Rehavete kapılıp peşimdeki adamları unutmam büyük saçmalıktı ve cezası şuan küçük bir depoda tutsak olmak.
Evet kaçılırdım kimler ve nedenini bilmiyorum bildiğim tek şey var oda başıma gelecek şeylerin korkusu...
Gece yarısı olmuştu ama hala ne gelen var ne giden. Deli gibi korkuyorum korkum en çok da bebeğime, ne olacak şimdi bunlar kim ve benden ne istiyorlardı ne kadar soğuk kanlı gözüksemde resmen soğuk terler döküyordum.Biliyorum hissediyorum buraya geldiğim gibi çıkmayacaktım belki ölü belki de bir ölüden farkım olmucaktı...
Ayağa kalkıp etrafımı incelemeye basladım. Tuaf bir yer burası sessiz etrafında kimsesi olmayan bir yer buradan bağırsam bile asla sesimi kimse duymazdı. Tekrar gelip kalktığım yere oturdum...
Bekledim sadece bekledim başka da çarem yoktu zaten... bu bekleyişin benim sonum olacağını bile bile bekledim, korkunun faydası olmayacağını bile bile bekledim.
"Savaş dedim ağlamaklı sesle elimi karnıma koyarak lütfen lütfen bize geç kalma bul bizi ne olur.
Kapının biranda sert bir şekilde açılmasıyla sıçrayarak uyandım, gözlerimi açmakta zorlanıyordum sabah olmuştu ve her tarafım ağrıyordu.
Önümde bir çift ayak görmemle kafamı kaldırdım o adam dı Maldivler'de karşıma çıkan ve daha sonrada iki kere beni takiplediğini fark ettiğim o adam.
Öyle dikkatli bakıyorduki bakmaması için ona dünyayı verirdim, fazlasıyla rahatsız olmuştum.Hiç bir zaman korkak biri olmadım bilmiyorum ama babam dan mı aldım bu huyu yoksa annemden mi ama hep dik korkusuz durmuşumdur.
Şuandada karşımda bana kibirle bakan adama aynı dik duruşla karşılık veriyorum.Önüme dizini bükerek eğilmesiyle artık yüzlerimiz aynı hizadaydı.. baktı o bakışlara aynı karşılığı verdim. Asla geri adım atıp yalvarma gibi bir niyetim yoktu.
"Merhaba Serra Yılmaz. Şahsen seni bu kadar kolay paketleyeceğim hiç aklıma gelmemişti. Aslında akıllı bi kıza benziyorsun.
Bunu derken eliyle saçımdan bir tutam alıp parmağına dolamasıyla başımı hızla çevirdim.
Dokunmasını istemiyordum en çok da bundan korkuyorum işte tecavüze uğramaktan."Kimsin sen, benden ne istiyorsun, ne yaptım ben sana da kaçırdın beni.
"Aaaa ama öyle kaçırmak falan hiç yakışmıyor misafir etmek istiyorum seni, he belki biraz da eziyet hatta...
Uzandı yüzüme elinin tersiyle dokunup." Belki biraz da eğleniriz olmaz mı?Bunu demesiyle bile midem bulanmıştı yüzüme dokunan elini sertçe itmemle kolumdan tutup yüzüme tısladı.
"Bana bak o elini kırarım bana karşı gelmeye son ver.
Sertçe beni itmesiyle duvara iyice gidip sırtımı dayadım."Ba ba bak benden ne istiyorsunuz bilmiyorum ama ben sizi tanımıyorum size birşey yapmadım.
"Bi düşünüyüm bakayım bana ne yapmış olabilirsin.
Elini çenesine koyup düşünür gibi yapmasıyla benimle alay ettiğini anlamıştım."Hehh şimdi hatırladım yaa baban seninle uğraşmamın tek sebebi BaBAN!
Bunu demesiyle hızla başımı kaldırıp baktım. "Ne demek babam, babamın bu durumla alakası ne? Ne saçmalıyorsun sen...
"Ahh asi kız yoksa sen babanın ne kadar pis ne kadar adi bir adam olduğunu bilmiyor musun?
"Kes şunu babam hakkında doğru konuş benim babam yıllar önce öldü tamam mı seni tanımıyordur bile.
"Biliyorum öldü .. kahkaha atarak onu ben öldürdüm zaten... böyle acı çeke çeke yalvara yalvara öldü hemde.
Duyduklarımla benliğime darbe almıştım, kulağımı kapatıp bir anda bağırmaya başlamıştım .
