Size Ihtiyacım Var -38

12 4 0
                                    

Sinan: David'in evi bu bahçenin içerisinde.

Barış: Yerin altına ev mi yapmış?

Cemre: Evi değilde laboratuvarı olabilir. Sonuçta yerin altı ne kadar güvenilir ki?

Deniz: Girince göreceğiz.

Akşam karanlığı her yeri etkisi altına alırken bahçıvanın eve girmesiyle Can konuştu. "Işıkların sönmesini bekliyelim." Birkaç saat sonra evin ışıklarının sönmesiyle hepsi bahçeye doğru ilerledi. Sinan, bulduğu yeri gösterdiğinde Barış sessizce konuştu. "Can, Sinan ve ben önden gidelim. Sizde arkamızdan gelin." Hepsi onayladığında kapıyı açtılar. Can'ın gözüne koca bir merdiven takıldı. "Yavaş ve dikkatli olun." Can, önden doğru ilerlemeye başladı. Can'ın arkasından Barış da ilerlemeye başlayınca Deniz, Sinan'a döndü. "Hadi Sinan niye duruyorsun?" Sinan, Cemre'nin arkasına geçerek, "Acaba ben nöbet mı tutsam?" Dediğinde Cemre ,Sinan'ın kolundan tutarak kapıya yönlendirdi. "Orman onların kontrolü altında eğer dışarda beklersen seni görürler." Sinan, yavaş adımlarla aşağı doğru indiğinde Cemre ve Deniz de aşağı yönelip kapıyı kapattılar. Yerin ışıklarla aydınlık olması Sinan'ın korkusunu hafifletmişti. Birkaç dakika sonra Can'ın sesiyle herkes olduğu yerde kaldı. "Ilerde bir şey var." Barış, Can'ın yanına yaklaşarak ileri doğru baktığında sessizce arkasını dönüp konuştu. "Zihin avcıları tarafından korunuyor olmalı burası. Geçebileceğimizi düşünmüyorum."

Deniz: Zihin avcıları ne ve neye benziyor?

Barış: Zihin avcıları hayalet kılığında gezerler. Tam olarak hayalette sayılmazlar. Onları görebiliyoruz. Zarar vermezler ama zihinlerimize girebilirler. Zihinlerimize girerlerse bizi birbirimize öldürtebilirler.

Deniz: O zaman ben girebilirim.

Can: Ne demek ben girebilirim? Duymadın mı zihnine girebilirler.

Barış: Deniz, zihnini kontrol edebiliyor.

Cemre: Nasıl zihnini kontrol edebiliyor?

Deniz: Zihnime girmelerine engel olabiliyorum, kısaca bu.

Sinan: Deniz'i tek başına bırakamayız. Karşısına daha farklı şeyler çıkabilir.

Can: Sinan haklı. Hep beraber ilerlemeliyiz. Farklı şeyler düşünelim. Onların fikirlerine izin vermemeye çalışalım.

Deniz, önden ilerlerken Sinan, derin bir nefes alarak Cemre'nin elinden tuttu. "Hadi seninle ilk tanıştığımız güne gidelim." Cemre hafifçe gülümseyerek Deniz'in arkasından ilerlemeye başladı. Can, Barış'a dönüp, "Diğerleri kadar iyi değilim bu konularda. Eğer olur da zihnimi ele geçirirlerse bir an önce burdan çıkmaya bakın." Barış,Can'ın omzuna elini atarak, "Sacmalama Can. Böyle bir şey olmayacak. Hadi gidelim."  Sırayla hepsi zihin avcılarına doğru yürümeye başladılar. Deniz, zihin avcılarının yanından kolaylıkla sıyrıldı. Sıra Sinan ve Cemre'ye geldiğinde Sinan, Cemre'nin elini daha sıkı tutup ilerledi. Zihin avcılarının sesleri zihinlerinde yankılansa da hızla geçtiler. Can ve Barış da zihin avcılarının yanından geçerken Can'in yere yıkılmasıyla Barış olduğu yerde kaldı. "Kalk ayağa Can. Onlara izin verme. Hadi." Can, kulaklarını kapattığında Barış hızla diğerlerine döndü. "Zihnini ele geçirmeye başladılar. Bir şey yapmalıyız." Cemre, Sinan'ın elini bırakarak Can'ın yanına doğru koştu. Yanına geldiğinde hızlıca sarılıp bağırarak konuştu. "Onları dinleme Can. Hadi yapabilirsin." Barış, Cemre'yi Can dan ayırdığında zar zor konuştu. "Gitmeliyiz Cemre." Cemre, zorla ayağa kalktığında bağırarak Can'a döndü. " Sana aşığım. Seni seviyorum ahmak. Bir an önce kendine gel." Olan biteni anlamaya çalışan Sinan ve Deniz Barış'ın sesiyle irkildiler. " Yardım edin." Deniz, Barış'a doğru ilerlediğinde Can'ın nefes nefese kalmış bir şekilde olduğunu gördü. Can'ın yanına doğru hızla koştuğunda zihnini geri kazandığını anladı. Hızla ona destek olarak köşeye cekildiklerinde hepsi derin bir nefes aldı. Cemre'nin korku dolu gözlerini gözyaşları ıslatırken Barış konuştu. "Ilerde bizi nelerin bekleyeceğini bilmiyoruz. Geldiğimiz gibi buranın bir de çıkışı var. Kendinizi toparlayın. Size ihtiyacım var."

GİZLENENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin