Giden adamın arkasından bakamıyordum bile, ne bekliyordum ki gitmeyip anılarla dolu bu eve benimle girmesinimi... benim le hemde kardeşinin ölümünde suçladığı kızla..
Alayla güldüm kendime aslında ağlanacak haldeydim, hayatım düzeleceği yerde maf oluyordu iyice .
Savaş la evlenmek büyük hataydı ben bunu görmezden gelerek büyük aptallık yapmıştım, şimdi Emre 'yi benim için üzülen Eda'yı daha iyi anlıyordum.. ben bile artık kendime üzülüyordum, neyi haketmiştim ben ne yaptım da hep acı çeken ben oluyordum... belki de gerçekten suçluydum belkide gerçekten hatalıydım yoksa Allah neden beni sürekli cezalandırsın ki...Sabah uyandığımda derin nefesler çektim içime. Evet Savaş 'sız ilk gecemi geçirmiştim o kadar da korkulacak bi gece değildi.
Yerimi yadırgadığım için biraz zorluk çektim ama olsun baş edemeyeceğim birşey değildi sonuçta.
Kendime sıcak bir filtre kahve yapıp bahçeye çıkmıştım. Buraya Betül le arada geldiğim için az buçuk biliyordum ortamı.
Mis gibi hava, bir kaç at , organik bahçe sanırım burda bi süre kafa dinlemek çok da kötü bir fikir değildir.
Öylece etrafı dolaşırken atların olduğu yere istemsizce yürüdüm..
Betül'ün atının aynına doğru ilerledim, dolunay Betül'ün en sevdiği kızı, onunlayken zamanı yitirirdi. Dolunay Betül'ün her şeyiydi.
Bazen kıskanırdım bu atı , çünkü Betül ona aşkla bakardı.
Dolunayı alıp biraz dolaşmak için çiftlikten uzaklaştım madem buradaydım güzel vakit geçirmeliydim belki bir daha buraya gelemezdim. At binmeyi Betül sayesinde öğrenmiş onun kadar sevmesemde at binmek benide rahatlatıyordu. Güçlü hissediyordum kendimi, üzerimde siyah ince askılı yazlık bir elbise vardı tamam pek uygun bir elbise değildi belki ama bura özel bir mülk olduğu için biraz binmenin kimseye zararı olmuyacağını düşündüm .Çok yorulmuştum, çiftliği döndüğümde önce annem le sonra Eda ile bol bol görüntülü konuşmuştuk.
Tabi Eda susar mı hiç susmadı Savaş'a bol bol küfürler savurdu durdu.
Artık bedenim yorgunluktan mı yoksa üzüntüden mi erkenden yatmıştım. Sonradında gök gürlemesiyle çığlık atarak uyandım, hayır ama yaa burda tek başına bununla baş edemem yalvarırcasına dua etmeye başladım, kendimi tutamıyordum korkudan ağlıyordum... nisan ayının sonları olduğu için ara ara böyle şiddetli gök gürlemesi yağışlar oluyordu. Dayanamayıp Savaş'ı aradım ama açmadı yine aradım , yine aradım ama lanet adam açmıyordu.
Tam kapatacağım esnada biri telefonu açtı ama açan Savaş değildi bir kız sesiydi sanırım Sibel di bu ses edemedim, sustum öylece iç çeke ağlayarak telefonu kapatıp Cenk'i aradım Cenk gelirdi o beni asla böyle bırakmazdı, dediğim gibi olmuştu Cenk bir saate geliyorum diyip kapattı telefonu...
hızla eşyalarımı topladım kalamazdım artık burada, o kadar gurursuz olamazdım, buraya gelmem bile saçmalıktı bir umudun peşine takıldım oysa koskoca bir yalnızlık tan başka payıma düşen olmuyordu bu hayatta.
2 saat sonra;
Yağmurla birlikte benim de göz yaşlarım durmaksızın akıyordu kapının çalmasıyla koşarak kapıyı açtım. Cenk gelmişti , perişan halimi görmesiyle gözleri dolmuştu hızla boynuna sarıldım lütfen lütfen gidelim buradan Cenk ne olur burda kalmak istemiyorum. Sırtımı sıvazladı güzelim korkma artık hadi eşyalarını al gidelim, başımı sallayıp ayrıldım iki adım atmıştım ki Savaş'ın sert bakışlarıyla durmak zorunda kaldım.. Resmen gözünden ateş çıkıyordu, çenesi seğiriyordu. Korktum ama geri adım atmadım başım dik bir şekilde yapıcağı hamleyi bekliyordum, çok beklemeden hızla Cenk 'e doğru gelip yüzüne yumruğunu savurmuştu.
Bağırmaya başladım bu yaptıgı çok saçmaydı Cenk'in suçu yoktu, asıl suçlu o iken neden yine saldıranda o oluyordu ki...
Yeterrrrr ! diye bağırdım Cenk'e dönüp arabada bekle geliyorum dememle Savaş gelmiyor , geldiğin gibi siktir git diye küfür savurmasıyla öfkeyle Savaş'a baktım...