"Sus be sus yalan söylüyorsun benim babam hastaydı ki hastalanıp öldü. Sen yalan söylüyorsun yada yada ne biliyim biriyle karıştırıyorsundur.Ayağa kalkıp ellerini pantolonun cenine koyup adamlarına döndü. " Görüyorsunuz dimi ne kadar ahmak ne kadar acınası halde...
Bunu demesiyle adamlarıyla birlikte biranda gülmeye başlamıyla göz yaşlarım aktı.Sonra, sonra hızla yine önüme eğilip saçlarımı eline doladı.. Ağlamam şiddetlendi yapma desemde bırakmadı koparırcasına elini saçıma dolamıştı. İtiyordum onu ama o kadar güçlüydüki bırakmamıştı, yüzüme eğilip konuşmasıyla taş kesilmiş bir halde dinledim...
"Senin baban varya tam bir pislik adamın teki ister kabul et ister etme ama ölmeyi hak etti.
Bak bana iyi bak 13 yaşındaydım babanın o annem olacak kadınla kaçtığında, kaçarken de babamı öldürdüklerinde...
Ben tam 13 yaşındaydım, gördüm her şeyi izledim babanın babamı nasıl öldürdüğünü annem olacak o kadının evimizi nasıl ateşe verdiğini ve en kötüsü ne biliyor musun o kadın evde benim olduğumu bile bile ateşe verdi evi sırf ölmem için....Ama bak ölmedim gördüğün gibi ölmeyip onların Azraili oldum. Seninde sonun olucam babanın ailesinden bi kişi bile kalmayana kadar durmucam. Biliyor musun o kadın beni bir kez olsun sevmedi, o kadın bir kez olsun bana şefkat göstermedi. Bana acımamayı o kadın öğretti ve sende bundan nasibini alıcaksın.
Öyle bir güldü donuk gözlerle izledim sadece başımı hayır dercesine sağa sola sallıyordum çünkü konuşamıcak kadar şoka girmiştim."Se se sen yanılıyorsun bak benim babam trafik kazasından öldü annem dedi hatırlıyorum öldü dedi senin dediklerin doğru değil tamam mı inanmıyorum sana.
Ayağa kalkıp Öyle bir bağırmıştım ki yüzüme yediğim sert bir tokatla yere dizlerimin üstüne düştüm... canım acıyor hemde çok acıyor.Saçlarımın arasından bakarak konuştum."sen dedim sevilmeyi haketmiyorsun eğer çocukkende böyle kalpsiz vicdansızsan zaten annen seni o yüzden sevmemiştir.
Bunu dememle iyice deliye dönen adam öfkeyle bağırdı.. adamlarına dönüp "buna ne ekmek ne de su vermiceksiniz önce o karnındaki bebeği ölücek sonra işkence çeke çeke bu ölücek.
Eğer biriniz dahil yardım ettiğinizi görürsem önce sizi öldürürüm. Dedi ve arkasına bakmadan çıktı. Onunla birlikte adamları da gitmişti peşine.Yanlış konuşmuştum farkındayım ama babam için dedikleri canımı acıtmıştı.
Biliyorum sevgi görmemiş şiddet görmüş çocukların kalpsiz olmalarının tek suçu aileleridir. Ve o kadın kendi elleriyle bir canavar yetiştirmişti.Ağladım sabaha kadar ağladım hemde...
İçim dışım çıkana kadar ağladım.
Kimdi suçlu o kadın mı? babam mı?
Yada bu hikayede benim suçum neydi ki.
O adam istermiydi bu kadar kötü bir insana dönüşmek ..
Biz insanlar çocuk doğurmayı marifet sayıyoruz ama bilmiyoruz yetiştirmeyi,
Öğretemiyoruz merhameti vicdanı
Ve sonunda sevgisiz büyüyen çocuklar koca bir hayal kırıklığı oluyor. Aslında en büyük şuçlu bizler olmuyor muyuz? O zaman neden hala kendimizi düzeltmiyoruz ....Anne "hani demiştin ya anneler yalan söylemez diye peki sen niye bana yalan söyledin hani babam ölmüştü hani babam iyi biriydi söylesene anne benim babam katil mi? benim babam bizi hiç sevmedi mi?
Peki ya ben neden şuan benden gittiğini hissediyorum anne...
Söylesene sende hissediyormusun şuan acılarımı, kanıyorum anne duyuyor musun benim sessiz yalvarışlarımı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)
RomanceBabası küçük yaşda ölmüş annesi hasta olan Serra' nın hayata sıkı sıkı sarılışı...bir aşk ne kadar acımasız olur.