Kalpsiz Adam

342 63 0
                                    

Nikah kılıymıştı şimdi herkes bir masada toplanmış yemek yiyorduk. Serra yanımda oturmuş tabağındaki yemeği didikliyordu, eğilip usulca yemek yemek insan vücudu için önemlidir. Boş vermiş bir şekilde suratıma baktı.

"Bazen insanın şurasından geçmiyor... diyip boğazını gösterdi.

Tam bir şey diyecektim ki arkadan bir ses yankılandı. Serra! Gerçekten bu sen misin harika bir gelin olmuşsun diyip elinden tutup bir tur döndürmesiyle şok olmuş gibi adama baka kaldım bu kim yaaa!

"Emre hoşgeldin... Eda gelemiyeceğini söylediğinde çok üzülmüştüm iyi ki geldin .
Kocaman sarıldım.

"Aslında daha erken gelicektim ama cafe yi emanet bakacak arkadaşın işi çıkınca ancak sonuna yetişebildim... gercekten çok güzel bir gelin olmuşsun.

"Tebessüm ederek teşekür ederim iyiki geldin. Masadakilere dönerek...
Şey bu Emre benim eski bir arkadaşım aynı zaman da Eda'nın da abisi oluyor...
Savaş 'a dönerek Emre bu da Savaş.
Tereddüt ederek baktığım da Savaş ın yüzü kıpkızarık olmuş bir şekilde Emre ye baktığını gördüm .. Emre kibar bir şekilde elini uzattığında Savaş hoşnutsuz bir şekilde elini sıkmıştı, sanki niye geldin der gibi bakıyordu. Utandım Savaş adına bir kez daha ben utandım.
Emre sıkılmış gibi elini Savaş tan çekip bana döndü... güzelim işin yoksa az bahçede görüşelim mi?

"Olur dedim kafamı sallayarak. Savaş'a dönüp baktığımda kafasını olumsuz yönde iki yanına sallıyordu.
Emre birşey mi oldu neden bu kadar gerginsin.

"Serra sana inanamıyorum gerçekten bu adamla evlendin mi?

"Emre mecburdum.

"Yapma Serra ne demek mecburdum, hiç birseye mecbur değilsin. Adam kabanın teki sana laik bile değil.

"Savaş normalde böyle biri değil, zor bir zamandan geçiyor... üstelik bana zarar vermiyor, vermezde.
Emre ofluyarak iki elini pantolonun cebine koydu tam dönüp birşey diyecektiki birinin Serra diyen sert sesiyle susmak zorunda kaldı.
"Emre lütfen tatsızlık çıkmasın benim için bisey deme olurmu. Emre başını sallayıp içeri girmişti, giderken Savaşla birbirlerine ölümcül bakış artıklarınıda görmüştüm tabi...
Savaş;
Arkadaşın pek mutlu olmadı evlendiğine sanırım , deseydin düğün basmasına gerek yoktu , benim için pek bir öneminin yok.

"Sen benim arkadaşımı kendi kız arkadaşın sandın galiba.. onlar senin aksine benim iyiliğimi düşündüğü için yanımdalar.

"İyilik mi ? Bana bak kızım ne yaşıyorsan uzakta yaşa buraya erkek arkadaşlarını getiripte milletin ağzına laf verme. Benim bi soy adım var.

" ha hah ha soy ad mı? Savaş Korkmaz sen o soyadı zaten defalarca lekeleyenlerdensin o yüzden boş yapma.
Arkamı dönüp uzaklaştım bu adamı bazen öldüresim geliyordu, Allah aşkına ne saçmalıyor soyad mış mış ha.

Serra'nın arkasından öylece bakarken yanıma Kerem gelmişti.

"Oğlum siz yine mi tartıştınız... bu kızın sonuna imza atıcan he benden söylemesi, bir gün öyle gidecek ki arkasına bile bakmayacak.

"Kerem canım zaten sıkkın git başımdan.

"Tamam gidicem zaten, al şu anahtarı sizin çiftlik de ki evin anahtarıymış, Turan baba bir kaç gün çiftlikte kalmanızı istiyor.

"Babam şaşırmış olmalı ben Betül öldüğünden beri oraya adım atmıyorum.

"Ben bilmem oğlum zaten adamın canı sıkıldı Serra ile sizin hallerinizi gördükçe git kendin de sıkıyorsa gitmem diye, beni yeterki karıştırmayın... bıktım oğlum sana laf anlatmaktan.

