Serra 'nın ağzından
Odama girine kadar dik duruşumu bozmadım ama kapımı kapatır kapatmaz göz yaşlarım sel olup akmıştı. Bencil adam sanki gidicem dedim şu yaptığına bak kalpsiz kötü ne olucak.
Burnumu çeke çeke ağlıyordum, kapının arkasından kalkıp yatağıma oturdum. Artık bıkmıştım bu adam yüzünden ağlamaktan.
Böyle yapmaya devam ederse kendi elleriyle beni gönderecekti Italyaya haberi yok...
Yan odanın kapısının sertçe kapanmasıyla irkilmiştim biri gidiyordu belliki ..
tahmin etmek çok zor değildi Savaş yine öfkesiyle hareket ediyordu.
Camdan baktığımda arabasıyla tam gaz giden adamla gözlerim yine dolmaya başlamıştı. Hemen özür dilemesini sakinleşmesini beklemiyordum tamam ama gitmesinede gerek yoktu ... kapımın çalınmasıyla hemen yönümü döndüm gelen Turan babaydı."İyi misin kızım konuşalım mı? Biraz.
"Gel baba gel iyiyim. Elimin tersiyle göz yaşlarımı silmiştim. Oturduk yatağın üzerine, bizden daha beter gözüken adama baktım öyle.
"Vallaa gidicem demedim baba sadece teklif iyiydi ama gitme şansım olmadığını için üzüldüm."Biliyorum güzel kızım, seni tanıyorum gitsen çoktan gitmiştin zaten. Daha önce de teklif geldiğini biliyorum, Murat söylemişti ama sen reddetmişsin.
"Sizin için en başta Savaş için tabi... o zamanlar Betül öleli daha bir sene olmuştu seni de bırakamazdım. Bi de ben gitseydim iyice kötü olurdun biliyorum.
"Canım kızım Biliyorum iyi niyetini , Savaş ı da sen biliyorsun kaybetmek istemiyor seni o yüzden bu kıskanç ve çekilmez tavrı.
Böylece bi saat konuşmuştuk.. Şimdi daha iyi hissediyordum kendimi hiç olmazsa fazla öfkeli değildim artık. Belki gitmeseydi Savaş oturup adam akıllı konuşur düzeltirdim herşeyi. Yada boşver iyiki gitmiş hödük adam ... diye söylendim.
Sabah çalan telefonun alarm sesiyle sıçrayarak uyandım... Hadi ama ne zaman uyudum ne zaman sabah oldu, off yine fena baş ağrım tutmuştu, bitmezdi artık bu gün diye söylenerek aşağı iniyordum..
Turan babanın biriyle telefonda konuşmasına şahid olmuştum Kerem di sanırım konuştuğu usulca dinledim...."Ne demek bulamadım hala Kerem , hani bara gitmişti.
Anlamadım ne Sibel'i ne haberi..
Derin bir off çektim bu çocuk akıllanmıcak en sonunda sürgün edicem, kaç yaşına geldi şı yaptıklarına bak. Kerem gazetelerdeki haberler için yapacak birsey yok Serra okumaması için çabalarız ama haberlere çıkmasını engelle oğlum .. Bide o hadsiz oğlan la konuşunca buraya gelmesini tembihle hadi Allaha emanet ol .Ne haberi ne Sibel'i ne saklıyorlar benden.
"Baba ne oluyor yine Savaş 'a bişey mi oldu."Serra sen ne zaman indin aşağı. Hem olan bişey yok kızım . Savaş'ı da Kerem arıyor bulup getirecek.
Tabikide inanmadım hemen gidip gazeteleri elime alıp haber sayfalarına göz gezdirdim.
"İhanet"
"Ünlü iş adamının oğlunun gece kaçamağı"
"Yeni damat eski sevgilisine mi döndü"
Ve bunun gibi bir sürü haber, elimle gazeteleri parçalarcasına sıktım sinirle yere attım her şeyi.
Bunu bana yapmış olamaz dı dimi o nasıl olurda o kıza gider hemde daha yeni yeni düzelmişken.
Tek kelime etmeden çantamı aldığım gibi gittim oradan . Klasik Savaş'dı işte ne bekliyordum ki hangi sözüne inanıcam artık , hangi sözüne tamam dicem .
Ben onun için gitmedim senelerdir onu beklerken o gözümün önünde aşk yaşadı.Arabamı alıp çıkmıştım yola onunla görüşmek istemiyordum... Degil konuşmak sesini bile duymaya artık tahammülüm yoktu.
Gidecek yerim yine yoktu. Acil kendime düzgün bir yol çizmem lazım bırakacaktım onu kafama koydum artık bitti bu iş.
İki saat sonra çiftlik evine gelmiştim aklıma sadece burası gelmişti burada beni bulamazdı bende bir kaç gün kafa dinler sonrasına bakardım artık. Belki de bu sinirle direk gitmeliydim Italya 'ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)
Storie d'amoreBabası küçük yaşda ölmüş annesi hasta olan Serra' nın hayata sıkı sıkı sarılışı...bir aşk ne kadar acımasız olur.