Bu Bizim Sırrımız -5

47 9 0
                                    

Ortalığı derin bir sessizlik kapladı. Cemre derin bir nefes alarak konuşmaya başladı."Bir fikrim var." Cemre'nin bu cümlesi herkesin gözlerinde bir ışık belirmesine sebep olmuştu.Sinan eski neşesini geri almış gibi heyecanla Cemre'ye döndü."Evet...Fikrin ne?" Cemre gözlerini sıkıca kapatıp açtıktan sonra aklından geçenleri arkadaşlarına anlatmaya başladı."Senin yerine başka biri bunu yapacak.Sana haber verdiğimde ise sen yapmışsın gibi davranacaksın. Sakın bozuntuya verme." Sinan tekrar umudunu kaybeder gibi ellerini koyduğu masaya döndü. "Kim böyle bir şey yapmayı kabul eder ki?" dedi Sinan üzüntüyle. "Birini buldum ve emin ol yapacaktır.Bana şırıngayı ver.Kim yapacak diye soru istemiyorum.Kimliği gizli kalmalı." dedi donuk bir ifadeyle. Deniz gözlerini Cemre'nin üzerinde gezdirdi. Cemre,Deniz'in bakışlarını hissetti ama başını kaldıramadı eğer Deniz'e bakarsa tekrar ağlayabilirdi. Sinan şırıngayı masaya koydu. "Benden haber bekleyin." diyerek eline şırıngayı alıp uzaklaşmaya başladı. Can bu zaman zarfında sesini dahi çıkarmamıştı. En sonunda ortamı neşelendirmek için, "Açtığın sorunların elbet bir bedeli olacaktı.Bu kadar kolay kurtulduğuna şükret" dedi ve hızla ayağa kalktı."Haber verirsiniz." diyerek o da uzaklaştı. Deniz,Sinan'a evine kadar eşlik etti. Buruk bir gülümsemeyle ikisi de ayrıldı.

Cemre hızlı adımlarla hastaneye girmişti. Oradaki görevliye Sadık Bey'in oda numarasını soramazdı. Ondan şüphelenebilirdi.Bir an önce bir hemşire kıyafeti bulmalıydı. Hızlı adımlarla çevresine bakınırken kolunu birinin tuttuğunu hissetti. Arkasını döndüğünde Can tam karşısındaydı.Kızı kenara çektikten sonra sinirle konuşmaya başladı, " Ne yapmaya çalışıyorsun sen? O adamı öldüremezsin." Cemre sinirle karşılık verdi. "Eğer o adam bugün ölmezse,yarın çevremizdekilerin ölüm haberini alırız" Can biraz düşündü. Cemre haklıydı. Tek kurtuluş yolu buydu ama yapamıyordu,izin veremiyordu onu engelleyen bir şey vardı. "Peki" dedi Can. "Hızlı olalım ama beni burda birkaç dakika bekle." Cemre başını hafifçe onaylar gibi salladı. Birkaç dakika sonra Can elinde hemşire kıyafetleriyle geldi. Kız nasıl bulduğunu sorarcasına gözlerini açmışsa da Can hiçbir şey söylemedi. Hızla bir odada üstlerini değiştirdikten sonra Sadık Bey'in odasına yol aldılar. Can birkaç dakikalığına gittiğinde, Cemre de bu sıra zarfında Sadık Bey'in odasını öğrenmişti. Hızla odaya giriş yaptılar.Sadık Bey'in uyuduğunu görünce, Cemre cebindeki şırıngayı serumun içine enjekte etti. Kapıdan çıkarken adamın kalp atışlarının yavaşladığını gördü. Nefes alışı düzensiz bir hal alıyordu. Can hızlıca kızı odadan çıkardı. İşte dedi,Cemre. İşte ilk cinayetim.Yakamı hiçbir zaman bırakmayacak bir el var artık üzerimde.Sonsuza kadar bununla yaşıyacağım ama mecburdum.Can kızın düşüncelere daldığını görünce bir kaç kez ismini söyledi. Cemre düşüncelerden sıyrılıp çevresine baktığında,doktorların hızlı kosuşlarına,bağrışlarına,emir yağdırışlarına şahit oldu.Cemre,Can'a dönerek "Bu bizim sırrımız" dedi. Can da aynı cümleyi tekrarladı. "Bu bizim sırrımız."

Sabah olmuştu.Güneş bugün tüm parlaklığını kaybetmişti.Uzanarak saate baktı.Telefonunu eline aldığında bir bildirimin geldiğini gördü. Hızla yataktan doğruldu. Mesajı bir kaç kez daha okudu. "Sadık Bey öldü." İstemsizce Deniz'in yüreği burkulmuştu. Düşüncelere dalacakken telefonun sesiyle kendine geldi. Can,Cemre,Sinan ve Deniz'in olduğu bir grup kurulmuştu. Bu grup belki de ömürleri boyunca duracaktı ve belkide Deniz'in telefonuna daha bir çok kişinin ölüm haberi gelecekti.

GİZLENENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin