Kapıyı sertçe kapatıp çıktım evden, bu adam çıldırmış olmalı benimle Serra olmaz, olamaz ne artık ben eski Savaş'ım nede o artık eski Serra olabilir. Arabayı sahile çekip banka oturdum, telefonum çalıyordu ama açmak istemiyorum, biliyordum babam dı kesin arayan yine bir ton ikna çabaları. Israrla telefonun çalmasıyla ofladım arayan babam değil Sibel,di. Sibel benim iki yıldır birlikte olduğum kız, beni sevmiyordu bende onu sevmiyordum onun derdi paraydı benimse kendimi cezalandırmak. Oflayarak telefonu açtım;
"Ne var Sibel ne! "Tatlım bi sakin olur musun neden bağırmadan konuşmuyorsun acaba. "Bak Sibel telefonu açmıyorsam müsait değilimdir dimi bunu konuştuk kaç kez. "Bak Savaş canım sıkıldığında bende sevgilimi arayamayacaksam kimi arıyacam söyler misin bana. Seslice bir nefes verdim. Ne istiyorsun daha iki saat önce yanındaydım. "Sıkıldım gel beni al, bara gidip içelim biraz. "Benim canım istemiyor hemse işim var bensiz takıl sen. Konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattım. Bu kız bazen çekilmiyordu. Tekrar telefonu elime alıp Kerem'i aradım şuan sadece ayık bir kafayla konuşmak istiyordum. "Alo birader sahildeyim konum atıyorum gel acil. Telefonu kapatıp beklemeye başladım, bana şuan birinin akıl vermesi lazım kendimi köşeye sıkışmış gibi hissediyorum. Birinin omzuma dokunmasıyla Kerem'in geldiğini anladım, kenara çekilip oturmasını istedim. Yüzüme bakıyordu öylece, artık sıkılmış olmalı ki hee hadi ama dostum seni izlemem için çağırmadın umarım beni demesiyle yüzümü ona çevirdim.
"Babam Serra ile evlenmemi istiyor yoksa evlatlıktan reddedecekmiş beni.
"Vaww Olaya gel Turan baba ya bak sen, eee oğlum iyi ya işte sen çocukluğundan beri Serra ya aşıksın.
"Aşıktım artık değilim!
"Hadi ama Savaş beni demi kandıracaksın, senin ciğerini biliyorum oğlum ben, sen ne dersen de aklımda, kalbinde hatta gözlerinde bile Serra var. Sen herkezi kaldırabilirsin hatta Serra'yı bile ama bana işlemez birader sen bu kıza köpek gibi aşıksın. Yat kalk Turan baba ya şükür et vallaa kızı bu gidişte İtalyana kaptırırdın hee aldım restorandan haberleri.
Demesiyle öfkeyle suratına baktım. Ne diyon sen ne İtalyanı kim kimi alıyormuş. Kahkaha attı; Bide diyorsun ki sevmiyorum şu haline bak oğlum sevmediğin halin buysa sevdiğin halini görmek istemem" diyip eliyle omzuma vurmasıyla öfkeyle tısladım. Bazen dedim bazen senin suratını dağıtmak istiyorum biliyormusun? Gerçekten hakediyorsun.
"Vur kardeşim rahatlayacaksan vur ama artık yeter eziyet etme o kıza, Betül'ün ölümünde herkes gibi oda masum artık mutlu ol mutlu et.
Böylece saatlerce konuştuk, sanırım iyi fikir değilmiş Kerem le konuşmak diye söylendim. Kerem gidince telefonla bu sefer Serra yı aradım . Çalıyor... Çalıyor... Aç şunu hadi ama, "Efendim. Heyecandan derin nefes aldım, " savaş ben konuşmamız lazım sahile gel. Diyip kapatmıştım telefonu, bu evlilik gerçek olamaz dı. Serra'nın ağzından; Sarsak adımlarla odama geldiğimde yaşadığım şaşkınlığı üzerimden atamıyordum, kapının iki kere tıklatılmasıyla ayağa kalktım gel dememle içeri Turan babanın gelmesi bir oldu.
"Merhaba kızım konuşalım mı biraz . "Tabi Turan baba gel otur şöyle.
Tedirgince yanına oturdum oda farketmişti benim halimden herşeyi bildiğimi.
" biliyorsun dimi ? Duydun sanırım kızım Savaş la konuşmalarımızı.
