımda dikilen babamı gördüğümde nefretle suratına baktım. "David, dün akşam ormanda ölü bulundu. Hepsi o aptal arkadaşların yüzünden. Yerlerini söyle. Yoksa seni öldürürüm." Yüzümdeki sinsi gülümsemeyi tüm yüz hatlarıma yayarak babama baktım. Öfkesi yüzünden okunuyordu. Bu sefer kaşımın üstüne yediğim darbeyle sarsıldım. Yüzümden akan kanları hissetsem de umursamamaya çalıştım.
Elleri çenemde büyük bir baskı kurduğunda acı ile yüzümü buruşturdum. Yüzüme tükürür şekilde konuştu. "Seni aptal, sanıyorsun ki David işini yarım bırakarak gitti. Neyse ki Deniz de, David ile aynı cehenneme gitti." Kurduğu cümle kalbime bir okun saplanmasına neden olmuştu. Odayı terk edişini gördüğümde babamın kurduğu cümle kafamda yankılandı. Karanlığa boğulmuş gibi hissettim. Sanki onunla tanışmadan önceki her sabah onun için uyanmışım gibiydi. Yanağımı yakan göz yaşlarıma aldırmadan sessizce fısıldadım. "Yıldızımız sensiz nasıl parlayacak?" Yıllardır sol tarafımda hissettiğim kalp atışları artık yoktu. Kafamı tavana doğru çevirdiğimde Deniz'in gülüşü geldi aklıma. Hafifçe tebessüm ettim. Gözlerimi kırpmamak için direndim. Ya kaybolursa?
Yavaşça silüeti kayboldu gözlerimin önünde. Kapının açıldığını duyduğumda kafamı hafifçe doğrultarak kapıya baktım. Billie'nin bana yaklaştığını gördüğümde hiç düşünmeden ona seslendim. "Ölmek istiyorum. Öldür beni." Böyle bir cümle kurmamı beklemiyorcasına uzun bir süre suratımı inceledi. Cebinden çıkarttığı silahı kafama doğrultuğunda gözlerimi sıkıca kapattım. "Değersiz bir kız için ölmek mi istiyorsun?"
Gözlerimi açtığımda dolu gözleriyle bana baktığını gördüm. "O değersiz değil. O bana birininde beni seveceğine inandırdı."
Billie: Bunu sana bende inandırabilirdim.
Barış: İnandırabilirdin ama sen kaçarak kurtulmak istedin hep.
Billie: Haklısın. Belki bir şansımız daha vardır ne dersin?
Barış: Bir şansımız yok.
Billie: O kız için bize...ailene bir şans vermiyorsun?
Barış: O kız benim ailem.
Dolu gözleriyle kocaman kahkaha atarak bana baktı. " Seni umursamayan, seni kurtarmaya gelmeyen bir kız mı senin ailen?" Yeniden bir kahkaha attığında silahı yere düşürerek yere yığıldı. Göz yaşlarının arasından bana bakarak konuştu. "Haklısın, hep kaçarak yaşadım. Eğer kaçmasaydım sende şuan benim gibi olacaktın. Belki ilk aşkını göremedim. Ağladığında sana sarılamadım. Her daim yanında olamadım ama şimdi önceden yapmam gereken bir şeyi yapacağım." Yanına düşen silahı ellerinin arasına alarak kafasına doğrulttu. Gözlerime bakarak, " Özür dilerim oğlum." Dediğinde tetiği çektiğini fark ettim. Bedeni yere yığıldığında bağlanmış olduğum sandalyeyle cansız bedeninin yanına düştüm. Sıklaşan göz yaşlarım arasında konuştum. "O bilmediğim kokunun her zaman hasretini çektim. Sen her zaman ki gibi yine kaçtın. Bu sefer birdaha gelmemek üzere."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLENENLER
Teen Fiction5 Kişinin yollarının birleşmesiyle başlar bu serüven. Sinan'ın yaptığı bir hata hayatlarını farklı yerlere sürükler. Kontrol altındaki insanlar, zihin avcıları, elementler... onların unutamayacağı daha fazlası. Ölen sevgilisinin hayali ile yaşayan C...