"Boşluktayım sonu gelmez bir boşluk.. yada uçurum evet evet bu bir uçurum.
Biri beni sertçe itti o uçurumdan aşağı düşmüş olmalıyım çünkü bu kadar acıyı başka türlü çekmez ki bir insan.
Çok acıyor işte canım çok fazla katil olmuştum ben... Ben babamı Betül'ü öldüren beni canlı canlı gömem birini vurmuştum işte, çok kötü bu çok fazla bir insana ben şimdi ne yapacam ben hangi yasıma ağlıcam..
Baba bak; bak küçük kızın ne halde bak hemde kimin yüzünden baba senin yüzünden işte neden baba neden , hiç mi sevmedin bizi hiç mi düşünmedin de bana bunu yapmalarına müsade ettin, hani ben senin küçük kelebeğindim söylesene şimdi ben artık nasıl kanat çırpıcam .
Anne sana da kırgınım işte deseydin ya baban böyle böyle diye neden demedin neden gizledin.Böyle kendi kendime mırıldanırken dışarıdan gelen sesleri duyuyordum gelenler kalabalıktı. Çok fazla ayak sesleri vardı biri bağırıyordu Serra diye tanıdık bir ses di ama onu algılamayacak kadar bitmiştim...
Biri geldi sardı kollarına bilindik rahatlatıcı kokusu vardı, Savaş'tı bu gelmişti işte bulmuştu beni ama artık çok geçti ben artık ölmüştüm.
Elleriyle üzerimi düzeltiyor bir yandan da saçlarımı yüzünden çekiyordu. Dokunmasın istiyorum dokunmasın bana gitsin buradan ben artık onların yüzüne bakamam ki.
Ben artık yok olmak istiyorum aldı kucağına havalandığımı hissedebiliyordum ama ona sarılabilecek kadar bile gücüm kalmamıştı.Sonrasında;
Kapının önünde beklemekten sıkılmıştım, onun yanında olmalıydım işte ben onun kocasıyım neden beni içeri almıyorlar ki ne kadar sana sürecek bu muane işleri.
Derin nefesler alıp verirken Kerem'in omzuma dokunmasıyla yönümü ona çevirdim."Sakin ol bi birader bak bulduk onu hemde iyi yaşıyor. Artık rahatlamalısın azda olsa.
Başımı sağa sola hayır dercesine salladım."Ölü gibiydi oğlum bi görsen üzeri başı yırtık.
Diyip ağlamaya başlayınca Kerem sarılmıştı bana."Bak o iyi tamam mı daha da iyi olucak ama sen böyle yaparsan içerdeki kızı hayata döndüremeyiz oğlum.. o kız orda be yaşadıysa yaşadı bizim onu her birlikte iyileştirmemiz lazım.
İçerden doktorun çıkmasıyla koşarak yanına vardık."Karım nasıl iyi mi? bebeğimiz nasıl doktor lütfen iyi birşey söyle.
O kadar kendimden geçmişim ki doktorun yakasına yapıştığımın bile farkına Kerem'in uyarmasıyla anladım, özür dileyerek iki adım geriye gitmemle doktor konuşmaya başladı."Öncelikle anne de bebek de bedenen iyiler ama ruhsal olarak anne iyi değil. Bizimle konuşmuyor fazlasıyla yaşadığı şeylerden dolayı etkilenmiş sürekli ufak çaplı krizler geçiriyor...
biz hemen müdehale edip sakinleştiriyoruz ama acil olarak psikolojik destek almalı."O o ona dokunmuş mu o şerefsiz.
Bunu derken bile öfkem tavan yapıyordu. Ben onu öldürmeliydim ben ona dokunan bütün parmaklarını tek tek kırıp öldürmeliydim.
Benim karıma dokunan ellerini gözlerini yakmalıydım.Doktor derin nefes aldı." Vücudunda çok fazla darp izi var ama cinsel istismar tespit etmedik.
Ama istemişti işte ona dokunup sahip olmak istemişti. Serra onu vurmasaydı belki de ona diyip devamını düşünmek bile istememiştim.
"Onu görebilir miyim? Lütfen dedim.
Doktor başını olumlu sallayınca içeri girdim. Yatakta cenin pozisyonunda öylece tepkisiz yatıyordu...
Yatağın ucuna oturup elini tutmam la aniden refleks yapıp çekmişti. İçim den bişeyler kopmuştu sanki onu böyle görmektense yerine defalarca ölmeye razıydım."Bebeğim bana bişey de böyle durma kafayı yiyorum ne olur bişey de seni böyle görmek beni öldürüyor.