" kekeleyerek du duydum baba.
"Bak kızım ben bi kızımı kaybettim biliyorsun, oğlumuda kaybedemem. Sibel denilen kızın niyetini bilmesem tamam der izin verirdim belki ama o iş öyle değil o kız sadece parayı seviyor.
"Baba dedim gözlerim dolarak Savaş o kızı seviyor, benden nefret ediyor ben yapamam.
"Savaş o kızı sevmiyor, Savaş seni seviyor sadece öfkesi baskın geliyor kızım, bunu sende biliyorsun ve bence sizin bir şekilde bi araya gelip hayatı normale döndürmeniz lazım. Sizin bir araya gelip aşkınızı yaşamanız lazım.
Gözümden yaşlar akarken baktım içli bir şekilde Ba baba ben nasıl yapıcam,o bana böyle davranırken biz nasıl biz olabiliriz ki.
"Zaman kızım zaman la herşey düzelir sen bana güven sen dediğimi yap, eğer değişmezse o haylaz ben bu sefer onu sürgün edicem tamam. eliyle kolumu sıvazlayıp giden Turan babanın arkasından baka kaldım, bir nefes çektim içime tabi sen sürgün edene kadar biz birbirimizi öldürmezsek diyip başımı saga sola salladım. Aradan iki üç saat geçmiştiki Savaş aradı tabi ki her zaman ki gibi emir verdi ve telefonu kapattı. Sahile geldiğimde bankın birinde denizi izleyen adama uzun uzun baktım, arkası bana dönüktü iyice yaklaştım bi kaç adım kalmıştı ama yanına gidip oturmaya cesaretim yoktu. Benim niye cesaretim olmuyor ki ben mi istiyorum sanki onunla evlenmek, neden korkuyorum bu adamdan böyle.
"Orada durup benimi izliceksin öyle. Sesini duymamla irkildim, hadi ama geldiğimi onu izlediğimi nasıl anladı ki off bu adamın başının arkadında da gözü olamaz ama dimi diye söylenip yanına oturdum. Neden çağırdın beni . Ne istiyorsun benden Savaş. Tısladı; "Senden bişey istemiyorum, eminin Turan baban sana gerekeni söylemiştir. Bu evlilik gerçek bir evlilik olmucak bunu o kafana sok. Tam bişey diyecekken; Daha bitmedi bekle senin benden benim senden hiç bir beklentimiz olmucak, ben hayatımı yaşamaya devam edicem parantez içinde söylüyorum Sibel'le ve sende bunu görmezden geliceksin, görmezden gelmesen de çok da önemli değil bana bulaşma kendi içinde ne yaşıyorsan yaşa.
"Bitti mi?
"Bitti
"İyi o zaman şimdi sen beni dinle Savaş Korkmaz! Senden nefret ediyorum bunu o kafana sok, asla ama asla ne haltlar yediğinle ilgilenmem çünkü zerre umrumda değilsin istediğini yapabilirsin çünkü ben de tam olarak öyle yapıcam. Yani anlıyacağın şu ki benimde özel hayatım var ve seninle evli olmam bunu değiştirmecek. Yalandan gülümsedim o yüzden pek de şey etme yaa bu evlilik işini senin kadar bende önemsemiyorum diyip yanından kalkıp gidiyordum ki hızla kolumu tutup beni kendine çevirdi. Saçlarım yüzüne savrulmuştu, beni göğsüne iyice çekip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Ne saçmalıyorsun, ne demek benim de özel. Hayatım var. Yemin ederim ki çenesi seğiriyordu. Yinede başımı dik tutup aynı onun bana baktığı gibi öfkeyle baktım.
"Ne oldu zoruna mı gitti. Yada dur dur bi dakika ne bekliyordun, senden başkasını sevemeyeceğimi he! Yüzüme bakarak kolumu bıraktı, şoka girmiş gibi gözlerini benden alamıyordu sertçe yutkunuşunu duydum.
"Yo yo sevebilirsin tabi be ben kimim ki zaten, he aptal olmam lazım zaten beni hala sevdiğini düşünmem için, git hadi git artık konuşma bitmiştir. Yüzünü çevirdi, tekrar dönüp ben bize dahil bütün ihtimalleri zaten çoktan öldürmüştüm be kızım ne artık ben seni sevebilirim nede artık senin tarafından sevilmeyi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