"Derin bir off çektim. Bari git Serra ya söylede gelsin arabada bekliyorum onu.
Kerem den ayrılıp arabaya doğru ilerledim o çiftlik evine gitmek bana işkence gibi geliyordu, hele bide Serra ile bir kaç gün geçirmek mi? Off baba bu nasıl bir ceza bana...

"Benim içinde ödül değil seninle baş başa kalmak emin olabilirsin.
Serra 'nın sesini duymamla hızla arkamı dönmüştüm, he bi bu eksikti dedi iç sesim .
Aslında ceza olarak o manada dememiştim. Onunla evlenmek onunla baş başa kalmak bana sunulan bir ödül ceza kısmı ona yaklaşamamak, ona dokunamamak , sarılıp öpememek di. Bu işin cezası kendini frenlemeye çalışmaktı.
Yol boyunca sustuk ne o konuştu ne ben konuştum, üzerini değiştirmişti rahat bir siyah bluz ve kot pantolon giymişti. Saçını gelişi güzel toplamış, dudaklarına kırmızının en güzel tonuyla birleştirmişti. Hayran olunadı bir güzelliği vardı.

 Hayran olunadı bir güzelliği vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başını bana çevirip..
"Neden bana bu şekilde bakıyorsun.
Başımı saga sola sallayıp dalmışım kusura bakma dedim.
O nasıl derdim ki güzelliğine bakıyorum, bunları desemde artık bi önemi olur muydu onun için... ben hayatımın içine etmeye bayılıyordum, sanki onunla mutlu olursam Betül'e haksızlık yapacakmışım gibi geliyordu.
Ahh be kardeşim gidişinle bende ki bir çok şeyi bitirdin. Yıllardır yaşayan bir ölüden farkım yok , sen bir kere öldün ben her gün nefes aldığım her gün her gece acı çeke çeke öldüm.
Sonrasında çiftliğe gelmiştik yavaş adımlarla içeri giriyorduk önde Serra arkasında ben ilerliyorduk.
Kalbim sıkışmaya başlamıştı soğuk soğuk terler akıtırken burda daha fazla duramayacağımı hissediyordum. Yanımda Serra'nın olması bişeyi değiştirmiyordu... hazır değildim işte kime göre korkaklıktı belki ama ben böyle bir adamdır bazı şeyleri aşmam için baya zaman gerekiyordu yada bir daha kaybetmem.
Serra' ya dönüp , sen gir içeri keyfine bak ben burda kalmayacağım şehir dışına yakın oteller var orda konaklarım birşey olursa ararsın.
Arkamı dönüp gidiyordum ki, kolumda tuttu.

"Savaş beni burda bırakma lütfen, ben burda tek başıma ne yaparım.

"Tek başına değilsin Serra ilerde, şu küçük kulübede Ahmet amca yaşıyor babamın arkadaşıdır, hemde güvenilir adamdır... bir şeye ihtiyacın olursa söylersin halleder.
Tekrar koluma sıkı sıkı yapıştı..

"Savaş lütfen gitme!
İçim acımıştı onun bu masum hallerine ama yapamazdım şuan buraya girmeye hazır hissetmiyordum kendimi, babamın ne yapmaya çalıştığınıda anlamıştım aşmamı istiyordu bu durumu ama böyle olmazdı kendim istemeliydim kendim girmeye zorlamalıydım kendimi..
Ruhsuz bir sesle; Serra dedim Elini tutup kolumdan ayırarak gitmem lazım Sibel beni bekliyor.
Şoka girmiş bi halde yüzüme baktı, gözleri dolmuştu neredeyse ağlıyacaktı ellerini önünde bağlayıp başını yere eğdiğinde içim paramparça olmuştu, yapacak bir şeyim yoktu arkamı dönüp geldiğim yolu hızla adımlarla geri döndüm. Bahçeden çıkıp arabama bindiğimde geride kalan kıza bakamıyordum yoktu yüzüm bakmaya, baksam gidemezdim bu yüzden bakmadan hızlıcı arabayı oradan uzaklaştırdım.
Ben gittim, ama yüreğim onunla kaldı.
Ben gittim ama bedenim onunla kaldı.
Ben gittim öyle bir gittim ki pişmanlığı iliklerime kadar hissettim...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin