Can: Her şeyi öğrendik. Bir an önce hareket haline geçmeliyiz ama sizden bir isteğim var daha dikkatli olun. Birimiz daha ölümle burun buruna gelirse Sinan kadar şanslı olamaz.
Barış: Bizim evde dolabın içine bir düzenek kurmuşlar. Dolabın içi bir odaya açılıyor. Odada beyin yapısına benzer bir yapı bulunuyor. Bu yapının içerisinde cihazlar bulunuyor.
Sinan: Tamam o zaman. Gidip yok edelim o cihazları.
Barış: İşte orası biraz zor gibi. Elimle dokunduğumda cihazlara dokunmama izin verilmiyordu. Eğer bu yapıyı babam düşünmüşse kesin bir şifresi vardır veya bir el taraması.
Cemre: Nasıl bulucaz şifreyi?
Barış: Evi inceleyeceğiz.
Deniz: Gerek yok.
Barış: Ne demek gerek yok?
Deniz: Şöyle baban 2 gün önce bir röportaj vermiş. Bu röportaj sırasında evinizin belirli yerlerinde çekimler yapılmış. Tabiki babanın şifreler adlı dosyasıda masa da açık durduğu için çekimler sırasında hepsi gözükmüş.
Sinan: Tamam o zaman. O şifreleri dener buluruz. Kaç tane şifre var?
Deniz: 1020
Cemre: 1020 mi? Bir insan ne yapar bu kadar şifreyle.
Sinan: O zaman Can ve Barış gider şifreleri dener. Bizde onları bekleriz.
Can: Başka bir isteğinde var mıydı Sinan?
Deniz, şifreleri yazdığı kağıdı masanın üstüne bırakarak konuştu. "Hep birlikte gideceğiz oraya." Hepsi onayladığında eve doğru yürümeye başladılar.
Sinan: Cihazları alınca ne yapacağız?
Can: Yakacağız.
Deniz: Yakarsak insanların düşünceleri evrende kaybolur. Tam tersine düşünceleri nasıl serbest bırakacağız onu düşüneceğiz.
Barış: Belki de o yazılan şifreler cihazların şifreleridir.
Cemre: Olabilir.
Eve vardıklarında sessizce kapıyı açıp evin içine doğru süzüldüler. Can, evin içine göz gezdirirken Barış sessizce konuştu. "Evde kimse yok gibi duruyor ama dikkatli olalım." Merdivenlerden çıkıp dolabın olduğu odaya girdiklerinde Barış dolabın kapağını açıp kapıyı gösterdi. Teker teker kapıdan girmeye başladıklarında Sinan, Deniz'e dönerek, "Ben sizi burda beklesem?" Diye sorduğunda Deniz, Sinan'ın koluna girerek kapıdan geçtiler. Cemre, elleriyle gözlerini kapatırken konuştu. "Normalden fazla aydınlık." Barış onaylayarak, "Bu yapıttan geliyor. Biraz sonra gözleriniz alışır." Sinan etrafındaki duvarları incelediğinde her yerin böceklerle kaplı olduğunu gördü. Deniz'in koluna sarıldığında Deniz, Sinan'a döndü. "Ne oluyor Sinan?" Sinan nefesini düzenleyerek, "Her yer böceklerle kaplı." Deniz,duvarlara göz gezdirdiğinde her yerin annesinin cesediyle kaplı olduğunu gördü. Annesinin kanını damla damla yere düşerken gördüğünde içini bir korku kapladı.Gözlerini sıkıca kapattığında Barış'ın sesini kulaklarında hissetti. "Duvarlara bakmayın. Hepinizin korkularını yansıtıyor. Farklı şeyler düşünün." Cemre ve Can duvarlara bakmadan yapıtı incelerken Sinan da yavaş yavaş kendine gelmişti. Barış, Deniz'e sarılarak sessizce kulağına fısıldadı. "Sakin ol. Her ne gördüysen gerçek değil." Deniz, derin bir nefes aldığında Cemre, Deniz'in yanına yaklaştı. "Iyi misin bitanem?" Deniz kafasını Barış'ın göğsünden kaldırarak Cemre'ye baktı. "İyiyim." Cemre,Can'ın yanına vardığında Sinan'ın konuşmasına kulak misafiri oldu. "Duvarlara bir baktım. Her yer böcek Can. Böyle renkli renkli. İğrenç." Cemre, kahkaha atarak Sinan'ın yanına yaklaştı. "Senin en büyük korkun böcek mı?" Can, gülümseyerek Cemre'ye baktığında Sinan konuştu. "Tabikide başka neyden korkacaktım."
Deniz ve Barış da yapıtı incelemeye başladıklarında Cemre bulduğu mekanizmayla Can'a döndü. "Sanırım şifreyi buraya gireceğiz." Cemre ve Deniz, Can, Barış ve Sinan'ın şifreleri denemesini beklerken Cemre, Deniz'e döndü. "Ne gördün duvara baktığında?" Deniz, dalgınlığını koruyarak konuştu. "Annemin cesedini gördüm. Gerçek gibiydi." Cemre, Deniz'in keyfini yerine getirmek için Sinan'ı işaret etti. "Sinan'ın en büyük korkusu da böceklermiş." Deniz, hafifçe gülümsediğinde Cemre devam etti. "Başımıza bu belaları açarken ben bir adamı öldüremem diyordu. Korkuyor zannetmiştim." Sinan, Deniz ve Cemre'nin yanına gelerek konuştu. "Hadi gelin. Yapıtı açtık. Cihazları doldurup çıkalım burdan."
Getirdikleri çantalara cihazları doldurduktan sonra dolaptan çıktılar. Sessizce evden çıktıklarında Can konuştu. "Eve gidince cihazların şifrelerini denemeliyiz." Hepsi onayladığında havanın kararmış olduklarını gördüler. Yıldızlar, gökyüzünde yerini alırken ormanda yavaş bir şekilde ilerlemeye devam ettiler. Eve geldiklerinde Sinan yorgunlukla esnedi. "Yarın devam etsek olmaz mı?" Can, Sinan'a bir bakış atarak çantasındaki cihazları boşalttı. "Istersen dinlenebilirsin Sinan. Biz devam ederiz." Sinan, odasına doğru gittiğinde diğerleri masaya oturup kâğıtta yazan şifreleri tek tek denemeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLENENLER
Genç Kurgu5 Kişinin yollarının birleşmesiyle başlar bu serüven. Sinan'ın yaptığı bir hata hayatlarını farklı yerlere sürükler. Kontrol altındaki insanlar, zihin avcıları, elementler... onların unutamayacağı daha fazlası. Ölen sevgilisinin hayali ile yaşayan C...