Deniz yataktan doğrularak,masasının üzerinde ki suya uzandı. Sudan bir yudum aldıktan sonra nabzının normale döndüğünü hissetti. Bu olay Deniz için hiçbir zaman unutulmayacaktı. Yaşadığı bu korku iliklerine kadar işlemişti. Saate baktığında saatin 05.20 olduğunu gördü. Uyumaya çalışmak istemiyordu şayet uyumayı denese bile uyuyamayacaktı. Yataktan kalkıp duşa girdi. Bu korkuyu üzerinden atmak istercesine soğuk suyun altında dakikalarca bekledi. Kendine geldiğinde banyodan çıkıp,üstüne annesinin doğum gününde aldığı uzun kısa kollu tişörtü geçirdikten sonra mutfağa kendine kahve yapmaya gitti. Evindeki sessizliği telefonuna gelen bildirim sesi bozdu. Telefonu eline aldığında Cemre'nin mesajını gördü. "Günaydınnn,okula geç kalacağım beni 5 dakika idare eder misin?"
Deniz mesajı okuduğunda ister istemez biraz irkildi. Cemre ile aralarında kısa bir konuşma geçtikten sonra,Deniz: Bir sorun mu var?
Cemre: Ah,hayır merak etme. Sadece ufak bir işim var. Okula geldiğim de anlatırım.
Deniz: Pekala ama sadece 5 dakika ondan sonrasını idare etmeye çalışsam da edemem.
Cemre: Hiç merak etme. Sadece 5 dakika. Öpüldün.Deniz telefonu masaya bıraktı. İstemsizce gülümsüyordu. Mutluluğunun sebebini anlamadan kahvaltı yaptı. Havanın sıcak olduğunu gördüğünde üzerine ince askılı beyaz elbisesini giydi. Saçlarını düzenlice yukardan bağlayıp okul için yola koyuldu. Okula vardığında Sinan'ı bir köşede kızlarla konuşurken gördü. Sinan'ın yanına yaklaştığında kızlarla olan ufak sohbetine kulak misafiri oldu. Sinan kızlara profesörleri ne kadar sevmediğini anlatıyordu. Deniz istemsizce kıkırdadı. Profesörlerin neredeyse her birine lakap takmıştı. Sinan kafasını sağa doğru çevirdiğinde,Deniz'i gülerken buldu. Deniz,Sinan'ın ona baktığını görünce hemen ciddileşti. Sinan "Ooo kimler gelmiş.Cemre nerede?" diyerek kızın omzuna elini atarak okula doğru yürümeye başladılar. Sinan'ın pozitif enerjisi ve sevecenliği Deniz'in içini huzurla kaplıyordu. "5 dakika geç kalacakmış." dedi Sinan'ın sorusuna.Sinan kaşlarını kaldırdı."Gene ne işler peşinde acaba neyse hadi gel kantinden yiyecek bir şeyler alalım. Sabah sakarlığım yüzünden yemek yiyemedim." Deniz tam cevap verecekken hızla kolundan tutup kantine doğru çekiştirdi.
