Son -43

19 4 1
                                    

Deniz, gözlerini araladığında etrafına baktı. Hiçbir şey yoktu. Her şey yok olmuştu. Kıyamet günü gelmişcesine dünya varlığını yitirmişti. Yattığı yerden acıyla doğruldu. Ayağa kalkacağı sırada bacağındaki kesikleri gördü. Bu kesikler kolunda ve yüzünde de vardı. Zor da olsa ayağa kalkıp yavaşça ilerlemeye başladı. Biraz ilerde yerde yatan Cemre'yi gördüğünde yanına ilerledi. Acıyla yanına eğildiğinde Cemre'yi uyandırmaya çalıştı.

Deniz: Cemre uyan, hadi. Lütfen.

Cemre'nin uyanmadığını gördüğünde gözyaşlarını serbest bıraktı. Titreyen elleriyle nefesini kontrol etti. Nefes almadığını gördüğünde cesedin üstüne kapandı.

Deniz: Bırakamazsın, bırakamazsın beni. Bu yola hep birlikte çıktık. Ölemezsin. Lütfen kalk, lütfen. Aç gözlerini.

Deniz, arkasından gelen sesle oraya doğru kafasını kaldırdı. Yara içinde karşısında Cemre'yı gördüğünde acısını umursamadan hızla ona doğru koştu. Ona sarıldığında ağlayarak konuştu.

Deniz: Hayal değil, demi? Yaşıyorsun.

Cemre: Yaşıyorum.

Deniz: Ama yerde yatan sendin. Nefes almıyordun.

Cemre: O benim bedenim, Deniz. Bedenim öldü. Ruhum yaşıyor.

Deniz, Cemre'ye sarılmayı bıraktığında ona baktı.

Cemre: Ben öldüm, sana veda etmeye geldim.

Deniz: Hayır, Cemre. Sen ölmedin. Bak yaşıyorsun.

Cemre: Özür dilerim.

Cemre'nin yok olmasıyla Deniz yere çöktü. "Ölemezsin, ölmüş olamazsın. Beni bırakmayacaktın."

Etrafına göz gezdirdiğinde ağaca yaslanmış gözleri kapalı bir şekilde Barış'ı gördüğünde onun yanına doğru yürüdü.

Deniz: Sende öldün değil mi? Sen de bıraktın beni.

Ellerini, Barış'ın boğazına götürdüğünde umutsuz bir şekilde yaşayıp yaşamadığını kontrol etti. Nefes aldığını gördüğünde neşeyle gülümsedi.

Deniz: Yaşıyosun, bırakmadın beni.

Deniz'in gözleri Barış'ın arkasında duran Can'a kaydığında Can zorda olsa konuştu.

Can: Kurtulduk mu?

Deniz, yavaşça Can'ın yanına giderek elinden tuttu.

Deniz: Yorma kendini, Can. İyi olacaksın.

Can: Cemre nerde? Sinan nerde?

Gözlerimle etrafı süzdüğümde yüzü paramparça olan birini gördüm. Yavaşça oraya doğru ilerledim. "Hayır, hayır. Lütfen, Sinan olmasın. Lütfen." İçimden söylenerek yanına vardığımda elinde duran bir kağıt parçasıyla karşılaştım. Kâğıdı elime alıp okumaya başladım.

"Bu mücadelede birimiz veya birkaçımız diğerleri kadar şanslı olamayacaktı. Eğer ölen taraftaysam bilin ki sizi çok seviyorum. Ailem oldunuz, arkadaştan öteydiniz benim için. Yanınızda olamamam bağımızın bittiği anlamına gelmez. Silin gözyaşlarınızı, ben sizi gülerken görmek istiyorum, ağlarken değil."

Deniz bedenindeki çığlıklara engel olamayıp serbest bıraktığında Barış ve Can olduğu yerden doğrularak Deniz'in yanına gittiler. Deniz, zar zor ayağa kalkarak Barış ve Can'a baktı.

Deniz: Söylesenize şimdi ne önemi kaldı hayatımın? İkisi de öldü. Bu kadar kolay mı bırakmak? Söylesenize? Neden biz yaşıyoruz? Neden?

Kalbindeki acıya dayanamamasıyla bedeni yere yığıldı. Hıçkırıkları onu esir alırken gözlerini gökyüzüne çevirdi. "Hani hikayeler hep mutlu sonla biterdi?"

GİZLENENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin