Aradan saatler geçmişti. Barış, Deniz den haber gelmesini beklerken kendine yaklaşan iki adamı gördü. Yakından incelediğinde bu kişilerin Sinan ve Can olduğunu gördü. İçindeki pişmanlık daha da arttı. Can, Barış'ın yanına geldi. " Hadi çabuk olalım. Biraz sonra seni kontrol altına almak için gelecekler." Barış, kızarmış gözleriyle Can'a döndü. "Deniz'i burda mı bırakacağız?" Sinan, Barış'ın eline omzunu koyarak yürümeye başladı. "Biz o işi hallettik merak etme." Can adamları gördüğünde "Hadi çabuk çıkalım geliyolar." diyerek hızlandı. Sığınaktan çıktıklarında Deniz ve Cemre'nin onları beklediklerini gördüler. Sinan, Deniz'i koluna girerek ona destek oldu. Cemre hızla Barış'ın yanına ilerledi. " Ne oldu? Sen nasıl yakalandın?" Barış, şaşkınlıkla Cemre'ye baktı. Deniz anlatmamışmıydı. Can, Cemre'ye dönüp, " Burda konuşamayız hadi gidelim." dediğinde üçüde Sinan ve Deniz'in yanına vardı. Barış göz ucuyla Deniz'e baktığında Deniz'in hala acı içinde olduğunu gördü. Barış, Can'a yaklaşarak, "Deniz'in durumu ne?" Can, sessizce konuşmaya başladı. "Gayet iyi sadece dinlenmesi gerekiyor." Barış kafasını tamam anlamında sallayarak yürümeye devam ettiler. Ormanın en derinine indiklerinde Sinan,konuşmaya başladı. "Karşıda gördüğünüz evde kalacağız. Haftada 1 kez ev değiştireceğiz. Aksi taktirde yakalanabiliriz." Eve geçtiklerinde Cemre, Deniz'e yaklaşıp, "Biraz uyumak ister misin?" diye sorduğunda Deniz kafasını hayır anlamında sallayarak konuşmaya başladı. " Yarın Barış'ın annesini öldürecekler. Bu iş için Barış'ı kullanacaklardı ama Barış'ın kaçtığını anladıklarında işi başkasına yaptıracaklardır. Annesini ordan çıkarmalıyız." Can, kafasını kaldırıp, "Öncelikle bir plan oluşturmamız lazım." dediğinde Sinan konuştu. " Planı sen yapma da kim yaparsa yapsın." dediğinde herkes gülümsedi. Kısa bir sessizlikten sonra Cemre, Deniz'e döndü. "Peki neden Barış'ın annesini öldürüyorlar?" Deniz boğazını temizleyerek bilmiyorum dedi.
Sinan ayağa kalkarak mutfağa yöneldi. Cemre de hemen peşinden kalktı. "Yine mutfağı yakmadan yetişsem iyi olur." Küçük bir gülümseme oluştuktan sonra Can Deniz'in yanına oturdu. "Nasılmış bakalım. Başına bela almadan duramayan küçük hanım." Deniz gülümseyerek "İyiyim." dediğinde Can ayağa kalktı. "Ilaç getireyim biran önce iyileşmen gerek." diyerek mutfağa yöneldi. Barış, Deniz'in yanına oturduğunda Deniz kafasını çevirdi. Barış,Deniz'e bakarak, "Onlara anlatmadığın için teşekkür ederim ve özür dilerim gerçekten." Deniz, Barış'a bakmadan konuştu. "Teşekkür etmene gerek yok. Amacını gerçekleştirip biran önce gitmen için onlara anlatmadım." Barış yutkunarak Deniz'in yanından kalktı. "Gitmemi bu kadar istediğini bilmiyordum." dediğinde Deniz Barış'a baktı. Barış, gözlerini Deniz ile buluşturduğunda Deniz'in istemsizce gözleri doldu.Can içeri girdiğinde Barış ve Deniz'e baktı. Öksürerek içeri giriyormuş gibi yaptı. Deniz gözlerini Barış'ın gözlerinden çekti. Can, Deniz'e su ve ilacı uzattıktan sonra Barış'a döndü. "Barış, hadi gel biraz hava alalım. Hem de konuşuruz." Ormanda ilerlediklerinde Can konuştu. "Yarın annen evin içine girmeden onu kurtarmalıyız." Barış kafasını salladı. "Annemi kurtardıktan sonra gideceğim." Can olduğu yerde durdu. "Ne demek gideceğim? Daha açığa kavuşturamadığımız olaylar var." Barış iç çekerek konuştu. "Emin ol bensiz daha iyi çalışırsınız. Hem de Deniz gözlerini gözlerimden kaçırmasına gerek kalmaz." Can, Barış'ın omzuna dokunarak, "Sorun ne Deniz mı?" Barış, derin bir nefes alarak içini kemirip duran cümleyi Can'a söyledi. "Deniz'e aşık olmak istemiyorum, korkuyorum Can." Can gülümsedi. "Neden korkuyosun?" Barış yürümeye devam etti. Can da peşinden ilerledi. "Korkuyorum çünkü ona zarar veririm. Normal bir hayatım yok." Can gülümsemesini sonlandırdı. "Bizimde normal bir hayatımız yok ki baksana insanlardan gizleniyoruz." İkiside gülümseyip eve geri döndüler. Eve girdiklerinde üçününde koltuklarda oturup film izlediğini gördüler. Cemre, Can'ı görünce yanına çağırdı. Barış da Deniz'in yanına oturmuştu. Aradan geçen birkaç dakika sonra Cemre uyumuştu. Can koltuktan kalkarak Cemre'nin üstünü örttü. Sessizce televizyonu kapatıp konuştu. "Bizde uyusak iyi olur. Yarın büyük gün. Barış sen diğer koltukta uyu Deniz sen de diğer koltukta Sinan ve bende içerdeki koltukta uyuruz." Hepsi kafalarını yastığa koyup uyumuştu. Deniz ise gözlerini tavana dikmiş. Barış'ın annesini düşünüyordu. Gerçekten çok güzel bir kadındı. Neden onu öldürmek istiyorlardı ki? Düşüncelerinden sıyrılıp gözlerini kapattı.
