Bizim Masal'ımız

223 40 1
                                    

İki hafta tam tamına iki hafta önce bu güzeller güzeli aramıza gelmişti..
Evet o tepe macerasından sonra ki gün çok pis sancım tutup hastane köşelerinde kıvranmıştım.
Gerçekten doğum yapmak insanın defalarca ölmesi sonrasında dirilmesi gibi çok acı verici..
Ama sonrası bir kuş misali rahatlama ve ömrüne ömrünü kattıcağın bir mucize güzellik .
Tabi bende işler bir tık daha zorlaşmıştı.
Anksiyete yani panik atak krizi doğum anında gerçekleşmiş ve bu durum benim 3 gün yoğum bakımda kalmama neden olmuştu..
Evet artık bir rahatsızlığım var Anksiyete krizi.
Malum kaçırılma gecesinden sonra iki kez ufak çaplı geçirdiğim, doğum sırasında daha ağır daha kötüsünü yaşatmıştı... Ve neredeyse bu ölümüme neden olacak türdendi. Çok şükür ki korkulan olmamış ve sağ sağlım evimize gelebilmiştik.
Sonrasında;

Kendimi bıkkınlıkla koltuğa bıraktım. "Sanırım yorgunluktan ölücem.
Aynı şekilde diğer koltuğa da Leia kendini bırakınca Masal'ı yine Henry 'e postaladını anlamıştım. Bıkkınlıkla ofladı.

"Off! Geberdim ama ne gece duruyor nede gündüz lanet olsun bu bebek neden susmuyor. Bana bakarak haklı isyan içerikli söylenmelerine güldüm, tabi ben gülünce bu sefer beni ördürecek gibi bakmıştı.

"Hadi ama günlerce doğur doğur diye başımın etini yiyen sizdiniz.
Bana yandan bir bakış atıp." Biliyor musun Masal aynı sen, senin gibi memnuniyetsiz ve ağlak.

Bu sefer Henry de gülmüştü , haklıydı biraz gerçekten hamilelikte yaşadıklarımdan ötürümü ne Masal doğduğu günden beri canımızı okumuştu.. "Umarım büyüyene kadar ağlamaz. Yoksa onu Savaş'a vermek için çok beklemem.
Yüzümü buruşturup söylenmelerime hep birlikte kıkırdadık.
Henry kucağındaki kızı susturmak için bi ileri bi geri giderken bir yandanda etrafına bakınıyordu.
"O Andre olacak serseri hangi cehenneme kaçtı gelip az da o gezdirse bari.
Leia ile birbirimize baktık gerçekten son yarım saattir Andre ortada değildi,  bizi bu halde bırakıp gitmiş olabilir miydiki.
İçerdeki odalardan birinin kapısının açılmasıyla hepimiz yönümüzü o tarafa çevirdik ve gördüklerimle sertçe yutkunmuştum.

Andre odama girip komidinin üstüne duran siyah tişörtü giymişti.
Öylece tişörte baka kalmıştım.. Bu Savaş'ın tişörtüydü gitmeden önce çantama sıkıştırdığım tişört, her gece sarılarak uyuduğum o tişörtü.

Andre üzerindeki tişörtü düzeltiyor bir yandan da söyleniyordu.
"Küçük cadı üzerime kusunca duş alıp  komidinin üstündeki bu tişörtü giydim sıkıntı olur mu?

Sessizce başımı birşey olmaz dercesine sağa sola salladım... diyemedim işte,  o Savaş'ın onda onun kokusu var diyemedim.
Andre gülümseyerek ağlamaktan harap olan kızımı kucağına alırken ben sadece gözlerim dolu dolu onlara bakıyordum.
Ne de çok görmek isterdim böyle bir manzara da Savaş'ı görmek. İç çekerek izlediğim bu manzarayı Masal'ın susup öylece başını Andre ye yaslaması bozmuştu.
Susmuştu Masal artık ağlamayor öylece Andre'nin kucağında bakınıyordu.

"Ben şok bu kız sustumu.
Bunu diyen Henry' di hepsi şoktaydı. Tabi Andre bunun kendi marifeti olduğunu iddia etsede çok bariz belliydi kızım babasının kokusunu hissetmişti....

"Ne yani sen şimdi diyorsun ki Masal bu tişörtten dolayımı susup uyudu.
Bunu soran Andre'ydi. Başımı malesef dercesine salladım.
"Bu olması imkansız birşey sonuçta Masal babasını hiç tanımadı daha, bunu soranda Henry 'di.
Tam ona cevap vericekken Leia konuştu.

"Aslında olabilir çünkü anne rahminde bebek gelişimi başladığından itibaren herseyi hisseder ve tanır mesela örnek annenin hamilelikte yediği şeyleri bebekler ileride zorluk çıkarmadan yerler yada anne ne kadar üzgün ve stresli olursa bebek bunuda benimser...
yani anlıyacağınız Serra sürekli bu tişörtü giyip kokladığı için Masal da otomatikman bu kokunun aşinası olmuş olabilir.

ELİMİ BIRAKMA (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin