İhanet -20

17 7 2
                                    

Havanın karardığını gören Can, duraksayıp konuşmaya başladı. " Hadi eve dönelim." Herkes onayladıktan sonra eve doğru yürümeye başladılar. Eve vardıklarında Cemre kapıyı açmak için eğildiğinde küçük bir not buldu. Notu eline alıp okumaya başladı.
" Ne işler karıştırdığınızı bilmiyorum ama öğrenirim. Ben öğrenene kadar küçük arkadaşınızda bana eşlik edecek. -David"

Sinan: Arkadaşınız derken Deniz'den bahsetmiyor değil mi?

Cemre hızla kapıyı açıp odaya yöneldi. Deniz'in odada olmadığını gördüğünde içini büyük bir korku kapladı. "Deniz'i evde yalnız bırakmayacaktım." Sinan, Cemre'yi sakinleştirmek için oturttuğunda Barış, evden çıkarak hızlı adımlarla yürümeye başladı. Kendi evine geldiğinde kapıyı babası açmıştı. "Hoşgeldin. Bizde seni bekliyorduk." Barış, anlamamazlıktan gelerek konuştu. "Neden bekliyordunuz beni?" Adam elindeki sigarayı masanın üstüne bırakıp Barış'ın kolundan tuttu. "Unuttun mu? Sana zaman vermiştim. Anneni aramaktan vazgeçmezsen seni kontrol altına alacağımı söylemiştim ama sen vazgeçmedin. Anneni aramaya devam ettin." Yanında duran adamlara işaret verdiğinde Barış'ı iki kolundan tutup götürmeye başladılar. Barış,kafasını çevirerek arkada duran babasına baktı."Aşağılık herif." dediğinde adam sinirlendi onu götüren adamları durdurarak konuştu. "Bugün kontrol altında olduğunun haberini duymak istiyorum." Adamlar onaylayarak sığınağa doğru ilerlemeye başladılar.

Deniz'in kendine geldiğini gören David, Deniz'in bağlı olduğu sandalyenin karşısına bir sandalye çekerek oturdu. Deniz gözlerini açtığında karşısında David'i gördü. David muzip bir gülümsemeyle konuştu. "Demek uyandın ufaklık." Deniz öksürerek konuşmaya başladı. "Beni buraya neden getirdin?" David sandalyeden kalkarak küçük odanın içinde tur atmaya başladı. "Neler karıştırdığınızı öğrenmek için tabikide." David, tekrar sandalyeye oturup Deniz'in gözlerinin içine baktı. Deniz, David'in zihin okuduğunu biliyordu.Gözlerini David'den kaçırmadığında David küçük bir gülümse ile Deniz'in gözlerine yoğunlaştı. David, Deniz'in zihnine girdiğinde boşlukla karşılaştı. Deniz, ateşinin yükselmesine rağmen kahkaha attı. "Zihnimi yönlendirebiliyorum." David, sinirle ayağa kalktı. Bu zamana kadar herkesin zihnini okumuştu. Karşı çıkanlar bile olmuştu ama zihinlerini ele geçirmişti. Şimdi neden yapamıyordu? Deniz'e tekrar döndüğünde boğazına yapıştı. "Zihnine girmeme izin ver yoksa seni öldürürüm." Deniz kafasını hayır anlamında salladığında David ellerini sıklaştırdı. Deniz, daha fazla dayanamayacağını anladığında kapı açıldı. Adamlar David'i kızı boğarken gördüklerinde David'i hızla çekiştirdiler. Deniz nefesini düzenlemek için öksürdüğünde David kendine gelerek adamlara döndü. "Biran kendimi kaybettim. Üzgünüm." Adam, David'in suratını inceledi. "Eğer kendini kaybedeceksen başka birileri durur burada." David, "Bir daha olmayacak." dediğinde adam kafasını sallayıp Barış'ı David'e verdiler. "Bugün kontrol altında olsun." David peki diyerek adamların Barış'ı bir sandalyeye bağlayışlarını izledi. Adamlar odadan çıktıktan sonra David, Deniz'in yanına gitti. Kızın kafasını kaldırarak, "Zihnine tekrar gireceğim ve bana izin vereceksin. Aksi taktirde seni öldürürüm." Barış, Deniz'e baktığında nefes alışının düzensiz olduğunu gördü. Yanaklarının kızarıklığı ateşinin çıktığını gösteriyordu. Barış, David'e dönerek, "Kızın durumunu görmüyor musun daha fazla uğraşma." David, Barış'a kafasını çevirdi. "Peki madem kızla uğraşmamı istemiyorsun. O zaman senin zihnine bakalım." David,sandalyeyi Barış'ın karşısına getirdiğinde Barış'ın kızı incelediğini gördü. Deniz, kafasını kaldırıp Barış'a baktığında David'in onun zihnine gireceğini gördü. Engel olmalıydı. David, Barış'ın çenesinden tutup kendine çevirdi. Barış'ın gözlerine yoğunlaşacağı sırada Deniz öksürmeye başladı. David, dikkatinin dağılmasıyla Deniz'e döndü. "Aklın sıra engel olmaya çalışacaksın." diyerek cebindeki şırıngayı çıkardı. Deniz'e doğru yöneldiğinde Barış bağırdı. "Ona bir kez daha dokunursan seni kendi ellerimle öldürürüm duydun mu?" Barış, derin bir nefes alarak kendine bakan Deniz ve David'e baktı. David, kahkaha atarak Barış'a yöneldi. "Bak sen tüm bu pis işleri yaptıran adamın oğlu aşık olmuş demek." Barış,David'in cümlesiyle gözlerini kapattı. Kimsenin bilmesini istemiyordu özellikle de Deniz'in. Deniz, David'in cümlesi karşısında sinirle Barış'a baktı. David, istediği amaca ulaşarak orayı terk etti.