Ne istiyorsun Savaş hee ney, amacın ne , bu yaptığın saçmalıkta ne?"Saçmalık mı, asıl senin yaptığın da ne ben senin için geldim lan senin için, dedim korkmuştur gök gürültüsünden ama Serra hanım gayet sevgilisini eve atmış gününü gün ediyormuş meğerse.
"Duyduklarımla şoka girmiş karşımdaki adama hayretle bakıyordum. Se se sen ne saçmalıyorsun yaa bu nasıl sözler hiç mi tanımıyorsun sen beni
"Vallaa gördüklerim ortada benim... gayet sarmaş dolaşdınız baya baya hemde.
"Bunu duymamla Savaş'ın yüzüne sertçe bir tokat savurdum.
Sen bu dünyada tanıdığım en kalpsiz adamsın. Ben bu yaşıma kadar bir tek seni sevdim lan bir tek sana aşık oldum. Bir tek seni deli gibi özledim . Ben senden başka hiç bir erkeğe bakmadım ama sen önce sevdin beni, belki de dünyanın en mutlu insanı yaptın.. ama sonra acımasızda uçurumdan aşağı attın.
Senden nefret ediyorum Savaş korkmaz duydun mu senden nefret ediyorum.
Cebimdeki telefonu çıkardım arama kaydını gösterdim bak , bi bak , bakta gör ben seni defalarca aradım ama sen değil sevgilin açtı telefonu... senin sevgilin seninnnnn
Sen beni başka erkeklerin yanında görmeye tahammül edemezken ben senin iki senedir yaşadığın aşka şahit oldum.. bana sakın ama sakın hesap sorma , yargılama, yaa git hayatımdan defol git, gitte acı çekmeyim artık .
Hızlı bir şekilde arabaya binip Cenk'e gidelim dedim.Savaş'ın ağzından ;
Söyledikleriyle dumura uğramıştım resmen, ne olmuştu öyle yine ne yapmıştım ben.
Allah benim belamı vermeliydi yine öfkeyle kırmıştım onu... ben den hiç bir bok olmazdı, bu hayattaki en büyük şansımıda kendi ellerimle yok ediyordum..
Kendimden nefret ediyorum bir insanı defalarca yok ediyordum ben gerçekten ölmeyi hal ediyordum...
Öylece oturdum yağmur yağıyordu ben ağlıyordum, yağmur yağıyordu ben kendime lanet okuyordum... o gitti ben gittiği yerde kaldım.Telefonun çalmasıyla sabah sabah kim bu arayan diye söyleniyordum.
Kolumda ki saate baktığımda pek de sabah olmadığını anlamıştım resmen öğlen olmuş bu saate kadar uyuduğuma inanamıyorum."Alo !
" Alo Serra, Kerem ben nasılsın?
"Aa iyiyim Kerem kusura bakma uyuyordum ya.
"Önemli değil canım ya ben bişey diyecektim müsaitsen.
"Tabi tabi müsaitim bişey mi oldu?
"Yaa Serra beni çiftlik den Ahmet abi aradı, şey dün akşam ki olayı anlattı. Savaş'ı da aradım bakmıyor...
"Hımm ya Kerem olmaması gereken şeyler oldu ama ben iyiyim sorun yok ama Savaş'ı bilmiyorum nerde nasıl sanırım kız arkadaşına girmiştir .
"Yok kız arkadaşına gitmemiş sabaha kadar yağmur altında ağlayıp sabah da zorla Ahmet abi çiftliğe evine girmesini sağlamış... ahmet abi yi kovmuş içeri almamış , Ahmet abi iyi değildi diyo.
Şaşırmış bir şekilde kala kaldım, sabaha kadar o yağmur da kalmış mı ? Ne yapıyor bu adam diye söylemdim içimden.
"Kerem ben halledicem gidip bir bakıyım sana da haber veririm."Çok sağol Serra muhakkak bana haber ver, yapabileceğim bişey olursa ara saat kaç olusa olsun.
"Peki ararım hoşçakal!
Telefonu kapatıp hızla giyinip çiftliğin yolunu tuttum, umarım iyisindir Savaş lütfen iyi ol lütfen...
Sonrasında arabayı bahçe kapısına bırakıp hızla kapıyı çaldım ama açmadı.
Defalarca vurmama rahmen açmıyordu, o açmadıkça benide korku salıyordu bişey olmuş olabilir miydi acaba offf Savaş yaa neredesin...Ahmet abiden yedek anahtarı alıp içeri girdiğimde gördüğüm şeyle neredeyse kalbim yerinden çıkıcaktı, Savaş öylece yerde yatıyordu elim ayağım buz tutmuş aklım durmuştu ölmüş olamazdı dimi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)
RomantizmBabası küçük yaşda ölmüş annesi hasta olan Serra' nın hayata sıkı sıkı sarılışı...bir aşk ne kadar acımasız olur.