Sarsak adımlarla restorana girdim. İnsanlar bana acıyarak bakıyordu bunu bakmasamda onlara hissedebiliyordum.
Turan babanın odasının önüne gelince yardım eden kişiye döndüm oana kadar farketmemiştim bana yardımcı olan kişinin Andre olduğunu.
Acı bir tebessüm ettım İtalyanca teşekkür edip kendim halledecegimi biraz da yanlız kalmak istediğimi söyledim.
Çok hoş çok anlayışlı biriydi Andre kibarca baş selamı verip gitti.
Artık ayağımın üstüne basamıyordum canım çok yanıyordu içeri girip koltuğa bıraktım kendimi, bunu bana yapmış olamazdı o benım sevdiğim Savaş olamazdı diyerek iki elimi başımın arasına alıp ağlamaya başladım.
Canım acıyordu hemde fazlasıyla bu kalbimin kaldırabileceği bi acı değildi keşke seni hiç tanımasaydım Savaş dedim. Sonrasında kapının çalmasıyla gözyaşlarımı hızla sildim. Gelen Murat abiydi."Gel abi gel dedim, hüzünle baktı bana ahh be kızım sen bari uyma o manyağa şu bileğinin haline bak hadi gidelim de bi baksın doktor bileğine.
"Abi ben birşey yapmadım ki o dengesiz bir anda öfkeyle saldırmaya başladı etrafa.
"Biliyorum kızım anlattı çocuklar hadi bileğin daha da kötü olmadan gidelim.
"Koluma girmesiyle ilerlemeye çalıştık ama böyle olmuyordu canım çok acıyordu, Cenk bunu farketmiş ki gelip yanıma izin ver arabaya kadar kucağıma alıyım seni demesiyle başımı olumlu salladım.
Beni arabaya doğru taşırken Savaş ı dışarıda görmeyi beklemiyordum. Öylece bakıyordu tepkisizce gitsin istiyordum artık onu görmeye tahammül edemiyordum başımı hızla çevirip umursamaz bir hal aldım, Cenk arabaya bindirince bile bakmadım ona ama onun yoğun bakışlarını hissediyordum.Sonrasında iki gün olmuştu ayağım on beş gün alçıda kalacaktı kırık yoktu ama çatlamıştı.
Elimde telefon annemi sakinleştiriyordum hadi ama anneciğimiz ufak bir çatlak idare ederim 15 gün, bak sen beni düşünmeyi bırak tedavinle ilgilen kurban olduğum geçicek bunlar.
Bak şimdi kapı çalıyor ben seni arıyacam tamam hadi görüşürüz diyip kapattım. Gerçekten de kapı çalıyordu yavaş adımlarla kapıya ulaşıp açtığımda karşımda savaşı görmeyi beklemiyordum sa sa Savaş."Sonrasında genç adam arabasını daha önce geldiği bu mahalleye park etti. İnip yolda çiçekçiden aldığı papatyalarla yavaş yavaş çıkıyordu merdivenleri, papatyaları çok severdi,umarım benden sonra değişmemiştir zevki diye papatyalara bakıp söylendi.
Babası duymuş bu durumu o gece baya azarlamıştı Savaş ı tabiki çalışanlar söylemişti. Murat dan da nefret ediyordu söylemese olmazdı sanki diye geçirdi içinden.
Babasının isteği üzerini genç kızı ikna edip götürecekti evlerine, usulca çaldı kapıyı bekledi bekledi sonunda Serra açabilmişti kapıyı, şok olmuş gözlerle Bakıyordu sa sa Savaş diye kekelediğinde neredeyse gülecektim.
-girebilir miyim Serra
-tabi buyur!
İçeri odaya girip daha önce oturduğum çekyata oturdum çiçekleri masanın üzerine koydum, yüzüm yoktu vermeye suçluydum hemde affedilmeyecek kadar büyük dü günahım.-neden geldin Savaş.
-özür dilemeye.
-istemiyorum dileme dilesende sana karşı artık öfkem değişmicek.
-Değişmesini istemiyorum değişmesin de zaten buraya babam için geldim Serra,seni ona götürcem, seni istiyor.
Şaşkınca yüZüme baktı.- Seninle bir yere gelmeyecem.
-Geliceksin benim için değil Turan baban için için.
Böyle yarım saat tartışma sonunda kazanan ben olmuştum, şimdiyse arabada bizim eve doru ilerliyorduk.