Deniz: Bunların hepsini baban mı yaptırıyor?

(Barış gözlerini açarak Deniz'e baktı.)

Barış: Deniz ben-

(Deniz Barış'ın sözünü keserek konuşmaya devam etti.)

Deniz: Sana güvenmiştim. Gerçekten bize yardım ettiğini düşünmüştüm. Aslında bir amacın vardı değil mı?

(Barış'ın gözleri annesinin gidişinden sonra ilk kez doluyordu. Dolu gözlerle Deniz'e baktığında Deniz'in nefret dolu bakışlarına esir oldu. Sanki o nefret Deniz ile arasında duvar örüyordu.)

Barış: Evet o adamın oğluyum. Evet bir amacım vardı. Sizinle birlikte olursam annemi bulacağıma emindim ama gerçekten pişmanım Deniz. Böyle olmasını istemezdim.

(Deniz hayatında ilk kez ihanete uğramıyordu. Defalarca ihanet kavramı ile karşı karşıya gelmişti ama bu kez canı daha fazla yanıyordu.)

Deniz: Annen...anneni yarın öldürecekler. Sizin evde anneni sen öldüreceksin.

(Barış, Deniz'in cümlesiyle afalladı.)

Deniz: David telefonda konuşurken duydum. Seni kontrol altına alacaklar anneni öldürdüğünde ise kontrol altından çıkacaksın.

(Barış, gözlerini tekrar Deniz'in gözlerine değdirdiğinde içindeki kırgınlığı hissetti. Deniz acı ile tekrar konuşmaya başladı.)

Deniz: Annen çok güzel bir kadın. Sığınaktan çıkarken gördüm onu. Göz renkleriniz,saç renginiz ve yüz yapınız birbirine çok benziyor ama benzemeyen tek bir şey varsa o da kalbiniz. Annen o durumda bile sana bir kez sarılmayı isterken sen sana yardım edecek insanlara ihanet ettin.

Barış, gözyaşlarını saklarcasına kafasını çevirdi. Deniz, kalbinde bir acı hissettiğinde gözlerini sıkıca kapattı. Barış kendini toplayarak Deniz'e döndüğünde bir şeylerin ters gittiğini anladı. "Deniz. Ne oldu? Ben gelmeden önce sana bir şeyler mı verdi o aşağılık herif." Barış, Deniz'in konuşmasını bekliyor ama Deniz konuşmuyordu. Barış etrafına bakınmaya başladı. David'in tezgahındaki bıçağı gördüğünde bağlı olduğu sandalye ile oraya doğru gitmeye başladı. Barış, sandalyede hareket ettikçe bileğindeki ip bileklerinde kesiklere yol açıyordu. Canının acısını umursamayarak bıçağa uzandı. Bıçağı eline aldığında iplerinden kurtuldu. Ayağa kalkarak hızla Deniz'e doğru yöneldi. Deniz'in iplerini çözdüğünde Deniz'in nefesinin azaldığını hissetti. Barış, Deniz'i kucağına alarak kapıya vurmaya başladı. "Açın şu kapıyı çabuk." Barış, Deniz'e dönüp, "Lütfen,lütfen Deniz sende gitme." dediğinde kopan bir gürültü ile gözlerini Deniz den ayırdı.

GİZLENENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin