Elimdeki kahveyle odaya girdiğimde Savaş 'ın koltukta yastığıma sarılıp uyuduğunu görünce gülümsedim.
Tam karşısındaki koltuğa oturup iç çekerek kahvemi yudumladım ,bu adam başkaydı bi kere ilk di benim ilkim hem ilkim di hem sonum bi daha da olmadı, benden gidişiyle bütün kapılarım kapandı.
Aptal adam dedim içimden, Betül görse bu halimizi ne kadar üzülürdü ne çok çabaladı bizim için ne çok isterdi olmamızı şimdi ikimizden kalan koca bir nefret.
Biten kahve bardağımı masaya bırakıp aynı onun gibi uzandım, yüzünü izlerken aklıma yıllar öncesi geldi özlem dolu günler.
5 yıl önce;"Kulaklık kulağımda beethoven in ay ışığı sonatını dinleyerek kitabımı bitirmeye çalışıyordum. O kadar kaptırmışım ki kendimi saatin geçtiğini farkedememiştim.Kitabı kapattım rafa koyduğumda havanın bozuk olduğunu görünce yutkundum. Kara bulutlar sarmıştı her yanı bi küfür savurdum hadi canım havanın hali berbattı. İnşaallah gök gürlemez dememle bir anda gök yarılırcasına gürlemesiyle çığlık attım. Elime telefonu alıp Betül' ü aradım.
Çalıyor, çalıyor hadi be kızım yaa aç şunu
- kuzu beni mi özledim
-gülümsedim özledim o ayrı bi konu şuan çok kötüyüm gelmen lazım.
- bebeğim bir sakin ol ne oldu, artı ben Bursa dayım düğünde.
-haa si.... bi küfür savurdum.
- Serra kuzu ne oldu korkutma beni ama.
- Evdeyim, yağmur yağıyor ve en kötüsü bildiğin gibi gök gürlüyor ve ben çok korkuyorum. Bunu dememle bi gök gürlemesi daha olunca çığlık attım.
- sakin ol şimdi ben halledicem diyip telefonu kapattı.
Ne yapabilir ki! Off bitmez bu gün Allahım lütfen lütfen yağmasın artık yağmur, çok korkuyordum oldum olası yanlız biri olduğum için tek korkum gök gürlemesiydi aradan bi yarım saat geçmiştiki kapı çaldı koşarak kapıyı açtığımda karşımda Savaşı görmemle afalladım.
Sa sa Savaş senin ne işin var burda diyince yüzünü buruşturdu.
Gidiyim mi istersen demesiyle yo yo hayır öyle demek istemedim özür dilerim gel içeri, şöyle salona geçebilirsin dememle gülümsedi.
Otursana!
Teşekkürler deyip oturdu.
Öylece durmuş konuşmadan yeri izliyordu.Çok yakışıklı üzerine giydiği kırmızı boğazlı kazak onu olduğundan daha fazla yakışıklı yapmıştı.
"Tereddüt ederek tekrar hoşgeldin nasılsın diyince başını kaldırıp bana baktı iyiyim sen peki.
"Yani dedim iyiyim bende oturuyorum seni gördüm daha iyi oldum diye içimden söylendim.
"Gülümsedi Betül aradı gök gürültüsü seni biraz korkutmuş eğer sıkıntı olmazsa yanında beklerim yağmur bitene kadar.
Heyecanla alkışladım çok isterim çok sağol diyip ayağa kalkıp çay demliyim içeriz dimi,
İçeriz diye gülümsedi.
Sonrasında çaylarla yanına hazırladığım kurabiye ve kek tabağıyla içeri geldığimle yardım etmek için ayağa kalkmıştı, lütfen otur Savaş ben halladerim.
Çekingen bir tebessüm le oturdu bol bol sohbet edip kahkalar atarak eğlenmiştik ne korku kalmıştı ne yanlızlık.
Gece saat 1 olmuştu artık yağmur yağmıyordu, Savaş ayağa kalkıp gidiyim dediğinde yüzüm düştü kalsan olmaz mı? Dediğimde rahatsız olmazsan eğer demesiyle hayır hayır kal lütfen diyip odadan iki yastık iki pike getirip birini onun yatıcağı cekyata serdim diğerinide kendi çekyatıma koydum ikimizde uzandık sanki yan yana yatar gibi sanki dokunsam yüzüne değecek gibi yanaklarımın ısındığını farkedince utançla başımı çevirdim hafif kıkırdadığını duymuştum ama dönüp bakamadım bir daha öylece sabaha kadar güzel bir uyku çekmiştim.
Şimdi ki zaman;
Uyandığımda Savaş yoktu gitmişti hayretle kalktım nasıl, ne zaman gitmiştiki insan bi seslenirdi hödük ne olcak diye söyleniyordum.
Ayağa kalkıp banyoya koştum hızlı bir duş alıp kahvemi de alıp balkona çıkıp derin nefes alıyordum ,nereye gitti acaba insan bi teşekkür eder be anlayışsız hödük.
Oyle düşüncelere dalmışken telefonum çaldı arayan Kerem di korku içinden açtım kötü şeyler duymaya henüz hazır degildim, Allahım lütfen bi kişi daha gitmesin benden yalvarırım diye iç geçirdim. Usulca açtım telefonu,
Alo Kerem!
Serra napıyorsun nerdeysen hastaneye gel hemen Turan baba uyandı seni soruyor.
Kahkaha attım işte bu ya işte duymam gerekler hemen geliyorum çok sağol Kerem diyip kapattım telefonu ve hızla hastaneye gittim.
Hastaneye geldiğimde kolidorda tek tük insanlar kalmıştı hemen içeri girdiğimde Turan baba ile göz göze geldik ağlayarak koşup yatakta yatan adama sıkıca sarıldım.
Başımı okşadı tamam deli kız iyiyim ben hadi ağlama dediginde başımı kaldırdım hüzünle yüzünü inceledim gerçekten iyiydi iyi olmalıydı da, baktım yüzüne bi daha üzülmek yok ağlamak yok kurabiye kek de yok dediğimde güldü diğerlerini anladım da onlar niye yok be kızım.
Artık sağlıklı beslenme var sana çok iyi bakıcam diyip tekrar sarıldım Kerem gibi omzuma dokunduğunda dönüp baktım ben sana demiştim dercesine bakıyordu kalkıp ona da sarıldım tereddüt etmeden sarılışıma karşılık verdi.
Kerem benim için bi abi gibiydi onunda beni kardeşi gibi gördüğünü biliyordum. Kafamı kaldırdığımda Savaş ın sert bakışlarıyla karşılaştım yavaşça ayrıldım Kerem 'den,çenesi seyiriyordu öfkeyle bize bakarken., ne olmuştu şimdi bizi kıskanmış olamaz dı dimi hem neden kıskansın ki önüme döndügümde Turan baba gelmem için elini uzattı oturup yatagının kenarına elini tuttum diğer elini Savaş a uzatınca oda oturup benim gibi tuttu elinden.
Çocuklar üç gün sonra İtalyan iş adamlarının toplantısı olacak bizim restaurantta, öğle yemeği eşliğinde konuşacaklar.
Savaş dedi ona bakarak beni sen temsil et Betül de sana yardımcı olur diyip bakışlarını bana çevirdi.
Başımı olur dercesine sallayıp Savaşa döndüm oda dönüp bana bakıyordu neden öyle bakıyor ki bana öldürecek gibi içimden tövbe Yarabbi diyip tamam Turan baba sen merak etme ben hallederim Savaş beyin işi varsa gelmeye bilir ben hepsiyle tek tek ilgileni yokluğunu belli etmem dememle odadan ayrıldım. Hızlı hızlı yürürken bi taraftan söyleniyordum dengesiz bir gün aşkla bakıyor bir gün öldürmek ister gibi Allahım katlanamıyorum artık dıyerek sitem ederken biri sertçe kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi , çevirken saçlarım yüzüne çarpmıştı, ufak bi çığlık koptu ağzımdan yutkundum donmuş gibi suratına bakıyordum sert bir sesle ne yaptığını sanıyorsun sen diyip aZarladı beni.
Be be ben ne yapmışım dedigimde.
Sen kendini ne sanıyorsun ora benım restoranım unuttun galiba deyip kolumu sıktı.
Kolum acıyor Savaş bırak beni diyip kolumu sertçe çektim hiç birşey diyecek halim kalmamıştı gözlerimden yaşlar akarken ayrıldım hastaneden.
Hep bu oluyordu onun tarafından kırılan ben kıran o,ağlayan ben ağlatan o, ne zamana kadar bu böyle gidecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)
RomanceBabası küçük yaşda ölmüş annesi hasta olan Serra' nın hayata sıkı sıkı sarılışı...bir aşk ne kadar acımasız olur.