Sıkılmış olmalı ki bi ara radyo yu açtığını gördüm. Bizim şarkımız çalıyordu Model in "değmesin ellerimiz" şarkısı dönüp ona baktığımda oda bana bakıyordu ilk kez bu şarkıda öpüşmüştük o günleri hatırlayınca hızla şarkıyı kapattım, şaşkınca bana bakıyordu başım, başım ağrıyor diyince bakışlarında öfke gördüm hızla başını cama yasladı bir daha da dönüp ne baktı ne iki çift laf etti.
Serra'nın ağzından;"Katlanamıyorum artık onun bu hallerine, zorbalıklarına onu tAnımasam gerçekten bu kadar kalpsiz olduğuna inanırdım, ama onu tanıyorum ben onu 13 yaşımdan beri tanıyorum Savaş böyle biri değildi.
Çıkam Model'in şarkısıyla bakışlarım ona kaydı hasretle, oda bana bakmıştı ama onun gözlerinde hasret yoktu boşluk vardı sanki zaten çok geçmeden yapacağını yapıp kapatmıştı şarkıyı.
Şimdiyse sessiz sedasız camdan hızla yanımdan geçen nesnelere bakıyordum.
Onunla ilk ve tek o şarkıda öpüşmüştük, aklıma gelince o gün gözümden yaş istemsizce döküldü.
Ah be herşeyine aşık olduğum adam biz ne ara böyle olduk,
"ah be Betül'üm bak gel de gör gidişinin bize neler yaptığını."iç geçirdim.
Araba bahçeli evin kapısında girince temas da bulunmasın diye hızla kapıyı açıp adım atmaya çalıştım.
Ama bi kaç adım atmıştımki yere düştüm, kapıyı açıp gelmeye çalıştığını görünce elimi kaldırdım, senden yardım istemiyorum seni görmek de istemiyorum sen Savaş Korkmaz benden uzak dur.
Ben düştüğüm gibi kalkmasını da bilirim sen yeterki yaklaşma bana diyip ayağa kalkıp seke seke kapıya vurdum.
Kapıyı açan evin yarımcısı Aysel ablaydı, beni görünce kocaman sarıldı bu kadını seviyordum nedense anne kucaklığı hissediyordum hep.
Kapıya doğru yaklaşan Turan baba ve Ayten teyzeyi görünce bu seferde onlara sarıldım.
Hoşgeldin kızım hadi gel ayağının üstüne daha fazla basma diyip koluma destek olup odaya geçtik, karşıma Savaşın da oturduğunu görünce bakışlarımı çektim gitmemişti, bakışlarımı soru soran Turan baba ya çevirdim arada bir Savaşa öfkeyle bakıyordu bana bakışlarında hep bi merhamet vardı .
Öylece iki saat sohbet ettik, odama çıkıp üzerimi değiştirmek istediğimi söyleyince başlarını salladılar tam ayağa kalktım ki Turan baba Savaş a yardımcı ol demesiyle ha hayır hayır ben halledebilirim demeye kalmadı kucağina aldığı gibi merdivenleri çıkmaya başlamıştı... bakmıyordu baksın istiyordum, bakıp görsün istiyordum bize neler yaptığını ama o sert adımlarla beni odamım kapısının önüne bırakıp kaçarcasına gitmişti. Derin bi off çektim sen aşkından ölsende boş o Savaş eski Savaş değil artık dedim iç çekerek.
Sonrasında..iki gün olmuştu o günden beri Savaş eve gelmemişti nerde olduğu tahmin edebiliyordum "Sibel 'e gitmişti yine, yatağımın kenarına oturmuş öylece Savaş'ı düşünüyordum.
Alt kattan bağırışmaları duyunca ses çıkarmadan odamın kapısını açıp konuşmaları dinlemeye başladım.
Turan babanın ağzından;"Sen ne dersen de,kimi seversen sev, istersen o Sibel denilen kızın aşkından öl olmucak bu iş seninle o kızın evlenmesine izin vermem anladın mı Savaş.
" Yaa evleneceğim insanıda mı sen seçiceksin baba hee
" Evet ben seçicem hatta seçtim bile Serra ile evleneceksin hatta ayağı iyileşir iyileşmez.
" Zorla mı ? Baba he zorla mı yapıcan bu işi.
" Gerekirse zorla.
Kapının sertçe kapanmasıyla yerimde sarsıldım , nasıl yaa ben ve Savaş yo yo olmaz bu olmaz bizden olmaz diyerek merdivenlere oturdum.
Peki şimdi ne olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)
Lãng mạnBabası küçük yaşda ölmüş annesi hasta olan Serra' nın hayata sıkı sıkı sarılışı...bir aşk ne kadar acımasız olur.