Ders saati geldiğinde Sinan ile birlikte çağırdıkları asansörün gelmesini bekliyorlardı. Asansör geldiğinde ikisi de tam adımını atacakken,çocuk önlerine geçerek girmelerine engel oldu."Sağolun,sağolun böyle şeylere gerek yoktu" deyip asansörün kapısını kapattı. Deniz sinirli gözlerle Sinan'a baktı.En az Deniz kadar Sinan da sinirlenmişti. "Klasik Barış işte gösteririm ben o maymuna." diye asansörün düğmesine tekrar bastı Sinan. Deniz,çocuğun adının Barış olduğunu öğrenmişti. İkisi de gelen asansöre binip kapıyı kapattılar. Sınıflarının olduğu kata geldiğinde Sinan,Barış'ın olduğu yöne doğru gitmeye başladı. Deniz bir kavga çıkarsa,araya giremeyeceği için Sinan'ı kolundan tutup gitmesini engelledi. "Boşver." dedi. Sinan tatmin olmamış gibi gözlerini Barış'tan ayırmıyordu. Sinan,Deniz'in kolunu bırakmayacağını anlamış gibi. "Tamam,bu seferlik bir şey yapmıyacağım,eğer birdaha olursa onu dövmeden durmam ona göre." Deniz gülmemek için kendini zor tuttu. Sinan eğer Barış'a kafa tutsaydı bir yumruk bile atamadan ağzı burnu dağılacak şekilde dövülebilirdi. Yine de gülümsemesini bastırarak Sinan ile vedalaştı ve sınıfına girdi. Dün ki oturduğu sıraya doğru gittiğinde sırasında oturan Barış'a gözü takıldı. Daha demin koridordaydı. Ne ara sınıfa girmişti? Deniz,Barış'ın oturduğu sıranın karşısındaki sıraya oturdu. Barış,şaşırmasına rağmen istemsizce gülümsedi. Kızın gelip kendisini kaldıracağına emindi ama kız bunu yapmadı.
Ders saatini 5 dakika geçti ama profesörlerden biri bile daha sınıfa adımını atmamıştı. Sınıfın kapısı açıldı ve Cemre içeri hızlıca girdi. Rahatlarcasına bir nefes verdi ve hızla Deniz'in yanına oturdu. "Yorulmuşum,profesör nerede?" dedi nefesini düzenlemeye çalışarak. Deniz,Cemre'ye dönerek, "Daha gelmedi." diye cevap verdi. Cemre şaşırmıştı. "Sert bir otoritenin hakim olduğu bu okulda bir profesör 5 dakika derse geç kalıyor,vay be." diye mırıldandı.Kapı açıldı,içeriye takım elbiseli birisi girdi. Herkes bir anda ayağa kalktı. Takım elbisesinin üzerinde bir toz taneciği bile yoktu. Sonra aklında Cemre'nin yöneticiler kelimesi yankılandı. Yöneticilerden birine oldukça benziyordu. İçeri giren adam boğazını temizler şekilde öksürdü.Adamın öksürüğü ile Deniz düşüncelerinden sıyrıldı. Adam öğrencilere sert bir bakış atarak konuşmaya başladı. "Profesörünüz Sadık Bey. Bu akşam saatlerinde bilinmeyen bir sebepten dolayı hastaneye kaldırıldı.Bu kadar bilgi sizin için yeterli." diyerek konuşmasını sonlandırdı. 2 dakika içerisinde sınıftan ayrılmıştı. Zil çaldığında herkes dışarı çıktı. Cemre ve Deniz de dışarı çıkmak için hazırlanırken.Deniz'in gözü Barış ve yanındaki bir kıza takıldı. Kızla konuşuyor gibi değil de kızı azarlar gibi bir görüntüsü vardı. Onları umursamadan sınıftan çıktılar. Sinan yanımıza gelip, "Duydunuz mu dün beni kovalayan çatık kaş profesör hastanelik olmuş." Sinan'ın sesindeki şaşkınlığı Cemre de Deniz de hissetmişti. Aralarında küçük bir sohbet dönerken. Koridorun başından gelen 2 takım elbiseli adam dikkatlerini çekmişti. İki adam da onlara doğru geliyordu. Sinan sesli bir şekilde yutkundu. Adamlar yanlarına yaklaştığında, "Sinan Yalçın. Bizimle geliyorsun." dediklerinde Sinan'ın yüzü bembeyaz kesilmişti. Sanırım ilk defa çağırılıyordu. "Peki." Sinan'ın adamlarla gidişini izleyen iki kızın aklından binlerce düşünce geçmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLENENLER
Fiksi Remaja5 Kişinin yollarının birleşmesiyle başlar bu serüven. Sinan'ın yaptığı bir hata hayatlarını farklı yerlere sürükler. Kontrol altındaki insanlar, zihin avcıları, elementler... onların unutamayacağı daha fazlası. Ölen sevgilisinin hayali ile yaşayan C...