Aralarındaki sır -4

55 9 0
                                    

İki adam Sinan'ı büyük bir kapının önüne kadar getirdikten sonra kapıyı yavaşça tıklatıp içeri geçtiler. Sinan odaya göz gezdirdiğinde geniş bir oda olduğunu ,geniş  odayı kaplayan sadece büyük bir masanın ve sandalyenin oluşu dikkatini çekmişti. Bu kadar büyük bir oda neden bu kadar bomboş idi? Sinan gözlerini sandalyede oturan adama çevirdi. Adam kirli sakallarıyla,simsiyah gözleriyle adeta insanları tedirgin ediyordu.Adam ellerini masada birleştirdiğinde adamın sol elinin bir parmağı yoktu.Parmağının kesili olduğu yerde belli belirsiz bir dikiş vardı. Bir doktorun böyle bir dikiş atmayacağını biliyordu. Parmağını sarmamıştı bile. Adam öksürdü.Sinan sesli bir şekilde yutkundu. "Adımı bilmene gerek yok" diye söze başladı."Dün Sadık Bey de bulunan bir ses kaydını açmışsın." dedi sinirle. Sinan bu ses kaydının başına sorun açacağını biliyordu. Duymaması gerekenleri duymuştu. Sinan nefes alarak, "Bakın efen-...." Adam yüksek sesle, "Kes sesini,ben söz hakkı vermeden konuşma.Şimdi beni iyi dinle. Bu ses kaydını açtığında bir şeyleri duyduğunu biliyorum.Bu yüzden benim adamım olmanı istiyorum. Aksi taktirde..." suyundan bir yudum alarak devam etti. "Aksi taktirde çevrendeki herkes tek tek ölür." Sinan böyle bir şey beklemiyordu. Kafasındaki ses durmuyordu. Çevrendeki herkes ölür,ölür,ölür.Sinan kendini toplayarak, "Söz veriyorum,kimseye bundan bahsetmeyeceğim ama adamınız olamam bende bu potansiyel yok." diye karşılık verdi. İçinden bir an önce bu lanet olası yerden kurtulmak için yalvarıyordu. Adam,Sinan'a tiksintiyle baktı."Sadık Bey'i bu akşam hastanede öldüreceksin.Temiz bir iş olmasını istiyorum.Aksi taktirde ne olacaklarını biliyorsun." Sinan adamın onu dinlemediğini anlamıştı. Bundan başka çözüm yolunun olmadığını anladı. Adam işaret verdi. Yanında ki 2 adam kilit yerine 4 haneli bir sayı girdikten sonra duvarın açılmasıyla ortadan kayboldu. İki dakika sonra adamın birinin elinde bir şırınga vardı. "Buyur patron." diyerek masaya bıraktı. Adam eline aldığı şırıngayı Sinan'a uzattı. "İşi bununla bitireceksin. Şimdi gidebilirsin." Adamlar Sinan'ı kaldırıp okul koridoruna geri bıraktılar. Sinan'ın gözleri hüzünlenmişti. Ne yapacaktı şimdi?

Tüm koridorları bir bir gezen Deniz ve Cemre sonunda bir koridorun başında Sinan'ı görünce koşarak, Sinan'ın yanına gittiler. Sinan onların yanına geldiğini bile fark etmemişti. Deniz,Sinan'ı kendine getirmek için salladığında,Sinan kendine geldi. "Ne oldu? Senin için çok korktuk.Bir yerinde bir şey var mı? Sana bir şey yaptılar mı? Cevap versene!?." Kızlar durmadan sorular yönlendiriyordu. Sinan derin bir nefes aldı. "Size anlatmam gereken şeyler var,beni takip edin" dedi. Sinan önde Deniz ve Cemre de arkada olmak üzere yola koyuldu. Okul bitmişti. Herkes tek tek dışarıya çıkıyordu. Sinan,Deniz ve Cemre ıssız bir yerde durduklarında Sinan anlatmaya başladı. "Onların adamı olmamı istiyorlar. Ses kaydı başıma bela açacaktı biliyorum. Ben nasıl bir adamı öldürürüm? Söylesenize?!" Sinan dolu gözlerle Deniz ve Cemre'ye baktı. Sinan kadar onlarda üzgündü. Bu hüznü arkadan gelen bir ses bozdu. Sarı saçlarıyla yaklaşan,orta boylu,ela gözlü bir erkek kaşlarını çatarak onlara bakıyordu. Sinan,Can'ın onu duyduğunu anladığında artık yapacak bir şeyinin kalmadığını anladı. Can yanlarına geldi. "Sakin olun önce ve bana da baştan anlatın. Bakarsınız yardımcı olurum" dedi.Cemre Can'ın kimseyle konuşmadığını biliyordu. Barış'ın en büyük düşmanı Can'dı.O kadar insana yardım etmemişken bize mi yardım edecekti? Neyin peşindeydi? Cemre düşüncelere dalmışken,Sinan araya girip Can'a olan biteni anlatmıştı. Deniz,Sinan ve Can'a baktığında aralarında dostluktan öte bir şey olduğunu anlamıştı. Neden okulda hiç yan yana değillerdi?

Onları yalnız bırakıp Cemre'nin yanına yaklaştı. "Neden bu kadar yakınlar?" Cemre başını kaldırıp, Deniz'e döndü. "Kuzenler...Okulda birbirlerine yakın davranmıyorlar.Dışarda da bir farkı yok aslında. Can kimseye yardım etmez,kimseyle konuşmazdı.Ama şimdi..." Deniz, Cemre'nin zihnini okumuş gibi bir şeylerin ters gittiğine inandı. Cemre'nin yanına daha da yaklaşarak ona sarıldı. Cemre, Deniz'in ona sarıldığını hissettiğinde sanki bunu bekliyormuş gibi omzuna gömüldü. Gözlerinden akan yaşı dışarıya göstermek istemiyor gibiydi.Deniz,Cemre ile ilgilenip,Can ve Sinan'ın yanına geri döndü. Şimdi hepsinin kafasında tek bir soru vardı ne yapacaklardı?

GİZLENENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin