Sinan okuldan geldiğinden beri evin içinde dört dönüyordu. Annesi dayanamayıp en sonunda oturduğu yerden konuştu. " Bir sorun mu var Sinan?" Sinan annesinin sesiyle kendisine geldi. "Anne,biliyorsun artık buralara alıştım.Neredeyse 2 yıl oluyor.Artık babamın yanına dönebilirsin." annesini bu cümlelerin incittiğini gördü ama yapacak başka bir şeyi yoktu. Annesinin yanında kalıyor olması Sinan'ı her gün annesine bir şey olacak korkusuyla sarıyordu. Annesi tebessüm ederek, " Pekala,yarın baban beni almaya gelir ama her zaman iletişim halinde olacağız söz mü?" "Söz,annelerin gülü söz." Sinan biraz daha rahatlamıştı. En azından annesi ondan uzakta daha da güvende olacaktı.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra Sinan eline telefonu alarak Can'ı aradı.
Can: Yine ne oldu Sinan?
Sinan: Acil konuşmamız gerek.
Can: Pekala,nerde?
Sinan: Okulun aşağısındaki bankta bekliyorum.Kızların haberi olmasın.
Can: Peki,geliyorum.Sinan birkaç dakika bekledikten sonra kendine doğru yürüyen Can'ı gördüğünde rahatladı. Can soru sorarcasına bakarken Sinan daha da beklemeden konuşmaya başladı. "Biliyorsun bugün yine beni oraya götürdüler. Bu sefer adamın odasına değil bir laboratuvara götürdüler. Orada cılız bir adamla karşılaştım.Adının David olduğunu söyledi." Can,Sinan'ı konuşmasına odaklanmış bir şekilde devam etmesini işaret etti. "David...gözlerimin içine baktığında hareket edemedim.Ne zamanki gözlerini gözlerimden çekti tekrar hareket etmeye başladım." Can sessizliğini bozarak konuşmaya başladı. "Adam yani bahsettiğin David isimli kişi insanların hareket etmesini mi zorlaştırıyor?" Sinan başını hayır anlamında salladı. "İnsanların zihnini okuyor." Can böyle şeylerin hep efsane olduğuna,uyduruk şeyler olduğuna inanırdı ama şimdi saçma bulduğu bir olay başına gelmişti. Sinan konuşmasına devam etti. "Profesörü benim öldürmediğimi öğrendi." Can telaşla, "Kimin öldürdüğünü söyledi mi?" "Hayır" dedi Sinan. "Profesörü kimin öldürdüğünü bilseydim o da bilirdi." Can kafasını tamam anlamında salladı. "Kızları bu olaydan uzak tutmalıyız.Gerekirse..." gözleri dolu bir şekilde devam etti. "Gerekirse onlarla olan bağımızı koparmalıyız." "Bu o kadar kolay değil." dedi Can. Haklıydı. Onlara bir açıklama yapmadan onlardan uzaklaşırlarsa kızlar bu işi bırakmazdı.Bu da onları daha da tehlikeye atardı. Farklı Bir yol bulmalıydılar. Saatler birbirini kovaladı. Can ve Sinan aynı yerde sessizliğe bürünmüş şekilde bir çıkış yolu arıyordu. Can kafasını gökyüzüne doğru kaldırıp nefesini düzenledi. " Biz kızlardan değil,kızlar bizden uzaklaşacak." Sinan anlamamış gözlerle Can'a baktı. Can hareket etmeden devam etti. "Yarın sabah saat 7'de burada ol." diye banktan kalkıp yola koyuldu. Sinan,Can'ı sorgulamadan o da eve doğru yürümeye başladı.
Can eve geldiğinde kendini koltuğa attı. Gözlerini sıkıca kapattı ve içinden yaşanılan tüm bunların bir rüya olmasını diledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLENENLER
Novela Juvenil5 Kişinin yollarının birleşmesiyle başlar bu serüven. Sinan'ın yaptığı bir hata hayatlarını farklı yerlere sürükler. Kontrol altındaki insanlar, zihin avcıları, elementler... onların unutamayacağı daha fazlası. Ölen sevgilisinin hayali ile yaşayan C...