Sabah olmuştu. Güneş daha yeni yeni gökyüzünde yerini alırken Sinan, Can ve Barış çoktan sığınağa varmışlardı.
Can: Sessiz olsana Sinan.
Sinan: Konuşmuyorum ki.
Barış: Susun artık yakalanacağız.
Can ve Sinan sığınağın kapısının arkasında gözükmeyecek şekilde yerlerini almıştı.Sığınaktan iki adam çıktı. Adamların ellerinin arasında Barış'ın annesi vardı. Barış, Can'a elini kaldırdığında adamların arkasına geçtiler. Ellerindeki sopaları adamları kafasına geçirdiklerinde adamlar yere yığıldı. Ardından Sinan da yere yığıldı. Sinan'ın arkasında ise sığınağın arka girişinde Can ve Barış'a yardım eden yabancı vardı. Kısa süreliğine herkes birbirine baktığı sırada Barış konuşmaya başladı. "Orda birbirinize bakmaya devam mı edeceksiniz gidelim mi?" Barış'ın annesi Barış'a hızla koşarak sarıldı. Can, Sinan'ı sırtına alarak konuşmaya başladı. "Hadi gidelim." Hızlıca ormanın derinliğindeki eve yürüdüler. Ev göründüğünde yabancı Barış'a bakarak konuşmaya başladı. "Biran önce yer değiştirmenizde fayda var. Eminimki buraları aramaya çıkarlar." Barış kafasını evet anlamında salladı. Sinan, Can'ın sırtında kıpırdanmaya başladığında Can, Sinan'ı sırtından indirdi."Ne oldu bana?" diye sorduğunda Can cevapladı. "Ne olacak yine işi eline yüzüne bulaştırdın." Kapıyı açıp eve girdiklerinde Cemre onları karşıladı. "Hoşgeldiniz. Hadi gidiyoruz." Can nereye diye sorduğunda Deniz içeriden çıkıp Can'a cevap verdi. "Burada kalamayız. Daha güvenli bir yer bulduk." Yabancı, erkeklere dönüp, "Kızlar sizden daha akıllı." dediğinde Sinan konuştu. "Kafalarına bir kaç günde benim kadar darbe yesinler de göreyim." dediğinde herkesin yüzünde ufak bir tebessüm oluştu. Tekrar yola çıktıklarında Deniz, yabancının yanına yaklaştı. "En son eşini arıyordun buldun mu?" Yabancı, gülümseyerek "Evet buldum. Bak Barış'ın yanında." dediğinde Deniz kısa süreli bir şaşkınlık yaşadı. "Nasıl yani? Barış'ın babası mısınız?" Yabancı, Deniz'e dönerek, "Öz babası değilim." diye cevap verdi. Deniz anladım dediğinde adama tekrar döndü. " Peki adın ne? Artık söyleyebilirsin adını öyle değil mi? Adam tekrar gülümseyerek, "Ertan." diye cevapladı. Barış, Deniz ve yabancının konuştuğunu gördüğünde Deniz'in yanına yaklaştı. "Geldik. Konuşmanıza daha sonra devam edebilirsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLENENLER
Jugendliteratur5 Kişinin yollarının birleşmesiyle başlar bu serüven. Sinan'ın yaptığı bir hata hayatlarını farklı yerlere sürükler. Kontrol altındaki insanlar, zihin avcıları, elementler... onların unutamayacağı daha fazlası. Ölen sevgilisinin hayali ile yaşayan C...