Ne kadar konuşsamda dil döksemde yok hiç bir tepki yok konuşmaması bi yana öylece gözünü dikip ruhsuz durması beni kahrediyordu. Ona ne yapmışlardı böyle benim gülümü soldurmuşlardı...Dışarı çıktığımda babamla annem dahil olmak üzere herkes buradaydı. Hepsi onun nasıl olduğunu bişey diyip demediğini sorarken babam oradan başka bir şey sormuştu.
"Söyleye bildin mi annesinin öldüğünü.
Evet buda olmuştu annesi hissetmiş olmalı ki kaçırılmasından ardından iki gün geçmişti ki annesinin ölüm haberini aldık.Başımı olumsuzca salladım." Konuşmuyor yemiyor içmiyor elini tutmama bile müsade etmiyor.
Ve annesini henüz söyleyemedim bunu nasıl söylerim bilmiyorum.Babam sırtımı sıvazladı." Bazı şeyler zamanla geçer evlat ona müsade et kolay şeyler yaşamadı.. Sen sabırla bekle Allah yardımcımız olur.
3 gün sonra;
Eve gelmiş odadan dışarı bile adım atmıyordum, sürekli oturur pozisyon da bacaklarımı karnıma çekip kollarıyla dolayıp öne arkaya sallanıyordum.
Yine kapının tıklanmasıyla gözlerimi yumdum kimse yi Savaş dahil kimseyi artık istemiyorum bu belki onlara yaptığım büyük bencildi ama bilmiyorlardı Betül'ün benim ve babamın yüzünden öldüğünü bilmiyorlardı .
Gelenin Eda olmasıyla başımı gömdüğüm yerden kaldırdım."Eda istemiyorum konuşmak neden sürekli geliyorsun gitsene artık.
Yüzüme hüzünle baktı ağlamaklı sesle." Senin gülen yüzünü görmek istiyorum be kızım bunu bize yapmaktan vazgeç artık. Sen bizim herşeyimizsin ne olur izin ver yardımcı olalım sana.
Artık öfkem tavan yapmıştı sürekli kontrolden çıkıyor ya Savaş'a saldırıyor yada etrafı dağıtıyordum yine aynı öyle bir kriz gelince hızla ayağa kalkıp Eda nın koluna yapıştım.
"İste mi yorum anlıyor musun kimseyi görmek duymak istemiyorum... rahat bırakın artık beni gelmeyin işte sormayın ne oldu neden diye gidin buradan gidin.
Diye avazın çıktığı kadar bağırıp etrafı dökmeye başlamamla Eda arka arka giderek kapıdan çıkmıştı.
Çıldırmış gibi yerde ağlarken bu sefer koşarak içeri giren Turan baba olumuştu. Gelmemeliydi o neden geldi ki yanıma hızla bana sarılmasıyla itmek istesemde itemedim, baba şefkatiyle sırtını sıvazlayıp konuşmaya başladı."Ben kızımı Betül'ümü kaybettiğimde daha o 18 zindeydi, bu bi baba için o kadar acı bir durum ki kahrolmuştum bir daha hayatta gülemem derken siz bana yoldaş oldunuz. Seni kızımdan ayırmadım ben, sen bizi hayata döndürdün be kızım unuttun mu beni ufak tefek kızdırmalarınla yada Ayten annene bildiğin yemekleri bile bilmiyormuş gibi sorup konuşturduğunda yada Savaş'ı onda kötü davranışlarında ki sabrınla düzelttin sen bize ışık oldun be kızım bırak bizde senin yaralarını saralım bize anlat bizimle konuş lütfen.
Bunları söylerken beni daha fazla yaraladığını bilmiyordu . Yada kızının ölümünde parmağım olduğunu bilse yine böyle şefkatli davranır mıydı bana.
Ben olsam beni affetmezken onlardan şefkat bekleyemezdim gidicektim kararımı vermiştim ilk fırsatta buradan onların hayatından gidecektim ama önce son kez yapmam gereken şeyi yapmalıydım.
Biliyorum bu acımasızlık olucaktı biliyorum beni asla affetmeyeceklerdi ama zaten istediğimde buydu ki onların benden nefret etmesi benden vazgeçmesi evet son işimi de halledip temelli gidicektim hayatlarından,
Turan babanın odadan çıkmasıyla telefonumu elime alıp doktorumu aradım ."Merhaba doktor bey Serra ben.. şey ben kararımı verdim evet son kararım bebeği aldırmak istiyorum.... Ve ben sonu olmayan en büyük hatalarımın başlangıcına doğru adım adım gidiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)
RomanceBabası küçük yaşda ölmüş annesi hasta olan Serra' nın hayata sıkı sıkı sarılışı...bir aşk ne kadar acımasız olur.